Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/211 E. 2023/1016 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/211
KARAR NO: 2023/1016
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2020
NUMARASI: 2019/191 Esas – 2020/901 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkide müvekkilinin edimlerini yerine getirip davalıya 34.274,24-TL tutarlı fatura kestiğini, ancak davalının müvekkiline ödeme yapmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı tarafça faturaya süresinde itiraz edilmediğini, davalının itirazının haksız olduğunu belirterek, davalının icra takibine yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili tarafından icra takibine konu 24/01/2018 tarih ve 34.274,24-TL bedelli fatura ve cari hesap borcunun davacının ödeme yeri olarak bildirdiği çalışanı olan …’ın banka hesabına 26/01/2018 tarihinde EFT yoluyla 40.064-TL olarak ödendiğini, davacının tek ortağı olduğu … şirketinin tahsilat makbuzunda iletişim adresi olarak davacınınkinin yanında …’ın e-posta adresinin de yer aldığını, bu durumun davacı ile çalışanı arasındaki iş ilişkisini gösterdiğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dosyada ispat yükünün, alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olduğu, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmakla söz konusu defterlerin davacı lehine delil niteliği taşımadığı, aksi durumda dahi incelenen davacı defterlerinden davalıdan alacaklı olmadığına dair ek raporda bu hususun tespit edildiği, ek raporda ayrıca usulüne uygun tutulmuş davalı defterlerine göre davacıya borçlu olmadığının tespit edildiği, alacağın tanıkla ispat kuralının üstünde olması sebebiyle alacağın kanuni delillerle ispatlanması gerektiği gerekçesiyle, davanın reddi ile koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davalının faturaya ve bedeline ilişkin bir itirazının bulunmadığı, müvekkiline ödeme yapmayan davalının müvekkiline borçlu olduğunu, müvekkilinin temsilcisi olmayan kişiye yapılan ödemenin müvekkiline yollanmadığını, basiretli bir tacir gibi davranmamasının davalının sorumluluğunu kaldırmayacağını, …’ın müvekkilinin temsilcisi veya ortağı olmadığını, faturada bu kişiye ilişkin bir ibare bulunmadığını, e-posta adresinin geçtiği belgenin farklı tüzel kişiliği bulunan dava dışı …’e ait olduğunu, müvekkilinin davalıya …’a ödeme yapması konusunda bir bildiriminin bulunmadığını, bu kişinin müvekkili şirketteki iş akdinin 30/12/2017 tarihinde sona erdiğini, dava konusu faturadan önce yapılmış bir tahsilat da bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan fatura alacağının tahsili istemiyle başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça düzenlenmiş olan takibe dayanak 24/01/2018 tarih ve 34.274,24-TL tutarlı fatura konusu malların davalıya teslimi noktasında taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Davalı, fatura bedeli ile cari hesap borcu toplamı 40.064-TL’nin davacının çalışanı olan …’ın banka hesabına 26/01/2018 tarihinde EFT yoluyla ödendiği ileri sürülerek, …’a banka yoluyla yapılan ödemeye ilişkin dekont ibraz edilmiştir. Davacı ise ödeme yapılan kişinin müvekkilini temsil yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle bu kişiye yapılan ödemenin borcun ifası olarak kabul edilemeyeceğini ileri sürmüştür. Bu durumda uyuşmazlık, davalı tarafça dava dışı …’a yapılan ödeme ile borcun sona erip ermediği hususuna ilişkindir. 6098 sayılı TBK’nın 46. maddesinde, “Bir kimse yetkisi olmadığı halde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar”, 47. maddesinde ise “Temsil olunanın açık veya örtülü olarak hukuki işlemi onamaması hâlinde, bu işlemin geçersiz olmasından doğan zararın giderilmesi, yetkisiz temsilciden istenebilir” hükümleri düzenlenmiştir. Getirtilen SGK kayıtlarına göre … 11/04/2017-20/04/2017 arası ile 04/07/2017-30/12/2017 arasında davacının iş yerinde çalışmış olup, 26/01/2018-16/04/2018 arasında da davacının tek ortağı ve yetkilisi olduğu … çalışanı olup, ödeme tarihi itibariyle de davacının yetkilisi olduğu şirketin çalışanıdır. Bu kişinin banka hesap ekstresinde davalının ödemesi yanında başka firma ve kişi ödemeleri de yer almakta olup, bu kişi tarafından da davacıya muhtelif tarihlerde ödemeler yapıldığı görülmektedir. Taraflar arasındaki ticari ilişkide, davalı tarafça bu kişiye ödeme yapıldığı ve davalının da bu ödemeyi benimsediği hususunda bir uygulama varlığına dair delil yoktur. Ancak davacının incelenen ticari defter kayıtlarından, davacının 24/01/2018 tarihli dava konusu fatura ile aynı tarihli 5.790,72-TL tutarlı faturası toplamı 40.064,96-TL alacak kaydı bulunduğu, ancak 31/12/2018 tarihli kapanış fişi ile alacak kaydının kapatıldığı, dolayısıyla davacının ticari defter kayıtlarına göre davalıdan alacaklı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı tarafından yetkisiz temsilciye yapılan ödemenin davacı tarafından benimsenerek davalıdan olan alacak kaydının kapatıldığı sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile kalan 120,60-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2023