Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/2135 E. 2022/969 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2135
KARAR NO: 2022/969
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/06/2021
NUMARASI: 2020/168 Esas – 2021/419 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı borçlunun müvekkilinden yemek ve gıda alışverişi yaptığını ancak ücretini ödemediğini, davacının Bayrampaşa’da Catering-Hazır yemek üretim tesisi olduğunu, davalı borçlunun 31/08/2015-30/10/2017 tarihleri arasında muhtelif zamanlarda yemek ve gıda satın aldığını ancak borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu hakkında Gaziosmanpaşa … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın iptaline, davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafın, müvekkilinin davacıdan toplam 319.074,64-TL yemek ve gıda alışverişi yaptığı iddiası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin yanında 7-8 kişi çalıştığını ve bu kişilerin sadece öğle yemeği yediğini, yenilen yemeklerin parasının elden nakit olarak davacıya ödendiğini, müvekkilinin davacıdan fatura talep ettiğini ve davacı tarafından gönderilen faturaları defterine kaydettiğini, ancak davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, icra takibinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine, müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında şarta bağlı sulh sözleşmesi yapıldığı, HMK’nun 313/4. maddesi gereğince sulhün şarta bağlı olarak yapılabileceği, sulh sözleşmesine göre sulhün geçerli olabilmesi için davacının banka hesabına 40.000-TL ödeme yapılmasının ve 20.000-TL bedelli 20/10/2019 keşide tarihli çekin verilmesinin kararlaştırıldığı, davacının banka hesabına 40.000-TL’nin ödendiği, yine davacıya 20.000-TL bedelli 20/10/2019 keşide tarihli çekin teslim edildiği, davacının buna ilişkin bir itirazının bulunmadığı, protokole göre kalan 240.000,00-TL bedelin, İstanbul İli, … İlçesi, … Mah. … Sk. … Ada, … Parselde kain dükkanın üzerindeki ipotekle birlikte davacı veya göstereceği kişiye tapu devrinin yapılacağı, davalı tarafça bu edimin yerine getirilmemesi nedeniyle sulh protokolünün geçerli olmadığı ileri sürülmekte ise de; taraflar arasında yapılan sulh protokolünde taşınmaz devrinin sulhün geçerli olabilmesi için bir şart olarak kararlaştırılmadığı, ayrıca davalının taşınmazın devrine hazır olduğunu belirttiği,düzenlenen 24/09/2019 tarihli sulh protokolünde, sulhün geçerliliği için öngörülen şartların gerçekleştiği, ancak davacı tarafın sulh protokolüne göre karar verilmesini istemediği gerekçesiyle HMK’nun 315/1. maddesi gereğince taraflar arasında sulh protokolü bulunduğundan açılan dava ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili ; müvekkili ile davalı arasında emlak alım satımı nedeniyle İstanbul 10. Tüketici Mahkemesinde ayrıca dava görüldüğünü, sulh sözleşmesinin mahkemece tutanak altına alınıp taraflarca imzalanmadığından mahkemece içi sulhe dönüşmediğini, sulh protokolüne göre davalının müvekkiline 300.000-TL ödemesi hususunda anlaşıldığını, bu ödemenin 240.000-TL kısmının taşınmazın devri ile yapılacağının kararlaştırılmasına rağmen zamanında devir yapılmadığını ve bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını, taşınmazın devri ile ilgili tarih belirtilmemiş ise de taşınmaz üzerinde ipotek fekkinin 31/12/2019 tarihinde gerçekleştirileceğinin kararlaştırılması nedeniyle devrin de bu tarihe kadar yapılması gerektiğini,taşınmazın devri için davalıya 07/08/2020 tarihli noter ihtarı gönderildiğini, 8 ay geçmesine rağmen devir işleminin gerçekleştirilmediğini, taraflarca kabul edilmediği sürece mahkeme dışında düzenlenen sulh protokolünün mahkeme içi sulhe dönüşmeyeceğini,davalıya yapılan ihtar dikkate alınmaksızın verilen kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafça yargılamada sulhe göre karar verilmesi kötü niyetli olarak istenmediğinden müvekkili lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin doğru olmadığını belirterek kararın bu yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 313/1 maddesine göre; “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.” Anılan kanun maddesinde, mahkeme içi sulh düzenlenmiş ve sulh, görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacı ile mahkeme huzurunda yapmış oldukları sözleşme olarak tanımlanmıştır. Mahkeme dışı sulh ise, borçlar hukukunun konusu olduğundan düzenleme dışı bırakılmıştır. Madde gerekçesinde, taraflardan birinin, mahkeme dışı sulh sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşmeye uygun mahkemece bir karar verilmesi gerektiği yolundaki iddia ve talebinin, diğer tarafın kabulüne bağlı olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 154/3-ç madesinde, beyanda bulunana okunmak ve imzası alınmak kaydıyla sulh müzakereleri sonucunun tutanağa yazılmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Kanunun öngördüğü bu şekil sulh için geçerlilik şartıdır. Taraflar, mahkeme dışında yaptıkları sulh sözleşmesini mahkemeye vererek, buna göre davada sulh olduklarını bildirirlerse mahkemece sulh sözleşmesinin mahkemeye verildiğinin tutanağa yazıp, sözleşme okunduktan sonra tutanağın taraflara veya vekillerine imza ettirilmesi gerekir. Bu şekilde mahkeme dışı sulh mahkeme içi sulhe dönüşür. Somut olayda, dava açıldıktan sonra davalı … Ltd Şti vekili tarafından sunulan 24/09/2019 tarihli “Sulh Protokolü ve İbraname” başlıklı sulh protokolü ile ilgili davacı vekili 25/02/2021 ve 03/06/2021 tarihli celselerde sulh protokolü dikkate alınmadan karar verilmesini talep etmiş, mahkeme dışı sulh, kanunda belirtilen ve yukarıda açıklanan şekil şartlarına uygun olarak mahkeme içi sulhe dönüştürülmemiştir. Diğer taraftan taşınmaz mülkiyetini devir borcunu doğuran akitler resmi şekilde yapılmadıkça muteber olmaz (Türk Medeni Kanunu’nun 706/1. maddesi, Türk Borçlar Kanunu’nun 237. maddesi, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26. maddesi, 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 60. maddesi). Dosyada mübrez olan fakat mahkeme içi sulhe dönüşmeyen protokolde taşınmaz devrinin de yapılacağı öngörüldüğünden resmi yazılı şekilde yapılmayan bu protokol geçerli olarak düzenlenmemiştir. Bu durumda mahkemece sulh uyarınca davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; sulhun koşulları oluşmadığı ve mahkeme içi sulhe dönüşmediğinden bu husus dikkate alınmaksızın geçerlilik şartlarına riayet edilmeyen sulh anlaşması nedeniyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/06/2021 Tarih 2020/168 Esas 2021/419 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının (Davacı 59,30-TL davalı 59,30-TL) istek halinde kendilerine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/06/2022