Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/239 E. 2023/1238 K. 01.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/239
KARAR NO: 2023/1238
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI: 2019/1226 Esas 2020/554 Karar
DAVA: İstirdat
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, USD üzerinden fatura edilen borcun VUK uyarınca zorunlu olarak TL üzerinden faturalandırıldığını,borcun tamamının ödendiğini, davalı taraf ile ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılacağına dair bir sözleşme ya da fiili uygulama bulunmadığını, müvekkilinin davalıdan yaklaşık beş yıl hizmet aldığını,her seferinde ödeme gününde dolar kuru ne olursa olsun faturada TL olarak yazılan miktarı ödediğini, hiçbir zaman ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapmadığını, ancak davalı şirket tarafından cari hesap alacağından kaynaklı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin icra tehdidi sebebiyle 19/12/2018 tarihinde 20.000-TL haricen ödeme yaptığını, davalı şirketin icra müdürlüğüne haricen tahsil bildiriminde bulunduğunu, haksız ödenen bu paranın iadesi için arabuluculuğa başvurulduğunu,anlaşma sağlanamadığını belirterek 20.000-TL’nin ödendiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafından ödemelerin fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden değil fatura tarihindeki kur üzerinden TL olarak yapıldığından ortaya kur farkı alacağı çıktığını, davalının kur farkına istinaden kesilen faturalara ilişkin ödeme yapmasına rağmen ödemenin istirdadını talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu,taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında USD üzerinden cari hesap tutulduğunu, müvekkilinin VUK uyarınca faturaları zorunlu olarak TL üzerinden düzenlendiğini, davacının faturalarını vade tarihinden aylar sonra ödediğini, davacı şirketin faturaları zamanında ödemediği için alacak doğduğunu, faturaların ihtirazı kayıt konulmaksızın ödendiğini, bu nedenle ödediği bedelin iadesini talep edemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, defterler üzerinde yapılan inceleme neticesinde taraf defterlerinin delil sıfatını haiz olduğu, 800-TL dışında birbirleri ile uyumlu oldukları ve bir mutabakatsızlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davacı tarafça USD tutarları açıkça yazılmış faturaların davacı tarafça TL üzerinden ödenmesinden kaynaklandığı, yabancı para birimi baz alınarak yapılan alım satım işlemlerinde yabancı para birimi belirtilmek suretiyle TL üzerinden fatura düzenlenmesinin VUK’nun bir gereği olup, yabancı para bazlı satışlarda ödeme tarihi ile fatura tanzim tarihi arasında kur farkı bulunması halinde bu kur farkının istenebileceği, teamül oluşmasına gerekolmadığı,davalı tarafın takip yapmasında haklı olduğu, davacının istirdat talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davalının iddiasının aksine, döviz cinsinden bir borcun ödenmesinin TL üzerinden yapılırken ödeme günündeki rayiçnden veya yabancı para birimi ile ödenmesi için yazılı bir sözleşme ya da ticari teamül bulunması gerektiğini, taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığını, yine faturaların ödeme gündeki karşılığı üzerinden ödenmesine ilişkin bir teamül oluşmadığını, ticari ilişkinin başından beri faturalarda belirtilen bedellerin ödendiğini ,faturaların yabancı para üzerinden düzenlenmesinin müvekkilini bağlamadığını, bugüne kadar müvekkilinden böyle bir talepte bulunmayan davalının dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kur farkından dolayı oluşan alacağın tahsili için başlatılan ve itiraz edilmeksizin kesinleşen icra takibi nedeniyle yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkindir. Davalı alacaklı, davalı aleyhinde açık hesapdan kaynaklanan bakiye 6.484,13-USD alacağın tahsili için icra takibi başlatmış olup, 21/12/2018 tarihinde alacağın haricen tahsil edildiğini bildirerek icra dosyasının kapatılmasını talep etmiş, davacı ise eldeki dava ile icra takibi nedeniyle haricen ödenen bedelin istirdatı talebinde bulunmuştur. Öncelikle kur farkı alacağının talep edilebilmesi, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlıdır.(Yargıtay 19 HD’nin 10/04/2018 tarihli 2016/17240 E., 2018/1950 K. sayılı kararı; 19/12/2017 tarihli 2016/12505 E., 2017/8069 K. sayılı kararı). Faturaların yabancı para birimi üzerinden düzenlenmesi taraflar arasında dövize endeksli ticari ilişki bulunduğunu ispata yeterlidir (Yargıtay 19 HD 05/12/2019 2018/965 Esas 2019/5447 Karar). Diğer taraftan kur farkı talepleri kur farkı faturası düzenlenmesine bağlı değildir. Taraflar arasında yabancı para birimine endeksli bir ticari ilişkinin varlığı halinde kur farkı faturası düzenlenmeden de kur farkı alacağı talep edilebilir. Bu durumda kur farkı alacağının ödeme tarihindeki kurun dikkate alınarak hesaplanması gerekir (Yargıtay 19. HD. T.11/09/2018, E.2017/3549, K.2018/4033). Somut olayda davalı tarafından düzenlenen faturalarda hem TL hem de USD karşılığına yer verilmiştir. Faturalar davacının defterlerinde kayıtlıdır.Kur farkı alacağını öngören sözleşme bulunmasada hizmetin döviz karşılığı verildiği anlaşılmaktadır.Taraflar arasında dövize endeksli ticari ilişki bulunduğundan davacı, davalının kur farkı nedeniyle oluşan cari hesap alacağından sorumludur. Bilirkişi tarafından yapılan incelemede davacının kur farkından kaynaklanan alacağının takipte talep edilen miktar kadar hesaplandığı dikkate alındığında mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle;istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/09/2023