Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/268 E. 2021/201 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/268
KARAR NO: 2021/201
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/462 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/02/2021
İlk derece mahkemesince verilen 24/11/2020 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili, müvekkil banka tarafından taşınmaz 3.kişiye satıldığından tescilin iptaline ve tapunun eski duruma getirilmesine karar verilemediğinden bedel üzerinden tazmine ilişkin karar verildiğini, müvekkil bankanın söz konusu ipoteği keyfi olarak değil, kredi borcunun tahsili amacıyla paraya çevirdiğini, müvekkil banka taşınmaz üzerindeki ipotek hakkını icra ihalesi ile paraya çevirdiğini, o tarihte kesinleşen mahkeme kararlarına dayanıp tescil ettirdiğini, tescil ile 115.000-TL davacı/borçlunun borcuna mahsup ile kredi riskini tasfiye ettiğini, yapılan işlemlerin imzalanan kredi sözleşmesi ile kullandırılan krediye ilişkin olduğunu, müvekkil bankanın dayandığı rehin, hapis, takas ve mahsup hakkı kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte doğduğunu, ancak borçlu tarafından Gebze 3. Asliye Hukuk mahkemesinin 2016/347 E. 2019/391 Karar ile yolsuz tescil gerekçesiyle iadesine karar verilen tutarın talep edilmesi halinde takas mahsup defi ileri sürüleceğini, yargılamanın sonuçlanana ve takas mahsup talep edilecek alacak miktarı belirlenene ve kesinleşene kadar telafisi güç bir durum oluşmaması için bu konuda tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının talep ettiği tedbir türünün talep dilekçesinden açıkça anlaşılmadığı, eldeki davanın alacağın tespitine ilişkin olması ve talep dilekçesinde belirtilen ilamın uygulanmamasına ilişkin herhangi bir tedbir kararı vermeye yasal imkan bulunmadığı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkili bankanın yapılan tescil ve tahsilatlarla takip konusu alacağının sonlandığını, icra dosyasında işlem yapılamadığını, ipotekli taşınmaz da artık mevcut olmadığından ipotek dosyasından işlemlere devam edilemediğini, müvekkilinin hem ipotek hakkını yitirdiğini, hem de bu ipoteğe ilişkin tescil ile yaptığı tahsilatı iade etmek riski ile karşı karşıya olduğunu, müvekkili banka tarafından taşınmaz 3.kişiye satıldığından tescilin iptaline ve tapunun eski duruma getirilmesine karar verilemediğinden bedel üzerinden tazminat ilişkin karar verildiğini, kredi borcunun tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrildiğini, davalı borçlu tarafından Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/347 Esas 2019/391 Karar ile yolsuz tescil gerekçesiyle iadesine karar verilen tutarın talep edilmesi halinde takas mahsup defi ileri sürüleceğinden mahkeme yargılaması sonuçlanana ve takas mahsup talep edilecek alacak miktarının belirlenmesine ilişkin mahkeme kararının beklenilmesine ilişkin tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nın onuncu kısmı “Geçici Hukuki Korumalar” başlığı altında ihtiyati tedbir müessesini düzenlemiştir. Aynı Yasa’nın “İhtiyati Tedbirin Şartları” başlıklı 389. maddesinin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükmü düzenlendikten sonra 391. maddesinde İhtiyati Tedbir kararının hem maddi hem şekli içereceği düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde “İhtiyatî Tedbirde asıl olan, ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir.” açıklaması yer almaktadır. İhtiyati tedbir kararı, yasal düzenlemeye göre “uyuşmazlık konusu hakkında” verilebilecektir. HMK’nun 390/3. maddede, tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde korunması gereken hakkın veya malın varlığını ve bulunduğu yeri, ihtiyatî tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmesi aranmıştır. Bu aynı zamanda, talep edenin talepten önce, talebinin konusu, dayanakları, tedbirin türü üzerinde düşünmesini ve talebini somutlaştırmasını sağlayacaktır. Somut olayda davacı banka ,karşı yan aleyhinde başlattığı takibin ipotekli taşınmazın satılması nedeniyle ipotek hakkının sona erdiğini ,ipotekli takip dosyasında işlem yapma imkanı olmadığını beyan ederek ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmekte ise de ,verilecek ihtiyati tedbir kararının ne olduğunu , talebinin ne olduğunu açıklamamıştır.İpotek hakkının sona erdiği ,taşınmazın üçüncü şahsa satıldığı anlaşılmakla birlikte talebin ne olduğu açıklanıp somutlaştırılmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik davacı vekilinin istinaf gerekçeleri yerinde görülmemiş,davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen/ davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/02/2021