Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/285 E. 2021/241 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/285
KARAR NO: 2021/241
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2020
NUMARASI: 2020/616 Esas – 2020/448 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Kuruluşun Hükümsüzlüğüne Dayalı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Görevsizliğe ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, ortak miras bırakan …’in 08/06/2020 tarihinde vefat ettiğini, davalıların murisin çocukları, davacının ise murisin ikinci eşi olduğunu ve dava dışı kızı bulunduğunu, dava dışı … ile murisin … A.Ş.’ni kurduklarını, müvekkilini miras dışı bırakmak amacıyla muvazaalı kuruluş esas sözleşmesi ile davalı çocuklarından her birine %50 hissesinin %8’ine tekabül eden hisse vermek suretiyle toplam %24 hisse ile davalıları kurucu ortak hissedar yaptığını, şirketin 2010 yılında yapılan olağan genel kurulunda sermaye arttırımı yolu ile kendi hissesini %2 seviyede bırakarak çocukları olan 3 davalıyı ve dava dışı kızı …’i %12 pay sahibi olmasını muvazaalı olarak sağladığını, bu nedenlerle her bir davalının ayrı ayrı … A.Ş.’deki hisselerinin muvazaa nedeniyle davacı müvekkilinin miras hissesi oranında tespit ve iptali ile davacı adına tescilini, işbu davada bir karar verilinceye kadar davalılardan her birinin 2019 yılı olağan genel kurul hazirun listesinde yazılı bulunan hisselerinden müvekkilinin 4 payına tekabül eden %12,50 hisselerinin (her bir davalı için 3,125 hisse) devrinin dava sonuna kadar engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması gerektiği, TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediği, hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmeyeceği, davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunlu olduğunu, tarafların tacir olmadığı, dava dışı şirketteki davalıların muvazaa nedeni ile hisselerinin iptali talebinin mutlak ticari davalardan olmadığı, bu nedenle dilekçenin görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar vekili; davanın davalıların anonim şirket hisselerinin muvazaa iddiasına dayalı olarak davacının miras payı oranında iptali ve tesciline ilişkin olduğunu, TTK’nun 4.maddesi gereği bir ticari işletme ile ilgisi bulunmasa dahi TTK’da düzenlenen hususlardan doğan davaların tarafların sıfatına bakılmaksızın mutlak ticari dava sayıldığını, Anonim Şirketlerin 6102 sayılı TTK’nun 2.Kitabında “ticaret şirketleri” adı altında düzenlendiğinden mutlak ticari dava olduğunu, ihtiyati tedbir talebi ile ilgili bir karar verilmediğini, görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı tarafça muris tarafından muvazaalı olduğu ileri sürülen işlemlerle davalılara devredilen anonim şirket hisselerinin miras hissesi oranında tespit ve iptali ile davacı adına tescili talebine ilişkindir. Davacı, murisin ölümünden evvel yaptığı işlemlerin muvazaalı olduğunu, bu bağlamda miras payının zedelendiğini ileri sürerek hak iddia etmektedir. Miras payına dahil olduğu ve muvazaalı olarak devredildiği öne sürülen malvarlığı haklarının (ticari şirket hisseleri) 6102 sayılı TTK’da tanımlanmış olması, davayı ticari dava kılmaz. Davanın (iddianın) temeli muris muvazaasıdır. Muvazaanın var olup olmadığı yönündeki iddia ve savunmaya ait delillerin tartışılması anlamında davanın konusunu oluşturan hisse senetlerinin reel değerlerinin belirlenmesi sürecinde ticari defterlerin ve kayıtların incelenmesi gereği de davayı ticari dava kılmaz. Genel bir ilke olarak görevli mahkemenin belirlenmesinde temel ölçüt, muris muvazaasına konu malvarlığı haklarını oluşturan unsurların niteliği olmayıp, murisin mirasçılarının hukukunu zedeleyen malvarlığı haklarına yönelik muvazaalı bir işlemi olup olmadığıdır. Bunu değerlendirme görevi de 6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Dava muris muvazaasına dayalı hisse devrinin iptali davası olup, 4721 sayılı TMK’nun 576.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken bir dava olmakla ve 6102 sayılı kanunun 4.maddesinde yazılmış mutlak ticari davalardan olmadığı gibi aynı kanunun 5.maddesinde yazılı olduğu gibi nisbi ticari davalardan da olmadığı, bu itibarla ticari dava mahiyetinde olmayan davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu, mahkemece verilen görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi yönündeki kararı hukuka uygun olup istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. HMK nın 341/1 gereği ilk derece mahkemelerinin nihai kararları ile ihtiyati tedbir ,ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde ,itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Davacı vekilinin dava dilekçesiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği ,ancak bu talep hakkında ilk derece mahkemesince olumlu olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.Bu talebin istinaf incelemesine konu edilebilmesi için mahkemece olumlu olumsuz bir karara bağlanması gerekmektedir.Karara bağlanmayan bir hususun istinaf kanun yolu ile incelemesi yapılamayacağı gözetildiğinde davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin kabulüne karar verilmesi istemi yerinde görülmemiş,istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/02/2021