Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/222 E. 2023/980 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/222
KARAR NO: 2023/980
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2020
NUMARASI: 2019/382 Esas 2020/445 Karar
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali
Davanın kısmen kabulüne-reddine ilişkin kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, 26/12/2016 tarihinde imzalanan hissedarlar sözleşmesinde müvekkilinin %5 paya razı olduğunu, daha sonra müvekkilinin çeşitli baskılara maruz bırakılarak, hissedarlar sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirmesi için yaptığı başvurulara dahi cevap verilmediğini, daha sonra 19/09/2018 tarihli sicil gazetesinde yayınlanan genel kurul kararı ile müvekkilinin hissesinin %2’ye düşürüldüğünü ve daha sonra 26/03/2019 tarihli genel kurulda alınan karar ile müvekkilinin hissesinin %1,46’ya düşürüldüğünü ve ayrıca yönetim kurulu üyeliğine seçme konusunda azınlığa imtiyaz tanınmış ve yine hisselerin devri zorlaştırılmak suretiyle bu devrin ancak yönetim kurulu üyelerinin onayına tabi olacağı kararı alındığını,şirketin sermaye artırım ihtiyacı olmadığı halde müvekkilin hisse oranının düşürülmesi amacıyla yapılan sermaye artırımının iyi niyet kuralına aykırı olduğunu, hissedarlık sözleşmesi uyarınca yapılacak sermaye artışlarından müvekkilin hisse oranı sabit tutulması gerekirken, diğer bazı hissedarların hisse oranları korunarak sermaye artışından muaf tutulması hissedarlık sözleşmesine ve TTK ‘da öngörülen eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, iyi niyet kuralı ile bağdaşmayan kararların iptali gerektiğini beyan ederek davalı şirketin 26/03/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda alınan sermaye artırımına ve hisse devrinin yönetim kurulunun onayına bağlanmasına ilişkin kararların butlanının tespitine, mahkeme aksi kanaatte ise iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, şirketin toplam 25 ortak tarafından 51.000-TL sermaye ile kurulduğunu, 24/10/2017 tarihli olağanüstü genel kurulda sermayenin 51.000-TL den 187.000-TL ye 15/08/2019 tarihli olağan genel kurulda ise 187.002-TL den 352.670-TL’ye çıkarılmasına oy birliği ile karar verildiğini, davacının tüm bu toplantılara bizzat katılarak sermaye artış kararına olumlu oy verdiğini, 26/03/2019 tarihinde müvekkili şirketin 2018 yılı Olağan Genel Toplantısının usulüne uygun olarak yapıldığını ve bu toplantıda da sermaye artışı ve şirket ana sözleşmesinin belirli maddelerinin tadilinin de bulunduğu konuların görüşüldüğünü ve Bakanlık Komiserinin de katılımı ile gerçekleştiğini, gündemin 7. maddesine uygun olarak sermaye artışının görüşülerek sermayenin 352.670-TL den 19.986.000-TL’ye çıkarılmasına oy birliği ile karar verildiğini, davacının sermaye artış kararına olumlu oy verdiğini, aynı genel kurulun şirketin ana sözleşmesinin tadili konusundaki karara da davacının olumlu yönde oy kullandığını,sermaye artışının davacının hisselerinin düşürülmesi amacıyla yapıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının hisse devrinin yönetim kurulu onayına tabi olması kararının butlanını veya iptalini talep etmesinin kabul edilemeyeceğini,butlanı gerektiren bir durum bulunmadığını, beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, genel kurul toplantısında 7 nolu gündem maddesinde yer alan sermaye artışına katılanların oybirliği ile karar verilmesinden sonra 8 nolu gündem maddesinin görüşülmesine geçilmeden önce, “Hissedarlarımızdan Hasan Uğur Ulusoy söz aldı: “Hissedarlarımızdan … ve …’ın hisselerine düşen sermaye artış paylarını ödemekten muaf tutulmaları, artan nakit sermaye iştirak paylarını ödememeleri, hisse oranlarını sermaye artışından etkilenmeyecek şekilde ayni oranda kalmasını öneriyorum”. dedi. Söz konusu öneri oylamaya sunuldu, Sn. … (7,053 hissedar) oranında hissedarın red oyuna karşılık katılanların oy çokluğu (308.480 adet hisse sahibi hissedar) ile kabul edildi.” ifadeleri yer aldığını, bu husus gündemde olmadığı halde genel kurul görüşmeleri esnasında oylama yoluyla gündeme eklendiğini, bu karara davacının olumsuz oy kullandığını,genel kurul toplantılarında gündemde yer almayan konularda karar alınamayacağı, anılan karar ile pay sahiplerinden bir kısmı sermaye artırımına katılmamakla birlikte pay oranları değişmediğini, pay adedi artan pay sahipleri tarafından şirkete bir sermaye girişi yapılmamasına rağmen kendilerine yeni pay verildiğini, bu işlemin sermayenin korunması ilkesine ve anonim ortaklığın temel yapısına aykırı nitelikte olduğunu, bu nedenle anılan kararın butlanına hükmedilmesi gerektiğini, davacı diğer kararlara da muhalif olduğunu, muhalefet şerhini tutanağa geçirmek istediğini ancak kararların hileli bir şekilde alındığını ileri sürdüğü, davacının bu iddialarını doğrular somut bir delil sunamadığı, Bakanlık temsilcisinin hazır bulunduğu toplantıda davacının 7. maddeye olumsuz oyu tutanağa geçtiği gözetildiğinde diğer muhalefet şerhlerinin tutanağa geçmediği şeklindeki beyanına itibar edilmediği, davacının sermaye artırımı kararının dürüstlük kuralına aykırı ve pay sahiplerini zarara uğratmak ve onların ortaklıktaki kar, oy oranlarını azaltmak sakiyle yapıldığını ispatlayamadığı, ayrıca olumlu oy kullandıktan sonra bunun kötü niyetle yapıldığını ileri sürmenin dürüstlük kuralına uygun olmadığı, pay devirlerinin yönetim kurulunun onayına bağlanmasında da kanuna ve esas sözleşmeye bir aykırılık bulunmadığını, bu nedenle bu yönlerden davanın reddi gerektiği, davalı şirketin 23.06.2019 tarihli genel kurul toplantısında 7. maddesinde oy çokluğu ile alınan; … ve …’ın hisselerine düşen sermaye artış paylarını ödemekten muaf tutulmalarına, artan nakit sermaye iştirak paylarını ödememeleri, hisse oranlarının sermaye artışından etkilenmeyecek şekilde aynı oranda kalmasına, ilişkin kararın butlanına ve diğer istemlerin butlan talebi yönünden esastan, iptal talebi yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 1-Davacı vekili, sermaye artırım kararının kısmen butlanına karar verildiğini, ancak butlanı tespit edilen kısım, sermaye artırım kararını uygulanamaz hale getirdiği için, sermaye artırım kararının tamamının butlanına karar verilmesi gerektiğini, hissedarların sermaye artırım kararına katılmalarını sağlaması, bu üyelerden sermaye artırımından kaynaklanan sermaye paylarını talep etmesi, bu hissedarların muaf tutulmaları nedeniyle fazladan ödeme yapmak zorunda kalan hissedarlara fazla alınan bedelleri iade etmesi mümkün olmadığını, sermaye artırım kararının kötüniyetle alınması ve şirketin herhangi bir kâr payı dağıtmadığı dikkate alındığında da sermaye artırım kararının butlanına karar verilmesi gerektiğini,ortakların hisselerini eritmek veya hissedarlıktan çıkarmak amacıyla alınan kararların TMK. m. 2 hükmüyle bağdaşmayacağı ve bu gibi kararların butlanının tespit veya iptallerine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili, Mahkemenin, taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak, talep sonucuna konu edilmeyen bir konuda hüküm verdiğini, talep sonucunda yer almayan ancak dava dilekçesinin içeriğinde yer alan bir konuda hüküm verildiğini, “sermaye artış kararının görüşülmesi gündemi” içerisinde iki yönetici hissedarın sermaye iştirak paylarını ödemelerine ilişkin hususta hissedarların onayına ayrıca sunulmuş olup tüm bu hususların TTK 447. md. hükmüne uygun olduğunu, … ve …’ın sermaye artırım kararından doğan, şirkete sermaye koyma borçları, ilgili karara olumlu oy veren hissedarlar tarafından üstlenildiğini, şirketin sermaye kaybı gibi bir durum söz konusu olmayıp aksine şirket sermayesi korunduğu ve öncelikle iç kaynaklar kullanılmak suretiyle arttırıldığını, genel kurul kararı ile davacının sübjektif menfaatlerinin ihlali söz konusu olmayıp davacı tarafından herhangi bir sermaye artış bedeli ödenmediğini, dava açmakta hukuki yararı olmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, anonim şirket genel kurul kararının butlanı olmadığı takdirde iptali istemine ilişkindir. TTK 447.madde”(1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararları batıldır. ” hükmüne haizdir. TTK 445.madde de kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine TTK 446.madde de belirtilen kişilerce karar tarihinden itibaren üç ay içinde, iptal davası açılabilir. İptal davasını açabilecek kişiler TTK 446.maddesinde toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten veya toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve bu aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri veya yönetim kurulu veya kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri olarak belirlenmiştir. TTK 462.maddesinde iç kaynaklardan yapılan sermaye arttırımı sonucu, ortaklar iç kaynaklardan ortaya çıkacak sermaye paylarını, sermaye oranlarına göre bedelsiz olarak kendiliğinden iktisap ederler. Buna karşın TTK 459 vd. Maddeleri uyarınca ortakların artırılan sermaye paylarını ödemeyi taahhüt ettikleri bedelli sermaye artırımı yolu ile de esas sermaye artışına gitmeleri mümkün olup bu halde her ortağın rüçhan hakkını kullanması zorunlu değildir. Dava dilekçesinde genel kurulda alınan sermaye artırımına ve hisse devrinin yönetim kurulunun onayına bağlanmasına ilişkin kararların butlanının tespitine bunun mümkün olmaması halinde iptaline karar verilmesi talep edilmiştir.Sermaye artışına ilişkin 7 no’lu kararın iki kısımdan oluştuğu, birinci kısımda şirketin sermaye artışına, ikinci kısımda bazı hissedarların sermaye artışından muaf tutulması hususunun müzakere edilerek karara bağlandığı anlaşılmakla dava dilekçesi ile uyumlu olarak 7 no’lu kararı tümüyle dava konusu ettiği gözönüne alındığında kararın taleple bağlılık kuralını ihlal ettiğine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Gündemin 7.maddesini teşkil eden şirket ana sözleşmesinin “sermaye ve hisse senetlerinin nevi” başlıklı 6 maddesinin, “yönetim kurulu ve süresi” başlıklı 7. maddesinin, “yönetim kurulu seçimi ve toplantıları” başlıklı 10. maddesinin, “genel kurul” başlıklı 11. maddesinin, “hisselerin devri” başlıklı 12. maddesinin tadil edilmesi konularındaki madde 7.maddenin ikinci paragrafı hariç oybirliği ile kabul edildiği, davacının ilgili maddelere karşı bir muhalefet şerhi olmayıp olumlu oy kullandığı, 7.maddenin ikinci paragrafı olan bir takım pay sahiplerinin sermaye artışına katılmamalarına rağmen pay oranlarının aynı kalması kararına karşı olumsuz oy kullandığı ve muhalif kaldığı görülmektedir. Davacının genel kurulda diğer kararlar yönünden olumlu oy kullandığı ve muhalefet şerhi yazdırmadığı ve diğer koşulların da bulunmaması sebepleri ile iptal davası açma hakkı yoktur.Davacı, genel kurul toplantısına asaleten katılmış ve 7 no’lu kararın ilk kısmı olan sermaye artışına ve 8 no’lu ana sözleşmenin tadili kararı oybirliğiyle alınmıştır.Dava ile; kararların kötüniyetle alındığı veya kendi hisse oranlarını düşürmek kastı ile hareket edildiğini ileri sürerek butlan talebinde bulunması ise çelişkili davranış yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.Kar paylarının ödenmemesi veya hissedarlık sözleşmesinin ihlali iddiaları alınan genel kurul kararları ile ilişkili olmadığından incelenmesine gerek bulunmamaktadır. Genel kurulda alınan 7.nolu karar ile emisyon ihraç primleri olarak bekleyen 14.633.380-TL’nin sermayeye eklenmesine, ayrıca ortakların hesabında bekleyen 3.155.443,25 TL (alacak) ile 1.844.556.75- TL nakit koymak sureti ile sermayenin 352.670-TL’den 19.986.000-TL’ye çıkartılmasına karar verilmiştir. Sermaye artışının iç kaynaklar ve dış kaynaklardan yapıldığı, şirketin 2017 yılında kurulduğu, yapılan yatırımların tam anlamıyla faaliyete geçmemesi nedeniyle öz varlıkların tam olarak hatta fazlasıyla korunmasına rağmen genel yönetim ve faaliyet giderleri nedeniyle bilançonun zararla kapandığı, şirketin yatırımı finanse amaçlı sermaye artışının toplantıya katılan davacı dahil tüm hissedarlar tarafından kabul edildiği,butlanı gerektiren sakatlık, kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılık tesbit edilmemiştir. İki hissedarın sermaye artışından muaf tutularak pay miktarlarının korunmasına ilişkin 7.maddenin 2.bölümüne ilişkin karar ilan edilen gündemde yer almamasına rağmen hissedarlardan birinin önerisi ile müzakere edilmiş ve davacının red oyuna karşılık oyçokluğu ile kabul edilmiştir. TTK nın 613/2 maddesi uyarınca gündemde yer almayan konuların karara bağlanmasının mümkün olmadığı, gündemde sermaye artışına yer verilmesinin yeterli olduğu iddia edilmiş ise de şirketin sermaye artışı kararı alması ile iki pay sahibinin sermaye artışından muaf tutulması konularının birbirinden farklı olduğu ve gündemde yer verilmesi gerekirken bunun yapılmadığı, ayrıca bu iki pay sahibinin pay bedellerinin diğer ortaklarca karşılandığı iddia edilmiş ise de karar metni içerisinde bu hususa yer verilmediği, davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı, buna karşılık butlanı tespit edilen kısım, sermaye artırım kararını uygulanamaz hale getirdiğinin kabul edilemeyeceği, sermaye artışının gerekliliği tüm hissedarlar tarafından kabul edilerek oybirliği ile yürürlüğe girdiği, İki hissedarın hisse miktarları korunarak sermaye artışından muaf tutulması hususu artırım kararından bağımsız bir karar olup sermaye artışının da butlanına karar verilmesini gerektirmediği sonucuna varıldığından davacı vekilinin de bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TLnin mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalıdan alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TLnin mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı ve davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.15/06/2023