Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2251
KARAR NO: 2022/70
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/812 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/01/2022
İhtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ve dava dışı …’in ;(müvekkilinin babası) 2007 yılında davalı şirketi kurduklarını, dava dışı …’in kendi hissesini 2013 yılında oğlu …’e devrettiğini, davacının ve davalı …’in 2013 yılından beri diğer davalı … Ltd. Şti.’nin hem resmi hem de fiili ortağı olduklarını, Müvekkilinin davalılardan …’ye 2016 yılında %50 hissesini devrettiğini, ancak şirkette çalışmaya devam ettiğini, bu devir işleminin tescil ettirilmediğini, müvekkili davacının yeniden 20.08.2020 tarihinde şirketin %50 sini davalı …’den satın aldığını, davalı gerçek kişinin müvekkili hissesini yasaya uygun olarak Noter senedi ile devretmiş ise de aradan geçen 1 yılı aşkın sürede müvekkilinin defalarca talep etmesine rağmen şirket kararına dönüştürmediğini, tescil ve ilanını yapmadığını, müvekkilini zarara soktuğunu beyan ederek fiilen yönetici ortak olup Büyükçekmece … Noterliğinin 20.08.2020 tarih … yevmiyeli düzenlenen pay devir sözleşmesi halen 2 tarafça iyi niyete aykırı tescil ettirilmeyen pay devir ve ortaklık kararının ticaret sicil müdürlüğünde önce tesciline ve aleniyeti yönünden ilanına karara verilmesini, davalı şirket adına kayıtlı taşınır, taşınmaz mallar ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yine davalının … Ltd. Şti. deki temsil ve tek başına imza yetkisinin kaldırılmasına veyahut sınırlandırılmasına, yine taraflardan sadece birinin yönetim yetkilerinin kaldırılması eşitlik ilkesine ve tarafların hak ve menfaat dengesine aykırı olması halinde her iki tarafında temsil ve tek başına imza yetkilerinin kaldırılmasına, söz konusu bu yetkinin birlikte temsil ve birlikte imza yetkisine dönüştürülmesine, (çift imza), bu taleplerin kabul görülmemesi halinde gerek tarafların gerekse şirketin menfaatlerinin korunması ve şirketin yönetim faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için, ihtiyati tedbir yoluyla ister sadece davalının ister her iki tarafın yönetim, temsil ve imza yetkilerinin kaldırılarak tarafsız bir kayyımın atanmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyulmadığı gibi davanın niteliği gereği konunun yargılamayı gerektirdiği, şirketin organsız kalıp kalmadığı belirlenmeden şirkete yönetim kayyımı atanması mümkün olmadığından yönetim kayyımı atanması ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi taleplerinin reddine, davalı …’in şirket hisselerini tüm hak ve borçlarıyla birlikte davacı …’e devir ettiği ancak ticaret sicilinde tescil edilmediği bunun da uyuşmazlık konusu edildiği anlaşılmakla sunulan tüm deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, şirketin menfaatlerinin korunması ve şirketin yönetim faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için davalı müdürün şirketi idare ve temsil yetkisinin kayyımın onayına sunulmak suretiyle sınırlandırılması yönünden onay kayyımı atanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; dosyada Noter Pay Devri Sözleşmesi, ihtarnameler ve belgeler olmasına rağmen tedbir talebinin reddedildiğini, araçların devir olması halinde zarara uğrayacaklarını,zararlarının ne şekilde giderileceğini , şirket adına kayıtlı …, …, … plakalı araçların dava sonuna kadar satılmaması için tedbir kararı konmasını veyahut satılamaz şerhi konulmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı vekili ;davalı şirket adına kayıtlı araçların kaydı üzerine devir edilmemek üzere talep ettiği ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararını istinaf etmiştir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda; davacının talebinin noter senediyle devir aldığı şirket hisselerinin davacı adına tesciline ilişkindir.Elde ki davanın konusu şirketin mal varlığına ilişkin olmayıp ,şirket hisselerinin adına tescili talep edilmektedir. İhtiyati tedbir kararı ancak dava konusuna ilişkin olması gerekir.Talep olunan ihtiyati tedbir kararının verilecek hüküm ile doğrudan bir ilgisi bulunmamaktadır.Davacı vekili zararının ne şekilde karşılanacağını sormakta ise de ,elde ki dava zarar tazminine ilişkin bir dava değildir.Taraflar arasında menfaat dengesi gözetildiğinde araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ;istinaf nedeni yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 59,30- TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/01/2022