Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/213 E. 2023/1156 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/213
KARAR NO: 2023/1156
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2020
NUMARASI: 2019/434 Esas – 2020/737 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; egzoz üretimi yapmakta olan müvekkilinin 2017 yılında yabancı firmalardan gelen iş teklifleri üzerine, egzozların kapama ve kenetleme yerlerinin birleştirilmesinin seri üretimi konusunda makine almaya karar verdiğini, bu konuda davalı ile sözlü olarak anlaşıldığını, makinelerin otomatik sıvama makinesi, kenet açma makinesi ve gövde dikiş makinesi olduğunu, bu makinelerin 2017 yılının 7. ayında müvekkiline teslim edileceğinin kararlaştırılmasına rağmen, makinelerin 2018 yılının 5. ayında teslim edildiğini, ayrıca teslimden sonra her 3 makinenin de çalışmadığını, bu tarihe kadar makinelerin çalışmaz vaziyette iş yerinde durduğunu, makinelerin tesliminden sonra çalışmadığı hususunun derhal davalıya bildirildiğini, ancak davalının müvekkilini oyaladığını, makinelerin yaklaşık bir yıl geç teslimi nedeniyle müvekkiline teklifte bulunan yabancı firmaların bu tekliflerini geri çekerek başka firmalar ile anlaştıklarını, ayrıca makinelerin çalışmaması nedeniyle müvekkilinin aynı iş için daha fazla işçi çalıştırmak zorunda kalarak fazladan maliyete katlandığını, makineler için davalıya 245.000-TL ödeme yapıldığını belirterek, dava konusu makinelerin davalıya iadesi ile 245.000-TL nin davalıdan tahsiline, makinelerin geç teslimi nedeniyle uğranılan kazanç kaybının tespit edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece süre verilmesi üzerine davacı vekilince talepleri açıklanarak, 5.000-TL kazanç kaybı ile 245.000-TL makine bedeli talep edildiği belirtilerek eksik harç tamamlanmıştır.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı,davacı tarafça her ne kadar satıma konu makinenin kararlaştırılan süreden bir yıl sonra teslim edildiği iddia edilmiş ise de, teslim tarihine ilişkin taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi makine teslim alınmak suretiyle kabul edilmiş sayıldığından bu konuda yapılan itiraza itibar edilmediği, yine davacı tarafça satıma konu ürünün ayıplı olduğu bildirilmiş ise de; taraflar arasındaki yazışma içeriklerinden dahi en erken 03/07/2018 tarihinde davacının davalıya ” makine çalışıyor mu merak eder. … sen telefona çıkmıyorsun” şeklinde bir mesaj gönderdiği, sonrasında 12. aydaki mesajlarda da makinenin ayıbından değil, çalıştırılmadığından bahsedildiğini, hatta 10. aydaki yazışmalarda makineyle ilgili davacının, ek parça talebinde bulunduğu hususları dikkate alındığında, davacının gerek fatura tarihi gerekse beyan edilen bildirim tarihine göre TTK’nun 23/1-c maddesinde belirtilen 8 günlük süre içinde ve TTK’nun 18/3. maddesinde gösterilen şekilde ayıp ihbarında bulunmadığı, dolayısıyla 6098 sayılı TBK’nun 223/2 maddesi uyarınca satılanı mevcut haliyle kabul etmiş sayılacağı, bu haliyle davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; dava konusu makinelerdeki ayıbın, üretim hatasından kaynaklanan ve kullanımla ortaya çıkabilecek gizli ayıp niteliğinde olduğunu, makinelerin 2018 yılı 5. ayında tesliminden sonra makinelerin kurularak kenetlenmesinin denendiğini, çalışmadığı anlaşılır anlaşılmaz derhal telefonla davalıya bildirimde bulunulduğunu ve defalarca mesaj atıldığını, makineleri düzelteceğini beyan eden davalının düzeltme yapmadığını, ayıbın fark edildir edilmez davalıya bildirildiğini, ayıp ihbar süresinin hak düşürücü süre niteliğinde olmadığını, makinelerdeki ayıbın açık ayıp niteliğinde olmadığını, makinelerin kenetleme yapmayarak egzozun yapısını bozduğunu, ayıp bildiriminin şekil şartına tabi olmadığını, bildirimin herhangi bir şekilde yapılabileceğini, bu nedenle müvekkilinin ayıp ihbarının usulüne uygun olduğunu, davalının sürekli imalat hatalarını düzelteceğini beyan ederek müvekkilini oyaladığını, makinelerdeki ayıbın bilirkişi incelemesi yaptırılarak tespit edilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin yargılama eksikliği ve usule aykırılık olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satıma konu makinelerin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak, sözleşmeden dönme kapsamında ödenen bedelin iadesi ile makinelerin geç teslimi nedeniyle uğranılan kazanç kaybının satıcı olan davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacının süresinde ve şekle uygun bir ayıp ihbarında bulunmadığı, makinelerin teslim tarihine ilişkin taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, makineler teslim alınarak kabul edilmiş sayıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda 6098 sayılı TBK’nın 223/2. maddesi uygulanır. TBK’nın 223. maddesine göre; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Somut olayda; taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşme bulunmasa da, davalı tarafından davacıya 245.000-TL bedelle, davalının 12.04.2018 tarihli faturasına konu egzoz imalatında kullanılan otomatik sıvama makinesi, kenet açma makinesi ve gövde dikiş makinesi olmak üzere üç adet makine satışı ve tesliminin gerçekleştirildiği, sunulan ödeme belgelerine göre davacı tarafından davalıya makinelerin bedeli olarak toplam 202.000-TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, makinelerin 2017 yılının 7. ayında müvekkiline teslim edileceğinin kararlaştırılmasına rağmen, 2018 yılının 5. ayında teslim edildiği ileri sürülerek, geç teslimden kaynaklanan kazanç kaybı talep edilmiştir. Makinelerin davalı tarafından hangi tarihte teslim edileceğine dair bir sözleşme hükmü veya davalı tarafından taahhüt edilen bir teslim tarihi bulunmamaktadır. Taraflar arasında gerçekleşen whatsapp yazışmalarında da belirlenmiş bir teslim tarihi bulunduğuna dair kayıt yoktur. Yazışma içerikleri incelendiğinde, 13.05.2017 tarihinde yazışmaların başladığı, 2018 yılı nisan ayına kadar makinelerin imalatı ve ödemeler konusunda sık sık yazışma yapıldığı, ancak davacının makinelerin teslim tarihine ilişkin hiç bir uyarı veya talebinin bulunmadığı, teslimden sonra olduğu anlaşılan 03.07.2018 tarihinde davacı tarafından davalıya “makinam çalışıyor mu diye merak eder iyi bir sanatkar…” şeklinde mesaj gönderdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda sunulan delillerle makinelerin teslim tarihinin 2017 yılı temmuz ayı olduğu hususu davacı tarafça kanıtlanamamış olmakla, mahkemece davacının geç teslimden kaynaklanan kazanç kaybı isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının diğer istemi, ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme istemine ilişkindir. Makinelerin davacıya hangi tarihte teslim edildiğine dair yazılı bir belge bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki yazışmalardan da teslim tarihi anlaşılamamaktadır. Ancak davacı tarafça makinelerin 2018 yılı mayıs ayında teslim edildiği kabul edilmiştir. O dönem davacı şirkette çalışmakta olan davacı tanığı … de beyanında, davalı taraftan eğitim vermek için gelindiği, ancak ilk işlem sırasında makinelerin amacına uygun olarak çalıştırılamadığını ifade etmiştir. Davacının makinelerin ayıplı olduğuna dair ilk mesajı ise “makinam çalışıyor mu diye merak eder iyi bir sanatkar…” şeklindeki 03.07.2018 tarihli mesajıdır. Dolayısıyla makinelerin mayıs ayında teslim edildiği, davalı tarafça personele eğitim için makineler denendiğinde amacına uygun şekilde çalışmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla makineler gizli ayıplı olup, davacı tarafça ayıbın tespit edilmesiyle derhal davalıya ayıp ihbarında bulunulması gerekmesine rağmen bunun yapılmayarak, süresinden sonra temmuz ayında ayıp ihbarında bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacının ayıp ihbarı süresinde olmamasına rağmen, sunulan yazışmalara göre davalının makineleri çalıştırmak için parça değişimi, revizyon gibi çözümler önerdiği, davacının 29.01.2019 tarihli “bu saatten sonra bu makinadan bana fayda yok, benden acil olarak almanı istiyorum makinayı” mesajı üzerine davalının aynı tarihte “abi gelirim çalıştırırım”, “olmazsa alırım” şeklinde cevaplar gönderdiği görülmektedir. Bu durumda davacının ayıp ihbarı süresinde olmasa da davalının ayıbı kabul ederek önce onarım veya revizyon yönünde önerilerde bulunduğu, sonrasında ise makinelerin çalışmaması halinde geri alacağını kabul ettiği sabittir. Davalının bu kabulü doğrultusunda ayıp ihbarının süresinde olduğunun kabulü gerekmekte olup, mahkemece tarafların tüm delilleri toplanarak dava konusu makineler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, satışa konu makinelerin ayıplı olup olmadığı, ayıp mevcutsa niteliği ve bunun sonucuna göre ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanıp,değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak, dava yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/10/2020 Tarih, 2019/434 Esas – 2020/737 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/07/2023