Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/23
KARAR NO: 2021/62
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2020
NUMARASI: 2018/865 Esas-2020/366 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/01/2021
Davanın kısmen kabulü-reddine ilişkin hükmün taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili;icra dosyasına sunulu banka dekontlarının birincisinden itibaren davalı nezdinde hiçbir şekilde kredi kullanmadığını, davalının genel işlem şartlarına aykırı olarak, masraf ve komisyonları belgelemeden müvekkilinin hesabından otomatik olarak haksız olarak kestiğini,yaptığı kesintilerin iadesi için İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile yaptıkları takibe,davalının haksız itirazı ile durduğunu, davalının kesinti yaptığı bedelleri uhdesine geçirdiği tarihten itibaren faizi ile birlikte iadesi gerektiğini belirterek,davalının haksız itirazının iptalini, takibin devamını ve davalının %20”den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının kendisinden tahsil edildiğini iddia ettiği bedelin ticari nitelikteki kredi ve ürünlerine ait ücret olarak tahsil olunduğunu, kredinin tüketici kaynaklı olmayıp ticari kredi olduğunu, bu nedenle takibe itiraz ettiklerini,belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; banka tarafından davacı şirkete 2016 yılında 5 seferde rotatif kredi kullandırıldığını,11 adet komisyon tahsilatı yapıldığı, fazladan yapılan komisyon tahsilatının bankacılık mevzuatında bir dayanağının bulunmadığı, genel kredi sözleşmesi ile bankanın komisyon tahsil etme hakkının davacı şirketçe kabul edildiği, bankanın talep ettiği komisyon türü ve oranları TCMB’na bildirilmekle web sitesi ve banka şubeleri nezdinde kamuoyuna ilan edildiği, TTK’nun 18/2. maddesi gereğince basiretli tacir olmakla yükümlü olan davacı şirketin bu ücretleri bilerek davalı banka ile genel kredi sözleşmesi imzaladığının kabulü gerektiği,tahsil edilen komisyonların emsal banka uygulamalarına göre fahiş olmadığı,ancak davalı banka tarafından hukuki dayanağı olmadan 6 kere tahsil edilen komisyon bedelinin davacıya iadesi gerektiği,davacının davalıdan 7.875-TL asıl alacak, 401,70-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.276,70-TL alacaklı olduğu gerekçesiyle;itirazın kısmen iptaline, asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi işletilmesine ve alacak likit olduğundan davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili; davalı tarafça sunulan 26.11.2012 tarihli genel kredi sözleşmesi’nin tek tarafın iradesi ile oluşturulan katılmalı sözleşmelerden olduğunu,dava konusu tahsilatlarla ilgili düzenlemelerin müvekkilinin iradesini yansıtmadığından TBK ‘nun 20. ve 21. maddeleri gereğince genel işlem koşulu niteliğinde olduğu yok hükmünde sayılması gerektiğini, sektörel söylentiye dayanılarak yapılan bilirkişi hesaplamalarının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili; davacı şirketin kullandığı kredinin ticari kredi olduğunu,müvekkilinin güven kurumu ve basiretli tacir olmanın gerekliliklerine uygun şekilde GKTS konu ücret ve komisyon çizelgesinin davacı şirket ile paylaşıldığını, tacir olan müvekkilinin T.T.K.’nın 20. Maddesi uyarınca müvekkilinin münasip bir ücret isteyebileceğini, ticari kredi komisyonu, ücret, vergi, fon vb.masrafları almaya hakkı olduğunun sözleşmede yazılı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: İstinafa konu uyuşmazlık; ticari kredi kullandırımı sırasında banka tarafından tahsil edilen komisyon tutarının iadesi istemine ilişkindir. Sözleşmenin 6(1).maddesinde kullandırılacak krediler nedeniyle komisyon,masraf ,hesap işletim ücreti vs giderlerin tahsil edileceğinin yazılı olduğu ,ancak herhangi bir oran yazılı olmadığı görülmektedir. Bankalarca masraf ve komisyon adı altında yapılan tahsilatların yasal dayanağı kredi kullandırıldığı tarihte yürürlükte bulunan 09.12.2006 tarihli RG’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan 2006/1 sayılı Tebliğ hükümleridir.Tebliğin”Kredi faiz oranları ve sağlanacak diğer menfaatler” başlıklı 4. maddesinde ;”Bankalarca,…üye işyeri komisyonu hariç faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir.”denilmektedir. Öte yandan, bankacılık teamüllerine göre ilk kredi kullandırımında yapılması gereken istihbarat, haberleşme ve operasyonel vs. gibi işlemlerin bir maliyeti bulunduğundan müşteriden “Kredi Tahsis Ücreti” adı altında ücret talep edilebilecektir. Bankalar tarafından alınacak olan komisyonlar bakımından sözleşmede açıkça bir tutar ve oran bulunmadığında, anılan yasal düzenleme gereğince Merkez Bankasına bildirimde bulunulup bulunulmadığının araştırılması, bildirim yapılmamış olması durumunda emsal banka uygulamalarının araştırılması, alınan komisyon bedelinin emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.( Yargıtay 11. H D’nin 30/05/2018 tarihli 2016/11932 E., 2018/4158 K. sayılı kararı). Somut olayda; 2016 yılında kullandırılan 5 ayrı rotatif krediden dolayı davacı şirket hesabından kredi kullandırım ücretinin kesildiği anlaşılmaktadır.Davacı şirket ilgili sözleşmeleri imzalarken ve bu sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirirken basiretli bir iş adamı gibi davranmak zorundadır.Sözleşmeyle bağlılık ilkesi esas olup,kredi kullandırılır iken yapılan kredi tahsis ücretlerinin emsallere göre de fahiş sayılabilecek bir oranda olmadığı bankalardan getirtilen emsal ücretlere göre fahiş olmadığı belirlenmiştir. Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında, davalı banka tarafından davacı şirkete 2016 yılında kullandırılan , 5 ayrı rotatif krediye rağmen 11 adet kere yapılan komisyon tahsilatının dayanağı davalı tarafça açıklanamamış olup, bankacılık mevzuatında bir dayanağının bulunmadığı, davacı şirkete kullandırılan krediler karşılığında bankacılık mevzuatına uygun olarak davalı bankaca tahsil edilen 5 adet komisyon bedeli toplamı 3.150-TL’nin bankanın TTK’nun 20. maddesi kapsamında ücret isteme hakkı çerçevesinde davacıya iadesinin mümkün olmadığı belirlendiğinden davacı vekilinin hükme yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmemiştir. Davalı bankanın diğer bankaların ortalamasının altında tahsil ettiği komisyonların iadesi istemi yerinde değildir.Ancak davalı banka tarafından hukuki dayanağı olmadan 2017 ve 2018 yıllarında fazladan 6 kere tahsil edilen komisyon bedelinin davacıya iadesinin gerektiği, bu nedenle davacının davalıdan 7.875- asıl alacak, 401,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.276,70-TL alacak nedeniyle itirazın kısmen iptaline karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle istinaf nedenleri yerinde olmayan taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı … davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalıdan alınması gereken 565,38-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 141,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 424,03-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 19/01/2021