Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/228 E. 2021/230 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/228
KARAR NO : 2021/230
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2020
NUMARASI: 2019/823 Esas 2020/286 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; müvekkili banka ile dava dışı genel kredi borçlusu …Ltd. Şti. lehine ve davalı …’nın müteselsil kefaleti ile 27/03/2018 tarihinde imzalanan 3.000.000-TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesine istinaden açılan kredi hesabının 05/10/2018 tarihinde kat edilmesine rağmen ödenmediğinden İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla icra takibine geçildiğini, asıl borçlu şirketin Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/751 esas sayılı dosyası ile konkordato ilan ettiğinden müteselsil kefillere başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, genel kredi sözleşmesi uyarınca banka defter ve belgelerindeki kayıtların kesin delil olacağını, temerrüt halinde … Bankasına bildirilen en yüksek faiz oranının %50 fazlası olacak şekilde hesaplanan temerrüt faizinin talep edilebileceğinin kabul edildiğini, faize ilişkin itirazların asılsız olduğunu, dava dışı şirket adına çek karnesi teslim edilmiş olup ihtarname ve ödeme emrinde de belirtildiği üzere müvekkili bankaya iade edilmemiş 25 adet çek yaprağının sorumluluk bedeli olan 40.000-TL’nin iade edilmesini ya da edilmemesi halinde faizsiz bir hesaba tutarın depo edilmesinin ihtar olunduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının yerleşim yeri Kocaeli/Gebze olduğundan Gebze Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarını taşımadığını, davalı kefil tarafından el yazısıyla yazılmış biçimde kefalet süresinin yer almadığını, eş rızasının varlığı bakımından da geçersiz olduğunu, hakimin kefil tarafından ileri sürülmese bile şekle aykırılığı görevi gereği resen göz önünde tutacağını, asıl borçlu hakkında alınmış olan konkordato önlemleri ile şirketin ödeme yapması ve şirket aleyhinde icra takibi yapılmasının yasaklandığını, kefil bakımından da takip yasağının varlığının kabul edildiğini, bu nedenlerle davanın usulden reddine,davanın reddine, davacı bankanın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; davalının dava konusu kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ve kefalet ilişkisinin kurulduğu, takip konusu borcun davalı yönünden kefil sıfatıyla 27.03.2018 tarihli 3.000.000-TL limitli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, kefalet tarihi itibariyle davalının dava dışı asıl borçlu şirketin ortağı olduğu bu nedenle eş rızası da gerekmediğinden müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ve hesaplanan kefaletler tutarı kapsamında borçtan sorumlu olduğu davacı tarafın dosyaya sunduğu genel kredi sözleşmesi, ticaret sicil kayıtları ve yapılan bilirkişi incelemesi ile sabit olmakla davalı tarafların borcunun bulunmadığına ilişkin soyut iddia dışında takip konusu borcun doğmadığına ve itfa edildiğini ilişkin herhangi bir ispata yarar delil ibraz edemediği, bilirkişi raporu denetime elverişli olduğundan hükme esas alınarak davalı hakkında başlatılan icra takibinde kredi kartı borcundan kaynaklanan alacağa yönelik davalının itirazının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kısmen iptali ile, takibin 22.129,67- TL asıl alacak ve ferileri toplamı 22.448,43- TL üzerinden aynen devamına, fazla istemin reddine, asıl alacağın %20’si (4.425,93 TL) oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacı tarafın çek depo istemine ilişkin olarak taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinde bu isteme ilişkin hükme rastlanılmadığı, yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca kefilin gayrinakdi kredilerin deposundan sorumlu tutulabilmesi için sözleşmede açık ve net bir şekilde sorumluluk içeren düzenleme bulunması gerektiğinden bu istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, Genel Kredi Sözleşmesinin 3.5.1. maddesinde depo sorumluluğunun düzenlendiğini, davalının müteselsil kefil sıfatı altında tesis edilecek diğer kefaletlerden bağımsız ve münhasır olarak müteselsil kefil olduğunu ve bu sıfatla yükümlülük altına girdiğini kabul ettiğini ve sözleşmeyi imzaladığını, bilirkişi raporu ile müvekkili bankaca 25 adetlik gayri nakit çek kredisi kullandırıldığının ve 25 adet çek yaprağının iade edilmediğinin tespit edildiğini, bu nedenlerle kararın kısmen reddedilen kısmının kaldırılarak genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan çek depo talebine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava; taraflar arasında imzalanan kefalet sözleşmesi ve genel kredi sözleşmesine dayalı alacağa ilişkin takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı vekili hükmü; red edilen gayrinakit alacak bakımından istinaf etmiştir.5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca; muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak; çekin karşılığının kısmen bulunması durumunda ise, kalan meblağı tamamlamakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu açıklanmıştır. Bu ödeme külfeti bankalara yükletilmiş olduğundan, bu yükümlülüğün borçlulardan talep edilebilmesi için sözleşmede borçlular tarafından üstlenildiğine ilişkin açık hüküm bulunması gereklidir.Borcun kaynağı genel kredi sözleşmesinin 5.17.1 maddesinde “müşteriye teslim edilen çek karnesindeki her bir yaprak için bankanın ilgili mevzuat kapsamında ödemekle sorumlu olduğu tutarlar nedeni ile müşteri hesabına gayrinakdi kredi risk çıkışı yapılır .Çek sorumluluk bedelinin ödenerek ,riskin nakde dönüşmesi …gayrinakdi risk sona erene kadar bu gayrinakdi risk hesabı müşteri hesabında devam eder.” denilmiştir. Yine, sözleşmenin 3.5.1.maddesinde , sözleşmenin sonunda imzası bulunan kefiller …”müşterinin sözleşmeden doğan borçları için kefalet limitleri ile sınırlı olarak sorumludurlar.Kefiller ;..müteselsil kefaletin ,meri teminat mektubu, çek kredisi gibi tüm gayrinakdi kredileri ..nakdi kredilerin ödenmesinin ,gayrinakdi kredilerin depo edilmesinin talep edilebileceğini kabul ve taahhüt ederler.denilmektedir.İlk derece mahkemesince ; sözleşmede çek kanuni karşılık tutarı nedeniyle müteselsil kefillerin sorumluluğunun açıkça hükme bağlanmadığı gerekçesiyle çek yaprak sorumluluk bedellerinden davalının sorumlu olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de ;sözleşmede müteselsil kefillerin çek kredisinden dolayı müteselsil kefillerinde sorumlu olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmakla davanın reddine ilişkin hüküm doğru olmamıştır.Bununla birlikte;sözü edilen hata/eksiklik nedeniyle dosyada yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne hükmün kaldırılmasına, nakit alacağa ilave olarak gayrinakit alacak yönünden itirazın iptaline, gayrinakit alacak tahsil istemi içermediğinden bu miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmolunmasına yer olmadığına, davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2020 Tarih 2019/823 Esas 2020/286 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;”Davanın kısmen kabulüne,Davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kısmen iptali ile,1)Nakit alacak bakımından takibin 22.129,67- TL asıl alacak, 132,77- işlemiş faiz, 6,63- TL BSMV, 179,36 -TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 22.448,43- TL üzerinden aynen devamına, Fazlaya ilişkin istemin reddine, Nakit alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan (4.425,93- TL) oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,2-Gayrinakit alacak bakımından itirazın iptaline,40.000-TL gayrinakdi alacağın davacı banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine, Gayrinakit alacak bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına”İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak ; “Alınması gereken 1.533,45-TL nispi ,59,30-TL maktu olmak üzere toplam 1.592,75-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından mahkeme ve icra veznesine peşin yatırılan toplam 383,62-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.209,13-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından peşin yatırılan harçlar toplamı 434,42-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı tarafından yapılan 650-TL bilirkişi ücreti, 124,90-TL posta masrafı olmak üzere toplam 774,90-TL yargı giderinin kabulü oranında hesaplanan 775-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin kendi üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan nakdi alacak için 3.400-TL, gayrinakit alacak için 4.080-TL olmak üzere toplam 7.480-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,Davalı vekili için takdir olunan 14,61-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine, Kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 101,15-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/02/2021