Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/199 E. 2023/1234 K. 01.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/199
KARAR NO: 2023/1234
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2020
NUMARASI: 2017/1082 Esas – 2020/220 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili tarafından … numaralı Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalanan … Tic. San. Ltd. Şti.’ye ait emtianın gümrük işlemleri için gemiden liman konteyner sahasına tahliyesi yapılarak konteynerlerin davalı şirkete ait alanda depolandığını, 29/12/2016 tarihinde meydana gelen yağış sebebi ile Mersin MIP Liman Konteyner sahasının sular altında kaldığını, sigortalı emtia yüklü konteynerlerin çamurlu su altında kalarak ıslanma – kirlenme – kekleşme vb. şekilde hasara uğradığını, bahsedilen hasarın davalının kusur ve sorumluluğu altında gerçekleştiğini, yapılan inceleme neticesinde 6.870,89-TL zarar tespit edildiğini ve müvekkili tarafından sigortalısına ödendiğini, müvekkilinin yaptığı ödeme ile kanun ve poliçe hükümleri gereğince sigortalısına halef olduğunu ve haklarını devraldığını, davalıya rücu hakkının doğduğunu, bu nedenle davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davalının İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, müvekkiline alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının TTK’da yer alan ihbar yükümlülüğüne uymadığını, davacının emtiada meydana gelen hasarın limanda meydana geldiğini ispat edemediğini, emtianın Çin Pekin Dalian limanından Mersin’e geldiğini, önceki yükleme limanı veya taşıma esnasında da söz konusu hasarın oluşmasının mümkün olduğunu, zararın müvekkili sorumluluğu altında meydana geldiğini kabul etmemekle birlikte hasarın meydana geldiği tarihte can kayıpları ile sonuçlanan ciddi ve öngörülemez bir sel felaketi meydana geldiğini, bu konunun basında yer aldığını, davacının sunmuş olduğu ekspertiz raporunda da bu konuya yer verildiğini, hasarın sebebi olarak sel, su baskınının gösterildiğini, buna rağmen raporun sonuç kısmında sorumluluğun müvekkiline yüklendiğini, bu hususu kabul etmediklerini, sel felaketinin mücbir sebep oluşturduğunu, bu nedenle vergi borcu ödemelerinin dahi ertelendiğini, mücbir sebebin varlığının borçlu yönünden borcu ortadan kaldıran nedenler arasında olduğunu, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının icra inkar tazminatı talep edemeyeceğini belirterek davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı nezdinde 10/10/2016 tarihli Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan …Ltd. Şti.’ye ait pirinç emtiasının 13/10/2016 tarihinde Çin Pekin Dalian limanından yüklendiği ve davalı liman işletmesinde saklanmak üzere limana boşaltıldığı, 04/01/2017 tarihinde tutulan tutanakta, konteynerin ön tarafında bulunan 10 adet çuvalın ambalajının ıslanmış olduğunun tespit edildiği, bu hususta fotoğraflama yapıldığı ve fotoğrafların dosyaya sunulduğu, davacının sigortalısı tarafından yapılan başvuru üzerine davacı tarafından ekspertiz incelemesi yaptırıldığı, ekspertiz raporunda zararın 6.870,89-TL olduğunun tespit edildiği ve bu miktarın davacı tarafından sigortalısı …Ltd. Şti.’ye 28/04/2017 tarihinde ödendiği, davacının bu bedeli sigortalısının haklarına halef olduğu gerekçesi ile davalının sorumluluğuna dayanarak talep ettiği, bilirkişi raporunda 29/12/2016 tarihinde Mersin ilinde meydana gelen yağışın aşırı yağış kategorisinde olduğunun ve yağışlar nedeniyle can ve mal kayıplarının oluştuğunun, bu hususun davalı tarafça öngörülemeyecek mücbir sebep niteliğinde olduğunun tespit edildiği, davalının dava dışı sigortalıya karşı saklama borcu altında ve borcunu gereği gibi ifa ile yükümlü olduğu, saklanan emtiaya zarar gelmesi halinde borca aykırılık nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olacağı, sorumluluktan kurtulabilmek için kusurunun olmadığını ispat etmesi gerektiği, bu anlamda mücbir sebebin davalının kusurunu ve borcun gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan sorumluluğunu ortadan kaldıracağı ve davacı tarafından tazminat talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; davalı tarafından önlem alınarak hasarın meydana gelmesinin engellenebileceğini, bahsi geçen yağış olayının mücbir sebep niteliğinde olmadığını, farklı mahkeme dosyalarında alınan bilirkişi raporlarında 29/12/2016 tarihinde gerçekleşen yağışın mücbir sebep niteliğinde olmadığının tespit edildiğini, bahsi geçen bilirkişi raporunda liman sahasının tesviyesinin usulüne uygun olarak yapıp, tapografik yetersizlikleri gidermiş olması ve yüzey drenaj sistemini en az 100 yıl yinelemeli bir yağışı emniyetle bertaraf edecek şekilde planlamış olması halinde bu yağıştan kaynaklı su baskını hadisesinin meydana gelmeyeceğinin belirtildiğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun gerekçeden yoksun ve ayrıntısız şekilde hazırlandığını, mahkemece bilirkişi raporuna olan itirazlarının dikkate alınmadan karar verildiğini, ayrıca afetlerin yol açtığı zararların poliçe kapsamında olduğunu, gerekli önlemlerin alınması halinde dahi hasarın meydana gelip gelmeyeceği hususunda araştırma yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin davalıdan rücuen tahsiline ilişkin başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.Davacı nezdinde nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan …Ltd. Şti.’ye ait pirinç emtiasının 13/10/2016 tarihinde Çin Pekin Dalian limanından yüklendiği ve 26/12/2016 tarihinde davalı liman işletmesine boşaltıldığı, 04/01/2017 tarihinde tutulan tutanakta, konteynerin ön tarafında bulunan çuvallı emtiadan tespit edilebilen 10 adet çuvalın ambalajının ıslanmış ve çuval içindeki pirinç emtiaların bozulmuş olduğunun belirlendiği, 6.870,89-TL zararın davacı sigorta şirketi tarafından 28/04/2017 tarihinde ödendiği, davacının sigortalısının haklarına halef olduğu anlaşılmaktadır. Davalı liman işletmecisi şirket, hasarın 29/12/2016 tarihinde Mersin ilinde meydana gelen ve mücbir sebep niteliğindeki yağışlardan dolayı meydana geldiğini belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece 29/12/2016 tarihinde meydana gelen yağışın davalı tarafça öngörülemeyecek mücbir sebep niteliğinde olduğu ve davalının kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda uyuşmazlık 29/12/2016 tarihinde meydana gelen hava olayının mücbir sebep veya beklenmedik hal olarak kabul edilip edilemeyeceği, meydana gelen zarardan davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunda toplanmaktadır. Öncelikle; davacı sigorta şirketinin sigortalısı firma ile davalı liman işletmeciliği arasında ardiye sözleşmesi bulunmaktadır. Vedia (saklama) sözleşmelerinin bir çeşidi olan ardiye sözleşmesi ile ardiyeci TBK’nın 572. maddesi hükmü gereğince kendisine teslim edilen eşyayı bir komisyoncu gibi özenle saklamakla yükümlü olup, eşyada başkaca bir tedbir almayı gerektirir bir değişiklik söz konusu olması halinde eşya sahibini durumdan haberdar etmesi gerekir. Saklayan kusursuz olduğunu ispat etmedikçe, saklamak üzere aldığı eşyayı geri vermekten veya daha kötü bir durumda geri vermekten doğan zararı tazmin etmek zorundadır. Ancak saklanmak üzere tevdi alınan eşyanın beklenmedik bir hal nedeniyle hasara uğraması halinde saklayanın kusurundan, dolayısıyla sorumluluğundan söz etmek mümkün olmayacaktır (Fikren Eren, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 6. Baskı, Ankara 2018, s.752-753). Beklenmeyen hâl, sözleşme kurulduktan sonra, borçlunun veya alacaklının ya da onların fiilinden sorumlu oldukları yardımcı kişilerin fiillerinden kaynaklanmayan, borçlunun sözleşmeden doğan borcunu ihlal etmesine, onu imkansız kılmasına kaçınılmaz şekilde engel olan olaydır. Borçlar Hukukunda mücbir sebep, beklenmeyen hâl veya fevkalade hâl olarak adlandırılan durumlar, kişilerin sorumluluğunu kaldıran hâllerdendir. Dosya kapsamında hasarın deniz taşımacılığı esnasında gerçekleştiğine dair bir belge/bilgiye rastlanılmamıştır. Dolayısıyla meydana gelen hasarın konteynerlerin gemiden tahliye edildikten sonra liman sahasındaki bekleme alanında aşırı yağış nedeniyle konteyner içerisindeki emtianın ıslanması sonucu meydana geldiğinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bilirkişi raporunda konteynerin ıslanmasına neden olan aşırı yağışın günlük istatistikler de dikkate alınarak yapılan değerlendirmesinde 29/12/2016 tarihinde meydana gelen 8 saatlik yağış miktarının 88 yılda bir görülen yağış miktarı olduğu, hasara neden olan bu yağışın öngörülemeyeceği belirtilmiştir. Yine yargı kararlarında da aynı liman sahasında aynı tarihlerdeki yağış nedeniyle meydana gelen hasarlar nedeniyle açılan davalarda alınan bilirkişi raporlarında aşırı yağış hadisesi, öngörülemez nitelikte bir hadise olarak kabul edilmiş, bahsi geçen davalar yağış hadisesinin beklenmeyen hal olarak kabulü ile davalı liman işletmesinin lehine sonuçlanmıştır (Adana BAM 9.HD. 2020/751 E. 2022/1229 K.; 2020/1604 E. 2023/492 K.; 2019/1843 E. 2021/898 K. Adana BAM 3.HD. 2021/2079 E. 2023/198 K.). Bu durumda hasarın beklenmeyen hal niteliğindeki aşırı yağış hadisesinden kaynaklandığı, davalı liman işletmesinin temerrüte düştüğüne dair bir iddia da ileri sürülmediğinden TBK m.119 gereğince sorumluluğunun oluşmayacağı, davalı liman işletmesinin hasardan sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 215,4‬5-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a gereği kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/09/2023