Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/286 E. 2023/1064 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/286
KARAR NO: 2023/1064
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/11/2020
NUMARASI: 2015/710 Esas 2020/716 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/07/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili firmanın çeşitli tarihlerde davalının yetkilisi olduğu … ile un alım satımına ilişkin ticari faaliyette bulunduğunu, satılan ve teslim edilen mallarla ilgili fatura ve irsaliyelerde de davalı tarafından malların teslim alındığının açıkça belirtildiğini, davalının karşılıklı cari hesap ekstrelerinde görüleceği üzere müvekkilini temsilen firmanın pazarlamacısı olan dava dışı Ahmet Yılmaz’a cari hesaba istinaden; …’a ait … A.Ş Beylikdüzü Şubesi’nin … çek no, 15.12.2006 keşide tarihli ve 2.750-TL miktarlı, … Bankası A.Ş. Beylikdüzü Şubesi’nin … çek no, 25.12.2006 keşide tarihli ve 2.500-TL miktarlı, …’a ait … Bankası A.Ş Şişli Şubesi’nin … çek no, 30.12.2006 tarih ve 3.500-TL miktarlı, … Tic. Ltd. Şti’ye ait … Bankası Başvekil Caddesi Şubesi’nin … çek no, 30.11.2006 keşide tarihli 3.500 miktarlı, …’ya ait … Bankası A.Ş Bornova Şubesi’nin … çek no, 05.11.2006 keşide tarihli 3.000TL miktarlı çeklerin tahsili için ilgili bankalara ibraz edildiğinde çalıntı olduğu bilgisi alındığını ve her bir çek için ayrı ayrı icra takibi başlatıldığını, akabinde taraflarınca davalı hakkında İstanbul CBS 2011/37477 soruşturma numarası ile şikayette bulunulduğunu ve İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/108 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/108 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davalının resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından cezalandırıldığını, bu sebeplerle müvekkili firmanın davalının yetkilisi olduğu … ile çeşitli tarihlerde un alım satımına ilişkin ticari faaliyette bulunulduğunu ve cari hesap alacağına istinaden verilen çeklerin çalıntı çıktığını, böylelikle müvekkilinin cari hesabına istinaden alınan çeklerin çalıntı çıkması ve çeklere ödemeden men yasağının konması sonucunda müvekkili firmanın bakiye alacağını alamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari reeskont faizi işletilerek 32.896,12-TL alacağın tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, dava konusu çeklerin, dava dışı … Ltd. Şti tarafından keşide edilmiş ya da cirolanmış çekler olduğunu, söz konusu çeklerde davalı şirket ortağı …’nın şirketin münferiden yetkilisi sıfatı dışında, şahsi sorumluluğunu doğuracak bir imzası mevcut olmadığını, sermaye ortaklığı olan limited şirketlerde ortakların sorumluluklarının, koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı olduğu, davalının, sermaye borcunu ödemediği hususunda davacı tarafça bir iddiada bulunulmadığı, dolayısıyla dava dışı şirketin borcu sebebi ile davalı ortak aleyhine açılmış olan davada, taraf sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından; davanın, davalı taraf sıfatı yokluğundan (husumet) reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, davanın; İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/108 E. 2015/51 K. sayılı kararına istinaden çalıntı çekler nedeniyle ceza yargılamasında katılan taraf olarak yer alan müvekkil şirketin zararını davalı …’dan tanzim etmek amacıyla açıldığını, müvekkil şirket davalının yetkilisi olduğu … ile çeşitli tarihlerde un alım satımına ilişkin ticari faaliyette bulunmuş ve cari hesap alacağına istinaden davalı tarafından verilen çekler de İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/108 E. 2015/51 K. sayılı kararında belirtildiği üzere çalıntı çıkmış olduğunu, böylelikle müvekkil şirketin cari hesabına istinaden alınan çeklerin çalıntı çıkması ve çeklere ödemeden men yasağının konması sonucunda bakiye alacağın tahsil edilemediğini, zararın tazmini için cezalandırılan sanığa karşı huzurdaki haksız fiilinin tazmini davası açtıklarını belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, ticari alım- satım çerçevesinde ödeme vasıtası olarak verilen çeklerin sahteliğinin sabit olması nedeniyle tahsil edilemeyen bakiye cari hesap alacağının tahsili istemine ilişkindir. TTK 573/2 maddesi gereğince ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlü olmakla birlikte TMK’nın 50. maddesinde, tüzel kişinin iradesinin, organları aracılığıyla açıklanacağı, organların, hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokacağı, yine organların, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumlu olduğu belirtilmiştir. Davacı taraf, davalının yetkilisi olduğu … ile çeşitli tarihlerde un alım satımına ilişkin ticari faaliyette bulunduğunu ve cari hesap alacağına istinaden davalı tarafından verilen çeklerin de İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/108 E. 2015/51 K. sayılı kararında belirtildiği üzere çalıntı çıkmış olduğunu, böylelikle müvekkil şirketin cari hesabına istinaden alınan çeklerin çalıntı çıkması ve çeklere ödemeden men yasağının konması sonucunda bakiye alacağın tahsil edilemediğini beyan ederek cari hesap alacağının tahsilini talep etmektedir. Ticaret sicil kayıtları ile sabit olduğu üzere davalı …, dava dışı … San. ve Tic. Ltd.Şti.’nin yetkilisi olup taraflar arasındaki ticari ilişkide ödeme vasıtası olarak verilen ve ceza yargılamasına konu olan çekleri şirket kaşesi üzerine attığı imza ile cirolayarak çek borçlusu haline gelmiş olup bu husus İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/108 E. 2015/51 K. Sayılı dosyasında şüpheli sıfatıyla vermiş olduğu ifadede de yer bulduğu, Davalının çekleri çalıntı ve sahte olduklarını bilerek kullanması nedeniyle mahkumiyetine karar verilmiş olduğu,dosyanın henüz Yargıtayda temyiz incelemesinde bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça bakiye kalan cari hesap alacağının ispatı için dosyaya ibraz edilen cari hesap ekstresi dava dışı … San. Ve Tic. Ltd.Şti.’ne ilişkin olup un alım satıma ilişkin ticari ilişkinin bu şirketle yapıldığı ve çeklerin de ödeme vasıtası olarak verildiği tarafların kabulünde ve sabit olmakla birlikte davaya konu cari hesap alacağı çeklerin çalıntı olması nedeniyle tahsil edilememiş ve Davacının zarar görmesine neden olmuş olduğundan 5 adet çek bedeli toplamı olan 15.250 TL miktarla sınırlı olmak üzere dava dışı limited şirket kadar TMK 50.madde uyarınca şirket yetkilisi olan Davalının da kusuru nedeniyle borçtan şahsi olarak sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Ayrıca, çalıntı çeklerdeki kaşe ve imzanın kendisine ait olduğu Davalı tarafça ikrar edildiğinden mahkumiyet kararının kesinleşmesinin beklenilmesine de gerek duyulmamıştır. İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebebi yerinde olan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hata yeniden yargılama gerektirmediğinden,kararın kaldırılarak”Davanın kısmen kabulüne; çalıntı çekler toplamı 15.250-TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,fazla istemin reddine ” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2020 Tarih 2015/710 Esas 2020/716 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne; 15.250-TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 1.041,72-TL harçtan peşin alınan 561,79-TL harcın mahsubu ile 479,93‬‬‬-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye ödenmesine, Davacı tarafından yatırılan 589,49‬‬‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı tarafından sarf edilen 700-TL bilirkişi ücreti ve 314,40-TL posta ve talimat masrafı olmak üzere 1.014,40-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 475-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 80,50-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 40-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/07/2023