Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/221 E. 2021/174 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/221
KARAR NO : 2021/174
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2020
NUMARASI: 2017/1123 Esas 2020/870 Karar
DAVA İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasında uzun yıllar öncesine uzanan bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirkete teslim edilen ürün bedellerinin ödenmemesi üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, davalı şirketin 26/09/2017 tarihli dilekçesi ile borcun tamamına itiraz ettiğini ve aleyhine başlatılan icra takibinin durmasına neden olduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu,itirazın iptali ile takibin devamına, borca itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalı aleyhine takip toplamının %20′ sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı halde , süresi içerisinde davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalının defterlerini ibraz etmediği, davacı defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre davalıdan 69.856-TL alacaklı olduğu, ancak tek başına davacı defterlerinin davalıdan alacaklı olduğunu ispata yeterli olmadığı, dava dilekçesi ekinde davacı tarafından davalıya teslim edilen mallara ilişkin sevk irsaliyeleri ve faturalar sunulduğu, sunulan sevk irsaliyelerinin teslim alan kısımları imzalı olup, davalı tarafından bu imzalara dair bir itirazda bulunulmadığı, bu durumda davacının davalıya mal teslimini kanıtladığının kabul edildiği, davalının ödeme iddiasında da bulunmadığı, bu durumda davalı tarafından asıl alacağa yönelik olarak yapılan itirazın yerinde olmadığından itirazın iptali gerektiği, 6102 sayılı TTK’nun 1530 maddesinin mal ve hizmet tedarikine ilişkin sözleşmelerde uygulanabilecek hüküm olup, mal alım satımına ilişkin somut olayda uygulanma imkanı bulunmadığından davalının işlemiş faiz talebine itirazın iptali isteminin reddine, itirazın iptaline karar verilen kısım için icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından üretilen ürünlerin davalıya ve dava dışı şirkete satılması konusunda bir sözleşme ilişkisi kurulduğunu, bununla birlikte alım-satım ilişkisinde vadesinde ödenmeyen fatura bedelleri için aylık %5 faiz işletileceği konusunda da mutabık kaldıklarını, taraflar arasındaki mutabakat, vade, vadesinde ödenmeyen alacaklara işletilecek faiz ve ilgili kanun maddeleri gereği 67.818,16-TL faiz alacağı bulunduğunu, TTK nun 1530.maddesi uyarınca faturaların vade tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ,bu konuda emsal kararlar bulunduğunu ,kararın kaldırılarak borçlunun itirazının asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere takip toplamı üzerinden iptaline, hükmolunan icra inkar tazminatının asıl alacak ve işlemiş faiz dahil edilerek hesaplanmasına ve davalı aleyhine takip toplamının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava; faturaya dayalı bakiye alacağın ve işlemiş faizin tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemidir.Davacı vekili, icra takibine konu edilen faturaların vadelerine göre TTK. 1530 maddesi gereği icra takip tarihine kadar hesaplanan gecikme faizi isteminin de kabulü gerektiğini ileri sürerek, red kararının kaldırılarak işlemiş faize hükmedilmesini talep etmektedir.TTK nun 1530.maddesi; yalnızca mal ve hizmet tedariki amacıyla akdedilen sözleşmelerde, mal veya hizmet karşılığı ödenecek bedelde temerrüde düşüldüğü durumda ve iki ticari işletme arasında akdedilen sözleşmeler bakımından uygulanır. TTK. m. 1530 borcunu zamanında ödemeyen borçlunun ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşmesi ve faize hak kazanmasını öngörür. Ancak; TTK’nın 1530. maddesi mal tedarik sözleşmesine ilişkin olup, satış sözleşmelerine uygulanmaz. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117. maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. (Yargıtay 19 HD. 2017/3266-2018/4228 E-K sayılı ilamı)Temerrüt, en kısa tanımıyla, alacaklı tarafından talep edilebilir (muaccel) hale gelmiş bir borcun ifasındaki gecikmedir ve kural olarak, bu tür (muaccel) bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer.Temerrüt için aranan ihtar hukuki işlem benzeri fiil mahiyetinde olup, alacaklının alacak miktarını belirterek borçludan borcun ifasını istemesi, ifayı kabule hazır olduğunu bildirmesi anlamına gelir. İhtar kural olarak şekle tabi olmayıp, yapılmadığı itirazı vaki olursa aksinin ispatı, niteliği gereği alacaklıdan beklenir.6098 sayılı TBK’nın 117. maddesi/2. fıkrasına göre “borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş … ise, mücerret bugünün hitamı ile borçlu mütemerrit olur”. Eğer böyle bir tarih belirlenmemişse bu kez aynı maddenin 1. fıkrası uygulanır ve bu fıkrada da muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarıyla mütemerrit olacağı belirtilmiştir. Nihayet böyle bir ihtar da yoksa temerrüt icra takibi ya da dava açılmasıyla gerçekleşir.Alacağın muaccel olması ile temerrüt birbirinden farklı olgulardır. Somut olayda, faturaya dayalı alacak yönünden takip öncesinde bir temerrüt uyarısının bulunmadığı sabittir. Fatura üzerinde yazılı olan ödeme tarihleri temerrüt tarihi olarak kabul edilemez. VUK hükümlerince faturanın muhteviyatı belirlenmiş olup, fatura üzerinde yazılı bulunan vadenin alacağın muaccel olduğu tarihi göstermesi ve salt faturaya itiraz edilmemesi sebebiyle taraflarca kararlaştırılmış kesin vade olarak kabul edilemeyeceğinden, davacının işlemiş faiz isteminin reddine ilişkin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/02/2021