Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/2179 E. 2021/1872 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2179
KARAR NO: 2021/1872
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2021
NUMARASI: 2020/714 Esas 2021/487 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Görevsizliğe ilişkin kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin … A.Ş. ile … Şirketi’nin yetkilisi olduğunu, taraflar arasında bir arsanın alımında işbirliği yapıldığını, davalı …’ın resmi olarak satışda görünmek istemediğini,ödemeler oranında taşınmaza ortak olmayı önerdiğini, … adına taşınmazın satın alındığını ve krediler kullandığını, davalı …’ ın arsa alımı ve bu amaçla kullanılan kredi ödemelerine katılmak üzere 2011 ile 2017 tarihleri arasında müvekkili hesabına toplamda 1.006.970-usd tutarında “emaneten” açıklaması ile havaleler gönderdiğini, bu havaleler içerisinde davalı … tarafından gönderilen 209.693,79 -usd bedelli havalelerin mevcut olduğunu, 2017 yılında alınan ortak karar gereğince taşınmazın satışının yapıldığını, satıştan gelen ve davalının hissesine düşen 75.391,61 -usd ve 1.156.373,18-usd olarak iki ayrı havale olarak toplamda 1.231.765,79 USD’nin “2011-2017 arası emaneten ödenen iade tutarıdır” açıklaması ile ödendiğini ve borç-alacak ilişkisinin tasfiye edildiğini, davalının ödenen miktardan memnun olmadığını, davalının taciz ve tehdit eylemleri nedeniyle suç duyurusunda bulunduklarını, diğer davalı …’nın ihtarname göndererek belirtilen arsa alış satış ilişkisi çerçevesinde davalı … hesabına gönderilen 209.750,75-usdnin kendisi nam ve hesabına borç olarak verdiği iddiası ile geri ödenmesini talep ettiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından ihtarname ile talep ettiği bedelin ödenmesi için icra takibi başlattığını müvekkilinin itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı … ile müvekkili arasında ödünç ilişkisi olmadığı gibi iade borcunun da bulunmadığını, dosyada mevcut yazışmaların havalenin diğer davalı … hesabına gönderildiğini kanıtladığını, davalıların kötü niyetli olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile talep edilen alacağın mevcut olmadığının tespitine, takibin iptaline, davalı…’nın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde takip konusu paranın davalı … hesabına ödenmiş ve bu oranda sebepsiz zenginleşmiş fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı kalmak kaydıyla 209.693-usd nin ödeme tarihi olan 21/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … vekili, davacının terditli talebinin usul hukukuna aykırı olduğunu, ayrıca sebepsiz zenginleşmeye dayalı istemlerde zamanaşımı 2 yıl olduğundan zamanaşımı def’iinde bulunduklarını, iki davalıya karşı iki farklı talep arasında bağlantı kurulması ile dava ikame edilmesinin mümkün olmadığını, … ile davacı arasında ticari ilişki değil, ödünç ilişkisi mevcut olduğundan asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, davacının herhangi bir bilgi vermeden ve belge dahi sunmadan arsayı sattığını beyan ettiğini, davalı …’nın müvekkilinin ricası üzerine davacıya borç para verdiğini ve “emaneten” açıklaması ile para transferi yaptığını, ceza davalarındaki iddiaların haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … vekili, müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki değil, ödünç ilişkisi mevcut olduğundan asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, müvekkilinin davacıya karz ilişkisi bağlamında borç para verdiğini, “emaneten ödenen” açıklaması ile gönderilmesinin karz ilişkisini ispatladığını, davacının kendisine gönderilen ödünç paranın farklı bir ilişki ile gönderildiğini ispat etmesi gerektiğini,hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, asıl talep hakkında karar verilmeden fer’i talep incelenemeyeceğinden fer’i talebe ilişkin taleplerin bu aşamada değerlendirilmediği, asıl talep yönünden davacı ve davalı … arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlığın ödünç ilişkisinden kaynaklandığı, uyuşmazlığın TTK.’nun 4. maddesinde sayılan uyuşmazlıklar arasında da yer almadığı, uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı gibi ticari ilişkiden kaynaklanmadığından nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili; hangi maddi ve hukuki sebebe dayanıldığı açıklamasına yer verilmeyen karar gerekçesinin müvekkillerinin adil yargılanma hakkının ihlaline sebebiyet verdiğini, kararda yalnızca karşı tarafın mesaj kayıtlarına atıfta bulunulduğunu, müvekkili …’dan tahsili istemli bir terditli talebin usul hukukuna aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak menfi tespite ilişkin davanın ayrıca husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı davasını ; davalı … ile ortak arsa aldıklarını, davalının banka havalesi yoluyla bir kısım para gönderdiğini,müşterek arsayı satıp parasını davalı …’a geri ödediğini, davalı …’ın payının bir kısmını … tarafından gönderilen paranın davalı … adına gönderilmesine ve adı geçen geri ödenmesine rağmen davalı …’nın daha sonra ödünç verdiğini iddia ederek icra takibine geçtiğini,davalı …’ya borçlu olmadığını, bu talebi kabul edilmezse davalı …’dan paranın tahsilini talep ettiği, mahkemece taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, uyuşmazlığın ödünç sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna karar verildiği anlaşılmıştır. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, davanın her safhasında re’sen gözetilir. 6102 sayılı TTK’nun 6335 sayılı Kanunla değişik 5. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK 4/1-a maddesine göre “Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır”. TTK 4.f maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bankalara ,diğer kredi kuruluşlarına,finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ait düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava olduğu açıklanmıştır. TTK 5(1)maddesinde de dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevli kılınmıştır. Uyuşmazlık; davalılardan … tarafından davacı … adına “emaneten ödenen”kaydıyla 30.1.2013 tarihinde havale 209.750,75-usd nin iade edilmesi için davacı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibi nedeniyle menfi tesbit istemine ilişkindir. Yine davacı … tarafından “emaneten ödenen paranın iadesi”kaydıyla davalı …’a iade edildiği ileri sürülen para da yine … adına olan şahsi hesaptan davalı …’a gönderilmiştir. Terditli taleplerin dava dışı şirketlerin yetkilisi olsalar da tacir olmayan gerçek kişiler arasında ödünç ilişkisi iddiası nedeniyle başlatılan icra takibi nedeniyle açılan menfi tesbit davası olduğu ,ikincil talebinde … tarafından havale edilen ancak satış gerçekleştikten sonra havale edilerek iade edilmesine rağmen …’ya ödenmek zorunda kalınacak bedelin sebebsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı …’dan tahsili isteği olduğuna göre ,havalelerin tarafları, iddianın ileri sürülüş biçimine ve savunmaya göre eldeki davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi ,ödünç -iade ilişkisinde her iki yanların tacir olmadığı gözetildiğinde nispi ticari dava da sözkonusu değildir. TTK.’nın 5. maddesine göre; asliye ticaret mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir. Somut olayda davanın her iki tarafının tacir ve her iki yanın ticari işletmeleriyle ilgili olma şartı gerçekleşmediğinden davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, husumete ilişkin itirazların görevli mahkemece incelenebileceği gözetilerek istinaf nedenleri yerinde olmayan, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/12/2021