Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/2068 E. 2021/1797 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2068
KARAR NO: 2021/1797
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2021
NUMARASI: 2018/1205 Esas – 2021/582 Karar
DAVA: Alacak (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin oğlu …’i … Bankasından kullandığı tüketici kredisine ilişkin sözleşmeye kefil olarak imza attığı, …’in daha sonra ödeme güçlüğüne düştüğü ve taksit ödemelerinde gecikmeler yaşandığı, bu sebeple müvekkilin emekli maaşına bloke konulduğu, 5510 sayılı Kanunun 93. maddesine göre emekli maaşına konulan blokenin hukuka aykırı olduğu, bu sebeple maaşa konulan blokenin kaldırılmasının talep edildiği beyan edilmektedir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının oğlunun 06.06.2011 tarihinde müvekkil bankadan kullandığı ticari krediye müteselsil kefil sıfatıyla imza koyduğu, 03.06.2011 tarihli genel ticari kredi sözleşmesinin 12. maddesinin kefalet, 15. maddesinde ise bankanın her türlü alacak ve mevduat üzerindeki rehin ve mahsup hakkının düzenlendiği, ayrıca 03.06.2011 tarihli talimat ile müvekkil bankanın emekli maaş hesabından ihbarda bulunmaksızın virman, takas, mahsup yapılarak tahsiline muvafakat edildiği,davacı ve diğer borçlular için icra takibi başlatıldığı, bu dosyalara ödeme yapılmadığı, işbu icra dosyalarında davacının emekli maaşından da tahsilat yapılmadığı,sözleşmenin 12. ve 15. maddeleri ile emekli maaşından kesilme konusunda muvafakat alındığından tahsilat yapıldığı, bu tahsilatın yasaya uygun olduğu, davacının kötü niyetli olduğunu beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava dışı … ile davalı banka arasında imzalanan 05.06.2011 tarihli genel ticari kredi sözleşmesine, 15.000-TL limite kadar kefil olduğunu, banka nezdinde emekli maaşının yatırıldığı hesabından gerek müteselsil kefaleti gerek mahsup/ takas/ virman talimatı doğrultusunda, davacı bankanın toplam olarak 9.290,28-TL yaptığı kesintinin sözleşme hükümlerine uygun olduğundan, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili; emekli maaşına kişinin muvafakati ve nafaka alacakları harici haciz konulmasının mümkün olmadığını,müvekkilinin emekli maaşından dava tarihine kadar yapılan kesintilerin iadesinin yapılmasını talep ettiğini, raporda değinilen davacının, davalı banka ile yapılan genel ticari kredi sözleşmesi gereği kefil olduğu kredi için mahsup/takas/virman talimatları vererek emekli maaşının yatırıldığı hesabından kesinti yapılabileceğini kabul ettiği iddiasının yerinde olmadığını, bu taahhüt haksız şart niteliğinde olduğunu,bilirkişi raporunda bankacı bilirkişinin bir hukukçu gibi kanaat bildirdiğini, ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacının oğluna kefalet verdiği genel kredi sözleşmesinin 11)n maddesinde kefilin ,15)a maddesinde müşterinin banka nezdinde mevcut olan veya alacak her türlü hak ve alacağı,mevduat hesapları üzerinde ,bankanın doğmuş ve doğacak alacakları için rehin ve hapis hakkı olduğunu kabul ettikleri yazılıdır. Yine davacı tarafından imzalanan 3.6.2011 tarihli ek rehin sözleşmesi ve takas,mahsup ve virman talimatı ile ; 5434,506 ve 1479 sayılı kanun gereğince tarafına bağlanan ve ödemesi … Bankası tarafından yapılan maaş hesabında bulunan paralara bankaya olan borçları(15.000-TL) nedeniyle rehin etmiştir. 5510 sayılı yasanın 93.maddesine değişiklik getiren ve 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Yasanın 32/2-b maddesi gereği, “Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.” Bu hüküm İİK.nun 83/a maddesine göre daha özel düzenleme içerdiğinden takibin kesinleşmiş olması şartıyla 28.02.2009 tarihi ve sonrasında artık borçlunun 5510 sayılı Yasanın 93. maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklere ilişkin hacze muvafakati geçerli olacaktır. Bahsedilen yasal düzenlemelerin, haciz, icra takibi olmadan temlik ve taahhütnamelere göre emekli maaşı hesabından kredi kartı ödemeleri yapılmasına ilişkin durumlarda da kıyasen uygulanması gerekeceği, 28.02.2009 tarihinden sonraki yasal düzenleme ile emeklinin muvafakati ile emekli maaşı hesabından kesintinin mümkün bulunduğu(Yargıtay 19 HD nin 2017/2293 esas -2019/834 karar sayılı 13.2.2019 tarihli emsal ilamı),yasanın tarafların iradesine ağırlık vererek muvafakat yoluyla emekli aylıklarına bloke konulmasına, borcun ödenmesine imkân sağlanmıştır. Somut olayda davacının, dava dışı oğlu …’in ticari kredi borcuna 15.000-TL limit ile müteselsil kefil olduğu, Ek Rehin Sözleşmesi ve Taahhütname ile Virman, Takas ve Mahsup talimatı vererek, emekli maaşının ödendiği banka hesabına yatırılmış ve yatırılacak olan emekli maaşından borca mahsuben kesinti yapılabileceğini kabul ve taahhüt ettiği, davacının kefil olduğu kredi borcunun sözleşme şartlarına uygun olarak ödenmemesi halinde kredinin teminatı olarak emekli maaşından kesinti yapılmasına rıza göstermesinin haksız şart olarak kabul edilemeyeceği, bankanın bu taahhüde inanarak borçluya krediyi kullandırdığı, davacının taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul ettikten sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.İstinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/12/2021