Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/2099 E. 2021/1850 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2099
KARAR NO: 2021/1850
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/10/2021
NUMARASI: 2021/425 Esas 2021/1127 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete ait karar defterinin kaybolduğunu, tüm aramalara rağmen bulunamadığını, müvekkili şirket yetkilisi tarafından bu durumun 11/06/2021 tarihinde fark edildiğini ve hemen yerel gazetede ilan edildiğini, bu nedenle müvekkili şirkete ait karar defteri kaybolduğundan, müvekkili firmanın ticari faaliyetlerine devam edebilmesi için şirket karar defteri için zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı şirketin temsilcisinin isticvab edildiği ve davaya konu karar defterinin ne şekilde kaybedildiğinin sorulduğu, isticvab edilen zayi belgesi verilmesi talebinde bulunan tacirin, karar defterinin nasıl kaybolduğunu bilmediklerini, kendilerinin bir depolarının bulunduğunu, şirket çalışanlarının bu depoda bulunan 5 yıldan eski evrakları çöpe atıp imha ettiklerini, davaya konu karar defterinin nasıl kaybolduğunu bilmemesine rağmen iki ihtimal bulunduğunu; ilk ihtimalin daha önce şirketin deposu taşınırken taşınma esnasında kaybolmuş olabileceğini, yahut ikinci ihtimal olarak eski evraklar imha edilirken imha edilmiş olabileceğini belirttiği, davacı temsilcisinin bu beyanını duruşmada da ayrıntılı olarak tekrar edilip imzasıyla da onayladığı, dolayısıyla ortada kanunun aradığı yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zayi edilme koşulunun oluşmadığı, basiretli bir tacirin saklamakla mükellef olduğu ticari defterin kaybolduğunu, deftere ne olduğunu bilemediklerini, defter ve belgelerine gereken özen ve ihtimamın gösterilmesi gerektiği, ancak gösterilmediğinin dosya kapsamında sabit olduğu davacının evrakın kendi iradesi dışında zayi olduğunu ıspat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkili şirkete ait karar defterinin tüm aramalara rağmen bulunamadığını, bu durumun 11/06/2021 tarihinde fark edilmiş olup akabinde hemen yerel gazetede ilan edildiğini, müvekkilinin basiretli bir tacirin göstermesi gereken özeni gösterip defteri bulmak için çeşitli yollara başvurduğunu ve bu yolların neticesiz kalması sonucunda bu davayı açtığını, müvekkili şirketin karar defterinin kaybolmasında herhangi bir kusuru bulunmadığını, söz konusu hükümdeki “yangın, su baskını, afet, hırsızlık ….” gibi tanımların sınırlayıcı mahiyette olmayıp, tacirin elinde olmayan olağanüstü her durumun bu madde kapsamında anlaşıldığını, defterin nasıl kaybolduğunun bilinemediğini, müvekkilinin iradesi dışında gerçekleştiğini, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; TTK.’nın 82/7 maddesine dayalı zayii belgesi verilmesi istemine ilişkindir. TTK nun 82/7 maddesi uyarınca; “…yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içerisinde ziyaa uğrarsa tacir zıyai öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir…” Davacı şirket vekili ; davaya konu karar defterinin nasıl kaybolduğunu bilmemesine rağmen iki ihtimal bulunduğunu; ilk ihtimalin daha önce şirketin deposu taşınırken taşınma esnasında kaybolmuş olabileceğini, yahut ikinci ihtimal olarak eski evraklar imha edilirken imha edilmiş olabileceğini ileri sürmüştür. 6102 Sayılı Kanunun 82/7. Maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği davanın hasımsız olarak açılacağı belirtilmektedir. Davacının söz konusu düzenlemeden yararlanabilmesi için bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziya uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. İleri sürülen mücbir sebebin de defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olması, başka bir deyişle davacının irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması gerekmektedir. Somut olayda, davacı yasada sayılı mücbir sebeplerin varlığı nedeniyle talebe konu defterlerin zayii olduğunu ispatlayamamıştır. Şirketin deposunun taşınırken taşınma esnasında kaybolmuş olabileceği yahut eski evraklar imha edilirken imha edilmiş olabileceği ileri sürülmüş olmakla; Tacirin TTK’nun 82/7. maddesindeki düzenlemeden faydalanabilmesi için öncelikle ticari defterlerin korunması amacıyla gerekli dikkat ve ihtimamı göstermiş olması gerekmektedir.Tacirin ticari defterlerini korumada gerekli dikkat ve özeni göstermediği, anlaşılmakla zayii belgesi verilmesi koşulları mevcut olmadığından davanın reddine dair karara ilişkin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/12/2021