Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/270 E. 2023/1149 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/270
KARAR NO: 2023/1149
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2020
DAVA: İtirazın İptali
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı şirkete ait emtiaların uluslararası fuarlara taşınmasını üstlendiğini, taşımalara ilişkin olarak davalının kusuru nedeniyle müvekkili şirket araçlarının gümrükte beklemek zorunda kaldığını, bu nedenle 07/06/2017 tarihli ve ayrı ayrı 11.165-TL bedelli 2 adet bekleme ücreti faturası düzenlendiğini, bu nedenle müvekkilinin toplam 22.330-TL alacaklı olduğunu, davalı tarafın bu bedeli ödemekten imtina etmesi üzerine müvekkilinin alacağının tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlunun takibe haksız olarak itiraz ettiğini, davalının takip konusu borçtan sorumlu olduğunu, zira müvekkilinin araçlarının davalı kusuru nedeniyle gümrükte beklemek zorunda kaldığını belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili şirketin … adlı bir yabancı firmadan sipariş ettiği malların Polonya’dan Türkiye’ye taşınması için davacı ile anlaşıldığını, bu aşamadan sonra müvekkilinin aradan çekildiğini ve dava dışı … firması ile yüklenici davacının işi birlikte yürüttüğünü, ticari ilişkinin gümrük ve taşıma ile ilgili her türlü belgeyi davacının temin etmesi şeklinde gerçekleştiğini, davacının, birtakım belgeleri hazırlayamadıklarını ve dava dışı … şirketinden yardım istediklerini müvekkiline iletmesi üzerine, müvekkilinin … firmasına ve davacıya e-posta gönderdiğini, davacının da e-posta ile evrak konusunda bir ilerleme kaydedemediklerini ve malları bu şekilde gümrükleme noktasına gönderdiğini ikrar ettiğini, davacının yükleme yapılana kadar evraklarla ilgili bir sorun bildirmediğini, davacının malları yükleyerek Polonya’da bir depoya götürdüğünü ve gümrük işlemleri için gerekli belgelerin hazırlanmasını beklediğini, ancak davacının bu konuda müvekkilinden onay almadığını, müvekkilinin malların depoya götürüldüğünü ve bekletildiğini çok sonra öğrendiğini, ayrıca davacının malları depoda bekletildiğini bile ispatlayamadığını, bu nedenle davacının faturalarına yasal süresi içinde itiraz edildiğini, davacının malları yüklemesi ve depoda bekletmesinin tamamen kendi kusurundan kaynaklandığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; incelenen e-posta yazışmalarına göre yüklemenin/taşımanın davacı firma ile davalı firma tarafından organize edildiği, dava konusu taşıma için gerekli olan evrakların eksiksiz ve zamanında hazırlanması sorumluluğunun davalı firmaya ait olduğu, davalı tarafından gecikme ücreti adı altında düzenlenen her birisi 11.165-TL tutarlı olmak üzere toplam 22.330-TL tutarlı faturaların davacı defterlerinde kayıtlı, davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafından bu faturalara süresi içinde itiraz edilmiş olduğu, davalı tarafından davacıya taşıma için gerekli evrakların zamanında ve eksiksiz olarak teslim edilmediğinin sabit olduğu, eksiksiz ve zamanında teslim edilemeyen bu evraklar yüzünden davacıya ait araçların bekleme yapmak durumunda kaldıkları ve yapılan beklemeden dolayı davalı firmanın (CMR Konvansiyonun 11. maddesi uyarınca) sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının takibe yönelik itirazının iptaline, alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; mahkemece ikinci kez bilirkişi incelemesi yaptırılmasına rağmen ilk raporun hükme esas alınamayacağını, e-posta yazışmalarını yapan kişilerin tanık olarak dinlenilmesi taleplerinin reddinin usule aykırı olduğunu, mahkemece gerekli evrakları hazırlama yükümlülüğünün müvekkiline ait olduğunun belirtildiğini, ancak somut olayda ek ücret verilerek evrak hazırlama yükümlülüğünün davacıya verildiğini, fatura konusu işin yapıldığının davacı tarafça kanıtlanması gerektiğini, yükleme tarihine ilişkin müvekkilinin iradesi veya talimatı bulunmadığını, araçların nerede ve hangi süre bekleme yaptığı hususunda fatura dışında bir delil bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı akdi taşıyıcı tarafından davalı alıcıya hitaben düzenlenen bekleme ücreti faturalarına dayalı cari hesap alacağının tahsili istemiyle başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Taşımanın güzergahı itibariyle, uyuşmazlık CMR Konvansiyonu hükümlerine tabidir. Taşıyıcının, belirlenen sürede veya makul sürede taşıma işini yerine getirmesi durumunda isteyebileceği taşıma ücreti, sözleşmede belirlenen ücrettir. Ancak taşıyıcı, sözleşme hükümlerine dayanarak veya kendi risk alanından kaynaklanmayan nedenlerle makul yükleme veya boşaltma süresinde fazla beklerse, taşıma ücretine ek bekleme ücreti olarak uygun bir ücrete hak kazanır (6102 sayılı TTK’nın 863/3. maddesi). Tarafların ayrıca taşıma sözleşmesine, yükleme ve boşaltmanın makul süre içinde yapılmaması halinde taşıyıcının ek ücrete hak kazanacağına ilişkin hüküm koymaları da mümkündür. CMR Konvansiyonunun 17/1. maddesinde, taşıyıcının yükü teslim aldığı andan teslim ettiği ana kadar doğan ziya, hasar ve gecikmelerden sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Konvansiyonun 17/2. maddesi gereğince taşıyıcı, ancak kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri geliyorsa sorumlu tutulamayacaktır. Aynı Konvansiyonun 11. maddesi uyarınca da; malların tesliminden önce tamamlanması gereken gümrük ve diğer formalitelerin yerine getirilmesi için gerekli belgelerin taşıyıcıya gönderen tarafından verilmesi gerekmekte olup, bu gibi belgelerin bulunmaması veya yetersiz olmasından doğacak zarardan, gönderici taşımacıya karşı sorumludur. Ancak taşımacının hatası veya ihmali görülen durumlar bu hükmün dışındadır. O halde taşınmak üzere taşıyıcıya teslim edilmiş emtia, gümrük belgelerindeki eksiklik veya yanlışlıklardan dolayı gecikmeli olarak taşınmış ise, bu durumda sorumluluk gönderene ait olmakla birlikte, gecikmenin gümrük belgelerindeki eksiklik veya yanlışlıktan kaynaklandığını ispat yükü taşıyıcı üzerindedir. Somut olayda; davalı tarafından Polonya’dan ithal edilen malların Türkiye’ye taşınması işinin akdi taşıyıcı olarak davacı tarafından üstlenildiği, davacı taşıyıcı tarafından, davalının gümrük evraklarını teslim etmemesi nedeniyle iki aracın 14 gün beklemek zorunda kaldığı gerekçesiyle, takip ve cari hesap dayanağı olan her biri 11.165-TL bedelli 2 adet bekleme ücreti faturası düzenlendiğini, davalı tarafından faturalara yasal süresinde itiraz edildiği, bu nedenle faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, gecikmenin davalının gerekli gümrük belgelerini teslim etmemesinden kaynaklandığı ileri sürülmüştür. Ancak taşıma evrakları elinde bulunan davacı, elindeki taşıma belgelerini sunarak gecikmeyi ve gecikmeden kaynaklanan ücreti ispat imkanına sahip iken, malların yüklenip yüklenmediği, yüklenmişse nerede yüklendiği, araçların ne kadar süre ile beklediği ve malların ne zaman teslim edildiği hususları belirsizdir. Bu haliyle gecikmenin, içerikleri davalı tarafça kabul edilmeyen faturalar ile ispatı mümkün değildir. Davacı tarafça dosyaya A.TR belgesi sunulmuşsa da, Türkiye ile AB arasındaki gümrük birliği mevzuatı gereğince, ihraç edilen mallara gümrük muafiyeti sağlayan söz konusu belge, somut olaydaki gecikme iddiasını ispata elverişli bulunmadığı gibi, sunulan ATR belgesi -İsveçde düzenlenen bir belge olup davacının dava konu ettiği taşıma ile ilgisi de açıklanmamıştır. Öyle ki davaı navlun faturalarını dahi sunmamıştır. Mahkemece alınan 09.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda da gecikmenin dava dışı göndericiden evrak temin edilememesinden kaynaklandığı, davacının düzenlediği bekleme ücreti faturalarının dayanağının ispatlanamadığı belirtilmiştir. Bu durumda davacı taşıyıcı tarafından bekleme nedeniyle bekleme ücreti hakkı doğduğu ve beklemenin davalının kusurundan kaynaklandığı hususlarının kanıtlanamadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yerinde görülmemiş,davalı vekilinin istinaf sebebleri yerinde bulunmuştur. Diğer yandan; davacı icra takibinde haksız ise de kötü niyetli olduğu da kanıtlanamadığından, davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle; davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına,yeniden hüküm verilerek davanın reddine, koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/11/2020 Tarih 2017/1242 Esas 2020/695 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “İspatlanamayan davanın reddine, Koşulları olmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 269,80-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 269,70-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 0,10-TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 4,70-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davalı lehine takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, “Davalı tarafından yatırılan 379,63-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine, Davalı tarafından yapılan 71-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/07/2023