Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/2214 E. 2021/1968 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2214
KARAR NO : 2021/1968
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2021
NUMARASI : 2020/593 Esas – 2021/542 Karar
DAVA : Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili; müvekkilinin, sözleşmede adı …A.Ş.’nin hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, bu firmanın ticari faaliyet alanının, gayrimenkul yatırımı, inşaat, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gibi gayrimenkullerle ilgili alanlar olduğunu, karşı tarafın ise, sözleşme konusu İstanbul Kağıthane de bulunan …parsel numaralı taşınmazda davacı ile birlikte hissedar olduğunu, ticari anlamda gayrimenkul yatırımcısı konumunda olduğunu, taraflar aralarındaki ticari ilişki ve karşılıklı edimler gereği 24.04.2015 tarihli protokolü yaptıklarını, bu sözleşmeye göre tarafların ticari ilişkileri gereği, davacının döviz üzerinden…bank Kozyatağı şubesinden kredi kullanmasının söz konusu olduğunu, bu kredinin bankaya ödenmesi konusunda İstanbul Kağıthane’de bulunan … parsel sayılı taşınmazın satılması veya satılmaması durumuna göre anlaşma yapıldığını, söz konusu taşınmazın satıldığını, taşınmazın satılması durumunda, müvekkilinin ödediği miktarların, davalının hissesi üzerinden ödenmesinin kararlaştırıldığını, ayrıca müvekkili tarafından kullanılan kredinin davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, ancak davalının söz konusu yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek 2.000-USD’nin 24.04.2015 tarihinden faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili; müvekkilinin mali müşavir olduğunu ve SGK’lı olarak çalıştığını, tacir olmadığını ve ticari işletme işletmediğini belirterek, görevsizlik kararı verilmesini ve davanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, esas yönden ise, müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki ve bu ticari ilişki nedeni ile alınmış hiçbir kredi olmadığını, davacının bu yöndeki soyut iddiasını reddettiklerini, taraflar arasındaki protokolde alacağın davalının taşınmazdaki hissesinden devir dışında başka şekillerde talep edileceğine ilişkin bir düzenleme olmadığını, ortada geçerli bir protokol bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Ticaret sicil müdürlüğünden ve vergi dairesinden gelen yazı cevabına göre davalının tacir olmadığı, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığı, davanın mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; Taraflar arasındaki sözleşmede bankadan çekilen kredilerle ilgili hükümler bulunduğunu, bankacılık hukukundan kaynaklanan konularda ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, Sözleşmede ticari bir faaliyet olan taşınmaz alım satımı ile ilgili düzenleme mevcut olduğunu davalının taşınmaz satışından elde edilecek kâra ortak olduğunu, müvekkilinin ortağı ve yöneticisi olan şirketin faaliyet alanının inşaat ve taşınmazlarla ilgili olduğunu, bu durumda davada ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Somut olayda; davacı, 24/05/2015 tarihli protokole istinaden, tarafların 01/07/2015 tarihinden önce hissedarı oldukları İstanbul Kağıthane de bulunan … parsel numaralı taşınmazın satışı sonrasında, ödemiş olduğu kendisine ait bir kısım kredi taksitlerinin davalıdan tahsilini talep etmekte olup; mahkemece asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı ve davalının…nolu parselin müşterek malikleri olduğu,protokol ile gayrımenkulün satılacağı hususunda mutabakat sağlandığı ve gayrımenkül kullanılarak müşterek maliklere kredi kullandırılması sağlanarak alınacak kredinin davacının şirketi ,davalı paylaşılmasının ,taksitlerin ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.Protokol taşınmazın maliki olan davacı ve davalı tarafından imzalanmıştır.
TTK nun 4(1).madde de her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu; 5(1) maddesinde ise aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu (3.) bentte ise asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve göreve ilişkin kuralların uygulanacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda, davalı tacir olmadığı gibi uyuşmazlık da tarafların hissedarı olduğu taşınmazın satışı ve davacı adına kullanıldığı belirtilen kredi bedelinin ödenmesi şartlarını düzenleyen 24/04/2015 tarihli protokolden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığı gibi TTK m.4/1’de sayılan hallerden de kaynaklanmadığından mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/12/2021