Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/2136 E. 2022/775 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2136
KARAR NO: 2022/775
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/09/2021; 14/10/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/188 Esas
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/05/2022
İhtiyati hacze itirazın kabulüne ilişkin ara kararın ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili; davalıların banka yönetim kurulu sıfatıyla aldıkları kararla müflis bankanın zararına sebebiyet verdiklerini, yönetim kurulu üyelerinin kasıt ve ihmalinin yanı sıra dikkatsizlik sonucu verdikleri hatalı kararlar nedeniyle meydana gelen zararlardan müteselsilen sorumlu olduklarını,davalıların eylemlerinin ayrıca zimmet suçunu oluşturduğunu, davalılar hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … nolu soruşturma dosyasında soruşturma yürütüldüğünü, ayrıca FETÖ/PDY örgütü kapsamında devam eden davalar nedeniyle arama/tutuklama kararlarının mevcut olduğunu, davalılar mal varlıklarını elden çıkararak yasal ve cezai takibattan kaçınma halinde olduklarını, bir kısmının arabuluculuk sürecine dahi katılmadığını belirterek müvekkilinin uğradığı zararın semeresiz kalmaması, davalıların FETÖ/PDY kapsamında aranan kişiler olmaları ve zararın denetim raporu ile yaklaşık olarak ispat edilmesi nedenleriyle dava sonunda verilecek karar kesinleşinceye kadar davalıların hak, alacak ve mal varlıklarına teminatsız olarak tedbir konulmasını talep etmiştir.
İHTİYATİ HACİZ ARA KARARI: Mahkemenin 09/04/2021 tarihli ara kararı ile; alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istemin kanuna uygun olduğu gerekçesiyle 35.403.637,18-TL alacak yönünden 5411 sayılı Kanunun 140. maddesi gereğince teminatsız olarak İİK’nun 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarının İİKnun koyduğu sınırlar içinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İTİRAZLAR: Davalı … vekili; müvekkilinin imzası bulunan yönetim kurulu kararlarıyla kullandırılan tüm krediler ve teminata bağlama işlemleri bankacılık mevzuatı ve usullerine uygun olarak yapıldığını, müvekkilinin kusuru, kastı, ihmalinin söz konusu olmadığını, yönetim kurulu kararı ile 3.500.000-USD ek kredi tahsisi için, banka tarafından daha önceden kullandırılan 12.000.000-USD ana kredinin teminatı olan 12.000.000-USD mevduat rehininin 1.000.000-USD artırılarak 13.000.000-USD’ye çıkarıldığı, ayrıca krediye konu olan Amerika Birleşik Devletleri New York’ta bulunan gayrimenkul üzerine birinci dereceden 4.500.000-USD’lik gayrimenkul ipoteği tesis edilmesine karar verildiğini, 3.500.000-USD’lik ek kredi tahsisi için 1.000.000-USD nakit mevduat rehini, 4.500.000-USD gayrimenkul ipoteği olmak üzere toplamda 5.500.000-USD teminat alındığını, her ne kadar hesap kat ihtarnamesi süresinde kat edilmediği için kat bakiyesi lüzumsuz bir şekilde büyümüşse de kat bakiyesinin 4.037.544,35 USD’lik kısmının müvekkilinin imzası bulunan 3.500.000 USD tutarlı ek kredi dilimlerinden kaynaklandığı belirtilerek,alacağın teminat tutarının altında olduğu ikrar edildiğini,ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin hukuki sürecin halen devam ettiğini, teftiş raporunda da ipoteğin paraya çevrilmesi sürecinin henüz sonuçlanmadığı belirtilmesine ve 1.000.000 USD mevduat rehni olmasına rağmen dikkate alınmadığını, denetim raporunda belirtilen, bahse konu gayrimenkule ait 2011-2016 yıllarında tanzim edilmiş 3 ayrı ekspertiz raporunda da 17.000.000-USD’nin üzerinde değer takdiri yapıldığını, 4.500.000-USD bedelle ipotekli gayrimenkulün satışı tamamlandıktan sonra, müvekkilinin imzası bulunan yönetim kurulu kararı ile kullandırılan ek kredinin kat bakiyesinin tamamının ödeneceği ve bankanın hiçbir zarara uğramayacağının açık olduğunu, ortada müvekkilinin sorumluluğunda olan bir zarar olmadığından ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili; davacı tarafından müvekkilinin kredi borçlusu/kefili imiş gibi dava açıldığını ve haklarında ihtiyati tedbir talep edildiğini, Mahkemece de tedbir konulamayacağından bahisle taleple bağlı kalınmayarak re’sen 3. şahıs konumundaki müvekkilinin mal varlığına ilişkin ihtiyati haciz kararı alındığını,davacının borçlusundan alacağını tahsil etmeden 3. kişi konumunda olan müvekkilinin sorumluluğuna gitmeye çalıştığını, bir an için müvekkilin sorumlu olduğunu düşünülse dahi, öncelikle, alacağın borçlusundan tahsili yoluna gidilmesi gerektiğini, İİK madde 45 gereği rehnin paraya çevrilmesi gerektiğini, satıştan sonra kalan borç miktarı için sorumlu olduğu düşünülen kişilere dava açılması gerektiğini, belirterek hakkındaki ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili;yönetim kurulunun 14.07.2011 ve 23.02.2012 tarihinde 3.5 milyon USD kredi tahsisi ile 4.5 milyon USD tutarında ipotek alınmasına karar verdiğini, teminat açığı olmadığını, davacının 17.5 milyon USD değerli taşınmazdaki ipoteği paraya çevirmeden zarar iddiasında bulunduğunu,bankanın kredi tahsisinden 6 yıl sonra 2017 yılında krediyi kat ettiğini, müvekkilinin ise 2012 yılında davacı banka tarafından işten çıkarıldığını, bu kredinin yürütülmesi, tahsil ve tasfiyesine dair hiçbir süreçte yer almadığını, müvekkilinin genel kurulda ibra edildiğini, ibra kararına rağmen müvekkiline sorumluluk atfının mümkün olmadığını, belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili; aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen müvekkili …’ın kredi borçlusu ya da kefili olmadığını, ihtiyati haciz kararına gerekçe gösterilen soruşturma raporunun, davacı müflis banka çalışanı tarafından hazırlanan taraflı bir rapor olduğunu, davacı tarafından ihtiyati haciz kararı verilmesini gerekli kılacak ölçüde tehlikenin varlığına ilişkin somut bir delil sunulmadığını, müflis bankaca hazırlanan rapora dayanılarak zararın ispatı mümkün olmayacağını,zarar ve sorumluların tespiti yargılamayı gerektirdiğini belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
ARA KARAR: Mahkemece, itiraz edenler tarafından kredi tahsisi sırasında kredi tutarı kadar ipotek tesis edildiği hususunda ihtilaf bulunmadığından davalılardan talep edilebilecek zararın varlığı ve miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği gerekçesiyle …, … ve … hakkında ihtiyati haciz kararının 09/09/2021 tarihli ara kararla, davalı … hakkındaki ihtiyati haciz kararının ise 14/10/2021 tarihli ara kararla kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; Davaya taraf olmayan BDDK ve MASAK kurumlarının hazırladığı mübrez raporlarda,kredinin tahsisi aşamasında usulsüzlükler yapıldığı, bu kredi ile FETÖ/PDY’ye mali kaynak aktarıldığının ve bankanın zarara uğratıldığının tespit edildiğini, bu raporlara dayanılarak müvekkili müflis bankanın teftiş kurulu başkanlığı tarafından üçüncü bir rapor hazırlandığını ve toplanan deliller ile ihtiyati haciz talepli mali sorumluluk davasının ikame edildiğini, mahkemece bu delillere istinaden ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiğini, İst.C.Başsavcılığı tarafından …’a kullandırılan krediyle ilgili olarak müflis banka’ya karşı “bankanın terör örgütünü finanse ettiği gerekçesiyle” tüm mal varlığının müsaderesi talepli kamu davasının ikame edildiğini, bankaca teftiş raporu hazırlanırken davalılara savunma talep yazısı gönderildiğini ve davalı …’in yazılı savunmasında kredi tahsis kararının usulsüz olduğunu detaylı şekilde açıklayarak kabul ettiğini, mezkur kredi için riski karşılayan (kar dahil limitli) nakit teminat alınmadığını, sadece ana parayı karşılayan (ana para limitli) nakit teminat alındığını, bankanın kâr payı zararının teminatsız kaldığını, davalıların tahsis kararındaki asıl amaçlarının terör örgütünü fonlamak olduğunu, bu nedenle gerçek bir tahsis kararında yer alması gereken unsurlara yer verilmediğini, ihtiyati haciz kararının kaldırlmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin kararların kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, müflis bankanın, davalı banka yöneticileri tarafından kullandırılan usulsüz kredi nedeniyle zarara uğratıldığı iddiasına dayalı olarak, yöneticinin sorumluluğu nedeniyle tazminat davasıdır. Dava dilekçesinin ekinde müflis … Bankası A.Ş. Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 25.08.2020 tarihli … numaralı … soruşturma raporunda MASAK ve BDDK tarafından tanzim edilmiş raporlardaki bilgilere yer verildiği, sonuç olarak nakit blokaj karşılığında kullandırılan 12.000.000-usd kredi kaynaklı 2.425.682,40 usd zarara ilişkin 30.09.2010/1790-06.01.2011/1872-13.01.2011/1880 tarih ve numaralı yönetim kurulunda imzası bulunan yönetim kurulu üyelerinin sorumluluk miktarları belirtilmiş; ipotek karşılığında kullandırılan 3.5 Milyon -usd kredi kaynaklı 4.037.544,35-USD + 23.625-TL zarar hesaplandığı ve 3.5 Milyon USD tutarındaki kredi tahsislerine ilişkin yönetim kurulu kararlarında imzaları bulunan yönetim kurulu üyelerinin sorumluluk miktarları belirtilmiştir. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/206285 soruşturma nolu dosyasında; müşteki davacının şikayeti üzerine ,davalıların üzerine atılı 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 160/3’de düzenleme bulan zimmet suçundan ötürü cezalandırılmaları isteği nedeniyle yapılan soruşturmanın sürdüğü, dosyanın fezleke ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/11242 soruşturma sayılı dosyasında devam ettiği, henüz bilirkişi incelemesi yapılmadığı görülmüştür. İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/776 esas- 2021/816 karar sayılı dosyanın eldeki dava dosyası ile birleştirildiği; davacı müflis banka tarafından eski yönetim kurulu üyeleri olan davalı gerçek kişilerin bankayı 4.736.740,55 USD+23.974,57 TL zarara uğratması nedeniyle 31.03.2012 ve 30.03.2013 tarihli davalıların ibrasına ilişkin genel kurul toplantılarında alınan 6. Nolu kararın iptalini talep etmiştir. Kadıköy … Noterliğinin 25 Temmuz 2017 tarihli ihtarnamesinde, keşidecinin … Bankası A.Ş., muhatabın … olduğu, ihtarnamenin konusunu 24.07.2017 tarihi itibariyle 1.231.182,52-USD vadesi geçmiş taksit tutarı ile 56.367,78-USD vade farkı gecikme zammı olmak üzere 1.287.550,30-USD geçmiş dönem ödenmemiş kredi borcunun, 23.625-TL ekspertiz masrafının ve böylece belirtildiği şekilde toplam 23.625-TL ve 1.287.550,30- USD gecikmiş dönem borcunun bulunduğu, ayrıca 24/07/2017 tarihi itibariyle 17.737.257,06-USD müeccel taksitlerin muaccel hale geldiği, hesabın kat edilmesi ile toplamda 23.625-TL ve 19.024.807,36-USD kredi borcu bulunduğu belirtilmekle söz konusu borcun ödenmesinin ihtar edildiği anlaşılmaktadır. Davacı banka tarafından … firmasına 30.09.2010 tarihinde 1790 sayılı, 06.01.2011 tarihinde 1872 sayılı, 13.01.2011 tarihinde 1880 sayılı, 14.07.2011 tarihinde 2065 sayılı, 23.02.2011 tarihinde 2440 sayılı yönetim kurulu kararları ile muhtelif krediler kullandırıldığı anlaşılmaktadır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.”İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve vadenin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda, davacının tazminat talebi, davalı banka yöneticilerinin yeterli teminat alınmadan kredi kullandırmak suretiyle bankaya zarar verdikleri iddia edilmekte, davalılar ise yeterli teminat alındığını, işlemlerde usulsüzlük bulunmadığını savunmaktadır. Davacının usulsüzlük ve zarar iddiaları ile ilgili halen devam etmekte olan savcılık soruşturmaları olduğu, davalı yönetim kurulu üyelerinin usulsüz işlem yapıp yapmadıkları, zarara sebebiyet verip vermedikleri, ceza davasında ve mahkemece yapılacak yargılamada alınacak bilirkişi raporlarıyla açıklığa kavuşacaktır. İlk derece mahkemesinde henüz bilirkişi raporu sunulmamıştır. Müsadereye ilişkin açılan ceza dava dosyasında ve zimmetle ilgili soruşturma dosyasında da henüz bilirkişi incelemesi yapılmamıştır. Bu aşamada iddia ve savunmaların yargılamaya muhtaç olduğu,henüz ipoteğin paraya çevrilmediği bu kapsamda zararın mevcudiyeti ,özellikle miktarı konusunda yaklaşık ispatın sağlanmadığı gözetilerek, ihtiyati haciz açısından yaklaşık ispat oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz kararının itiraz eden davalılar yönünden kaldırılmasında isabetsizlik olmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/05/2022