Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/263 E. 2023/1326 K. 11.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/263
KARAR NO : 2023/1326
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/09/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA :Davacılar vekili, müvekkili şirketlere 27/09/2016 tarihinde İstanbul Anadolu 2. Sulh Ceza Mahkemesince 2016/4284 değişik iş sayılı dava dosyasından TMSF yetkililerinin kayyum olarak atanmasına, kayyım olarak atanan kişilerin yönetim organının tüm yetkilerine sahip olmasına,yeni yönetim organının bu kayyımlarca oluşturulmasına, 6723 sayılı Kanun Kapsamında yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetlerin idare yetkilerinin de verilmesine, karar tarihi itibariyle yönetim organının yetkilerinin kaldırılmasına karar verildiğini, Fon kurulunun 27.09.2016 tarih ve 2016/215 sayılı kararı ile atanan yönetim kurulunun göreve başladığını, söz konusu görev dahilinde çalışmaların devam ettiğini, ekli bilanço ve gelir tablolarından görüleceği üzere eski yönetim kurulu üyelerinin şirket kaynaklarını kendi lehlerine kullandıklarını ve şirketleri borçlandırdıklarını, basiretli bir tacir gibi davranmayarak şirket sermayelerinin azalmasına sebep olduklarını, davalı hakkında İstanbul Anadolu C.Başsavcılığınca örgüt, Kaçakçılık ve Mali Suçlar Bürosunun 2015/45316 soruşturma sayılı dosyasından silahlı terör örgütü yöneticiliği suçundan yürütülen soruşturmanın devam ettiğini, soruşturmada gizlilik kararı bulunduğundan şirketlerin uğradığı zararın tespit edilen hususları ihtiva eden fon denetçileri tarafından hazırlanan raporun kendilerinde bulunmadığını belirterek, müvekkili şirketlerin eski yönetim kurulu üyelerinin eylemleri nedeniyle uğradıkları zararların tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. Davalı, hazır bulunduğu 09.10.2019 tarihli celsedeki beyanında ise davacı şirketten çok büyük miktarda alacağının bulunduğunu, açılan iş bu tazminat davasının reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI :Mahkemece, 19.12.2018 tarihli duruşmada, davacı şirketlerin ticari defter ve dayanak belgeleri üzerinde 08/02/2019 tarihinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, ancak 08.02.2019 tarihinde davacı tarafın mahkeme kalemine müracaat etmeyerek ticari defter kayıt ve dayanak belgeleri sunmadığı gibi bilirkişileri defterlerin bulunduğu yere götürülmesi yönünde de başvuruda bulunmadığı, bu nedenle tutanak tutularak incelemenin 11.03.2019 tarihine ertelendiği, tutanağın davacı vekiline tebliğ edildiği, 11.03.2019 tarihinde davacı vekilinin uyap üzerinden gönderdiği mazeret dilekçesi ile inceleme gününün ertelenmesini talep ettiği, davacı vekilinin bu mazereti kabul edilerek incelemenin bu kez 24.05.2019 tarihli ara karar uyarınca 21.06.2019 gününe ertelendiği, 21.06.2019 tarihli inceleme sırasında davacı vekilinin hazır bulunduğu, fakat ticari defter, kayıt ve dayanak belgelerin incelemeye sunulmadığı, bilirkişilerin davacı şirket defterlerinin mahallinde incelenmesi konusunda yetki verildiği, ancak bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek sunulan 02.09.2019 tarihli ön raporun düzenlenme tarihine kadar bilirkişilerin davacı şirketlerin ticari defter, kayıt ve dayanak belgelerini incelemesi için 18.07.2019 tarihinde bilirkişinin şirket merkezine götürüldüğü, bilirkişilere ticari defter, kayıt ve belgeler sunulmayarak fon denetçileri tarafından hazırlanmış rapora dayanıldığının bildirildiği, bu raporun dahi bilirkişi heyetinin incelemesine sunulmadığı, davacı tarafın iddialarının ispatı yönünden delil olarak dayandığı davacı şirketlerin ticari defter, kayıt ve belgelerinin incelenemediği, davalının davacı şirketleri ne şekilde zarara uğrattığı, zarara uğratmış ise miktarının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili; müvekkili şirketlerin TMSF’ye devredildiğini, şirkete ait tüm evrakların TMSF’de olduğunu, evrakların taşınma ve devir aşamasından kaybolmasının ve karışmasının muhtemel olduğunu, mahkemece sadece mevcut durumu değerlendiren ön rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, 09/10/2019 tarihli celsede yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasının talep edilmesine rağmen mahkemece taleplerinin değerlendirilmediğini ve sözlü yargılamaya geçildiğini, hukuki dinlenilme haklarının kısıtlandığını, HMK’nın 357/3 maddesi gereğince eksik delillerin toplanarak karar verilmesinin gerektiğini, rapor ya da ek rapor alınması halinde denetim raporlarının dosyaya sunulacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, anonim şirket yöneticisi hakkında açılan sorumluluk davasıdır. Mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş olup hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Mahkemece 19/12/2018 tarihli oturumda verilen ara kararla davacı şirketin ticari defter ve dayanak belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak üzere 08/02/2019 tarihi itibariyle inceleme günü belirlendiği, 08/02/2019 tarihinde davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı gibi mahkemede hazır bulunmadığı, mahkemece aynı gün alınan ara kararla incelemenin 11/03/2019 tarihinde yapılmasına karar verildiği, davacı tarafa bu hususta kesin süreli ihtaratta bulunulduğu ve ara kararın davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının inceleme için tayin edilen 11/03/2019 tarihinde ise mazeretini bildirmesi üzerine mahkemece 24/05/2019 tarihli ara kararla davacı vekilinin mazereti kabul edilerek incelemenin 21/06/2019 tarihine ertelendiği, davacı vekiline yine kesin süre verilerek ihtaratta bulunulduğu, ara kararın davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilinin 21/06/2019 tarihinde hazır bulunduğu, ancak ticari defter ve belgelerin ibraz edilmediği, bilirkişilere mahkemece verilen yetki üzere yerinde yapılan incelemede de defter ve dayanak belgelerin ibraz edilmediği, davacıların iddiasına dayanak denetim raporlarının sunulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı tarafça mahkemece verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen ticari defterler ile iddialarının dayanağını oluşturan bilgi, belge ve delillerin ibraz edilmediği, davacı şirketlere ilişkin denetim raporunun da dosyada yer almadığı, mahkemece davacıya delillerini sunulması ve defterlerin ibrazı için hukuki dinlenilme ve ispat hakkı kapsamında yeterli imkan tanındığı, dosyanın mevcut durumu itibariyle davalının davacı şirketleri zarara uğratıp uğratmadığı, zarara uğratmış olması halinde ise ne şekilde zarara uğrattığı hususunu tespite imkan verecek nitelikte bir delil bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından davacılar tarafından peşin yatırılan 108,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 161,05‬‬-TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 11/09/2023