Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/245 E. 2023/1325 K. 11.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/245
KARAR NO: 2023/1325
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2020
NUMARASI: 2018/904 Esas – 2020/420 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/09/2023
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacı ile borçlulardan … arasında 21.08.2017 tarihinde acentelik sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme gereği diğer borçlu … ve …’ün davacı şirkete karşı doğmuş ve doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere davalı rehin veren taşıt sahibi ve aynı zamanda cari hesap borçlusu … ile İstanbul Kartal … Noterliğinde 29.08.2017 tarihinde taşıt rehni sözleşmesinin imzalandığını, taşınır rehin sözleşmesi ile … plakalı … marka aracın rehnedildiğini, davalı tarafından cari hesap borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacı ile İstanbul Anadolu …. İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile davalı … ve diğer takip borçlusu … adına icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığını, taşıt rehini sözleşmesinin müvekkili tarafından imzalanmadığını, müvekkili adına hareket eden … davalı tarafından verilen herhangi bir yetkinin bulunmadığını, taşıt rehni sözleşmesinin ekinde bulunan, Kartal … Noterliği’nden 26.07.2017 tarihinde verilen vekâletnamede davalının, kendi adına araç almaya ve satmaya ilişkin olarak … yetki verdiğini, vekâlette araç rehin verme yetkisi kısmında da yer aldığı üzere sadece davalının kendi borçlarına karşılık rehin verme yetkisinin tanındığını, davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine, davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötuniyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu hususun tarafların usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtları ile de sabit olduğu, davacı tarafın defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalı taraftan 21.852,81-TL alacaklı olduğu, davalı defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalının davacı tarafa 16.743,85-TL borçlu olduğu, davalı taraf defterlerinde yer almayan 4.871,82-TL tutarlı 7 adet faturanın sevk irsaliyelerinin davalı taraf imzası ile teslim edildiği, irsaliyeli faturalarda yer alan imzalara açıkça itiraz edilmediği, kaldı ki davalı tarafça dava konusu faturalara ilişkin bildirimlerin bağlı bulunduğu vergi dairesine yapıldığı, davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalı taraftan 21.852,81-TL alacaklı olduğu, davacı şirket ve dava dışı … arasında akdedilen 29/08/2017 tarihli taşıt rehni sözleşmesinin …’ü temsilen … söz tarafından imzalandığı, Kartal … Noterliği’nin 29/08/2017 tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile onaylanan sözleşmenin dayanak belgesinin Kartal … Noterliği’nin 26/07/2017 tarih ve … yevmiye numaralı … tarafından … verilen vekaletname olduğu, mezkur vekaletnamenin incelenmesinde “Araç Rehin Alma” bölümünde vekil edene “….leh ve aleyhimde dilediği kişi ya da kişilerle, şirketlerle, firmalarla, özel ve tüzel kişilerle dilediği bedel ve şartlarla rehin sözleşmeleri tanzim ve imzalamaya…” ibaresinin yer aldığı, … taşıt rehin sözleşmesini yetkili temsilci olarak imzaladığı, rehin sözleşmesinin rehin veren olarak …’ün de davacı şirkete karşı doğmuş ve doğacak borçlarını kapsadığı bu haliyle davalı tarafın savunma ve itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davalının itirazının 21.615,67-TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu şekilde devamına, fazlaya dair istemin reddine, 4.323,13-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde; takip öncesi işlemiş faiz bakımından temerrütün TTK’nın 1530. Maddesi gereğince gerçekleştiğini, bu nedenle davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.2-Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin davacı firma ile imzalandığı herhangi bir rehin sözleşmesinin bulunmadığını, davacı tarafından ibraz edilen rehin sözleşmesinin müvekkili tarafından imzalanmadığı gibi sözleşmede temsilci sıfatıyla hareket eden … herhangi bir yetki verilmediğini, davacının dava dışı … ile acentelik sözleşmesi imzalamış olup, bu sözleşmeye istinaden davalı … ile davacı arasında rehin sözleşmesinin bulunmadığını, ancak müvekkili tarafından dava dışı … verilen vekaletnamede “borçlarıma karşılık dilediğine dilediği bedel ve şartlarla rehin verme” yetkisi verildiğini, bu ifadeden de anlaşılacağı üzere yetkisinin müvekkilinin kendi borçları için verildiğini, acentelik sözleşmesi ile rehin sözleşmesinin müvekkilini bağlamadığını, davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşınır rehni sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazların iptali istemine ilişkindir.Davacı vekili, dava dışı … ile müvekkili arasındaki acentelik sözleşmesinden dolayı müvekkilinin alacağının bulunduğunu, davalı …’ün ise müvekkilinin dava dışı … olan alacağının teminatını teşkil etmek üzere … plaka sayılı aracı rehin verdiğini ileri sürmüştür. Davalı … ise, vekaletnamenin kendisine ait olan aracın yine kendisine ait olan borçlara karşılık olarak rehnedilebilmesi için verildiğini, vekil olarak tayin edilen …’ün kendisi dışındaki kişilerin borçlarından dolayı rehin verme yetkisinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İİK’nın 147.maddesinde takip borçlusunun rehin hakkına itiraz hakkı bulunduğu açıkça düzenlenmiştir. İİK’nın 150. maddesinde düzenlenen ve rehin hakkına itiraz hakkını ortadan kaldıran hüküm ise gayrımenkuller hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takiplerinde söz konusu olmaktadır.Somut olayda İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile taşınır rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi olduğu, davalının icra takibine itiraz ederek hem alacak ve ferilerine hem de İİK 147.maddesine göre rehin hakkına itirazda bulunduğu, davalının rehin hakkına itiraz hakkı olup İİK 150.maddenin uygulanma alanı bulunmadığı, bunun doğal sonucu olarak İİK 72.madde uyarınca menfi tespit davası açılmasının veya rehin sözleşmesinin iptaline yönelik bir karar alınmasının gerekli olmadığı anlaşılmaktadır.Kartal …. Noterliğinin 29.08.2017 tarih ve … yevmiye no ile onaylı aynı tarihli taşıt rehni sözleşmesinin incelenmesinde; …, vekili vastasıyla, davacı ile … arasında 21.08.2017 tarihinde akdedilmiş olan Acentalık Sözleşmesi nedeniyle davacıya olan borçlarının teminatını teşkil etmek üzere … plaka sayılı aracı davacıya rehin vermiştir.Sözleşmede davalı …, dava dışı …. tarafından Kartal … Noterliği’nin 26.07.2017 tarihli … yevmiye nolu vekaletnamesi ile temsil edilmiştir. Bahsi geçen vekaletnamenin incelenmesinde ise, davalı …’nın diğer davalıya “sahibi bulunduğum, ya da bulunacağım bilimum araçlarımı borçlarıma karşılık dilediğine dilediği bedel ve şartlarda rehin vermeye” şeklinde rehin verme yetkisi tanıdığı, üçüncü şahısların borçlarına yönelik rehin verilmesi için yetki tanınmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece vekaletnamede yer alan “….leh ve aleyhimde dilediği kişi ya da kişilerle, şirketlerle, firmalarla, özel ve tüzel kişilerle dilediği bedel ve şartlarla rehin sözleşmeleri tanzim ve imzalamaya…” ifadesi nedeniyle vekile üçüncü kişilerin borçları için de rehin verme yetkisi tanındığı, dolayısıyla dava dışı … davalı …’ya vekaleten rehin sözleşmesi yapabileceği kabul edilerek sonuca gidilmiş ise de vekaletnamenin bütünü incelendiğinde “rehin verme” ile “rehin alma” hükümlerinin ayrı ayrı düzenlendiği, “….leh ve aleyhimde dilediği kişi ya da kişilerle, şirketlerle, firmalarla, özel ve tüzel kişilerle dilediği bedel ve şartlarla rehin sözleşmeleri tanzim ve imzalamaya…” ifadesine “araç rehin alma” ile ilgili kısımda yer verildiği, oysa “araç rehin verme” ile kısımda rehin sözleşmesi yapma yetkisinin açıkça kendi borçları için verildiği, bu durumda vekile davacı adına başkasının borcu için rehin verme yetkisinin tanınmadığı, dolayısıyla 29/08/2017 tarihli rehin sözleşmesinin davacı açısından bağlayıcı olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulü yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın reddi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, bahsi geçen hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından davanın reddine, şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2020 Tarih 2018/904 Esas – 2020/420 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;”Davanın reddine, davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,”İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ;”Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 267,32-TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 1,53-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye ödenmesine,Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 370-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45‬‬-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/09/2023