Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/2022 E. 2021/1781 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2022
KARAR NO: 2021/1781
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2021
NUMARASI: 2020/652 Esas 2021/459 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Davanın usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı şirketin 29/05/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 5 nolu kararın ve kar payı dağıtılmamasına ilişkin 6 nolu kararın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 455. maddesi uyarınca iptaline ve 2019 yılında dağıtılmasına karar verilmesi gerektiği halde verilmeyen ve davacıya ödenmeyen kar payı karşılığı olarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle şimdilik 10.000-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili , genel kurul kararları aleyhine iptal davası açılabilmesi için yasaya uygun olarak muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmesi gerektiğini,davacının muhalefet şerhi yazdırmadığını,alınan kararların kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olmadığını savunmuş,davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava konusu toplantı tutanağına ve hazirun listesine göre göre davacı adına toplantıya katılan temsilci tarafından gündemin 5. ve 6. maddelerinin görüşülmesi sırasında ”…. temsilcisi …’ın muhalefeti…” şeklinde ibareye yer verilerek davacının muhalefeti tutanak içinde bu şekilde yer aldığı ve oylamadan sonra tutanağın altında gerekçeli her hangi bir muhalefet şerhi yazdırılmadığı, kararlara olumsuz oy verme sırasında muhalif kalındığının belirtilmesinin muhalefet şerhi yönünden yeterli olmadığı ve oylamadan sonra kararın veya toplantı tutanağının altında karara muhalefetin açıkça belirtilmesi gerektiği ve yargısal uygulamanın bu yönde olduğundan dava şartına yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkili tarafından işbu davaya konu gündem maddelerine muhalif kalınarak “olumsuz oy” kullanılmış olup ilgili gündem maddelerinin oyçokluğu ile karara bağlandığını, Yargıtay kararlarında muhalefet şerhine ilişkin olarak, oylamada ilgili hususta olumsuz oy kullandıktan sonra bir de tekrardan tutanağa bu hususa ilişkin gerekçe yazılmasının bir şekil şartı meydana getirdiğinin ne kanundaki ilgili hükümlerde ne de yüksek mahkeme kararlarında bahsedildiğini, toplantı tutanağında olumsuz oyun olması dahi kararlara muhalif olduğunu gösterdiği , kar payı dağıtılmaması yönünde karar alınmışsa da ilgili yıl içerisinde şirketin kar elde ettiğinin açık olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 29/05/2020 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurulunda alınan ibraya ilişkin 5 nolu,kar dağıtılmamasına ilişkin 6 nolu kararın iptali istemine ilişkindir. Genel kurul kararlarının yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için 6102 sayılı TTK’nın 446. maddesi uyarınca, toplantıya katılan üyenin karara ret oyu kullanarak muhalif kalması ve bu keyfiyeti zapta geçirtmesi gerekir, oylama öncesi yapılan görüşme sırasında bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi veya ret oyu kullanılması alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımaz. (Yargıtay 11. HD, 08.12.2015 tarih, 2014/18887; 2015/13122 E.K sayılı emsal ilamı) Somut olayda yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin alınan kararda YK üyesi …’nun da oy kullandığı anlaşılmakta ise de davacının red oyuna karşın YK üyesi olmayan tüzel kişi paydaşın olumlu oyunun yeterli olduğu alınan kararda yeterli nisabın bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili karara red oyu kullanılmasının muhalefet anlamına geldiğini ileri sürmekte ise de yapılan müzakereler sırasında öneriye karşı olduğunun belirtilmesi veya red oyu kullanılması muhalefet şerhi yazdırılması anlamına gelmemektedir.Genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde davaya konu her iki kararın; davacı paydaş ” … vekili nin 200 red oyu ve muhalefet şerhiyle ” alındığı belirtilmiştir. Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin somut olaya emsal sayılan 2019/2293 esas ,2021/275 karar sayılı 21.1.2021 tarihli ilamında “davacı dava konusu genel kurul kararlarına, gerekçelerini de açıklayarak karşı olduğunu ifade etmiş ve oylama öncesinde ”…” ibaresi tutanağa yazılmış ise de, oylamadan sonra alınan kararın veya toplantı tutanağının altına karara muhalefetini yazdırtmamıştır. Bu durumda, dava şartı sayılan muhalefet şerhinin şekle uygun olarak sunulmadığı, davacının kararlara olumsuz oy vermesine rağmen karara muhalefetini tutanağa geçirtmediği ve bu haliyle kanunun aradığı toplantıya katılan üyenin karara ret oyu kullanarak muhalif kalması ve bu keyfiyeti zapta geçirmesi şartının sağlanmadığı “denilmiştir. Davacı tarafından karar alındıktan sonra usulüne uygun bir biçimde muhalefet şerhi ni yazdırmamış veya yazılı olarak da bildirilmemiştir. Alınan tüm kararlara karşı usulüne uygun bir muhalefet şerhi bulunmadığından alınan kararlar yönünden dava şartının mevcut olmadığı sonucuna varılmaktadır. İlk derece mahkemesince; davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021