Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/215 E. 2021/392 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/215
KARAR NO : 2021/392
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2020
NUMARASI: 2019/1099 Esas – 2020/574 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından 31/12/2015 tarihinde … marka, 2015 model aracın davalı … Otomotivden 99.047-TL bedelle satın alındığını, müvekkili şirketin otomobili 2018 yılı Şubat ayı sonlarına kadar kullandığını, 26/02/2018 tarihinde ise araç bir anda kendiliğinden durduğunu ve çalışmaz hale geldiğini, aracın marş motoru ve sigortasının değiştirildiğini, aracın 13/04./2018 tarihinde yeniden arızalandığını ve serviste şarj dinamosunun değiştirildiğini ,aracın devam eden arızaları nedeniyle 10.08.2018 ve 10.05.2019 tarihlerinde de servise başvurulduğunu,aracın henüz 3 yıllık garanti süresini doldurmadan çalışmamaya başladığını, defalarca servise getirilip çeşitli parça değişimleri ve tamirler yapıldığını, buna rağmen arızaların defalarca tekrar ettiğini belirterek, aracın ayıpsız misliyle değişimine, olmadığı takdirde 1.000-TL değer kaybının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … vekili; dava konusu aracın 31/12/2015 tarihinde satın alındığı garanti süresinin 31/12/2017 tarihinde,… Kalite Güvence Sisteminin ise 31/12/2018 tarihinde sona erdiğini,davanın zaman aşımına uğradığını, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını,garanti verilmesinin ihbar yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığını, her seferinde onarım hakkını kullanan davacının gizli ayıp iddiasının dinlenemeyeceğini, aracın 4 yıldır kullanıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … vekili; ayıp ihbarına ilişkin teslim tarihinden itibaren işleyen 2 yıllık azami sürenin aşıldığını, üretici tarafından verilen garanti süresinin ise 31/12/2017 tarihinde son bulduğunu, davalı tarafından ilk bildirimin ise 26/02/2018 tarihinde yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; ayıptan sorumluluğun 2 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere aracın davacıya teslim tarihi 31/12/2015 tarihi olmakla, zamanaşımının başlangıç tarihinin bu tarih olduğu, davalı satıcı yönünden zamanaşımı süresinin 31/12/2017 tarihinde dolduğu, davalı ithalatçı yönünden ise 3 yıllık sürenin 31/12/2018 tarihinde dolduğu, her iki davalının da cevap dilekçeleri ile zamanaşımı defi’nde bulundukları gerekçesiyle, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili;araçtaki ayıbın kanunda belirtildiği gibi olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacağını,dava konusu araçta meydana gelen ilk arıza neticesinde aracın ayıplı olduğunu fark eden müvekkilinin aracı servise götürerek durumu hemen satıcılara bildirdiğini ve bildirim yükümlülüğünü de yerine getirdiğini, 0 km olarak satın alınan aracın öncelikle marş motoru ve sigortasının, sonrasında motorunun, şarj dinamosunun ve kayış setinin değiştirildiğini, fan motoru ve termostatının da değişmesi gerektiğinin müvekkiline bildirildiğini, davalıların iki yıllık zaman aşımı süresinden yararlanamayacaklarını,gizli ayıp mahiyetindeki arıza yönünden ağır kusurludavalıların zaman aşımı definde bulunamayacaklarını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, tacirler arası satıma konu aracın ayıp nedeniyle değişim istemine ilişkindir.Davalı vekilleri süresinde zamanaşımı defiinde bulunmuşlardır.TBK’nın 231. maddesi hükmüne göre ise, satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan defi hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz. Ticari satım sözkonusu olduğundan ,TTK 23/1-c maddesi atfı ile TBK 231.maddedeki 2 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerekmektedir.Davalı … tarafından 1 yıl ilave garanti süresi verilmiştir.Dava konusu aracın 31.12.2015 tarihinde davacıya satıldığı,3 yıllık garanti süresinin 31/12/2018 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda; alınan bilirkişi raporunda ilk arızanın meydana geldiği 26.2.2018 tarihinden sonra 15.3.2018 tarihinde komple motor değişimi yapıldığı anlaşılmaktadır. 10.05.2019 tarihinde ise yeniden arıza meydana geldiği şarj dinamosunun değiştirildiği , onarım hakkı kullanılan arızaların davalı tarafça giderildiği,şanzıman değişiminin 10.8.2018 ve şarz dinamosu revizyonunun 10.5.2019 tarihinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Arızaların devam eden arıza olmadığı ,tamirinin mümkün bulunmaması koşullarının da oluşmadığı, davalının hileli hareketlerinin ve ayıbı gizlediğinin davacı tarafça ispatlanamadığı ,2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin hükümde isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiş,istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine,Alınması gereken 59,30-TL harcın davacı tarafından yatırılan 1.700-TL peşin istinaf karar harcından mahsubuna,fazla olan 1.640,70-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/03/2021