Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1969 E. 2021/1665 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1969
KARAR NO: 2021/1665
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2018/1266 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
İhtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkilinin oğlunun uzun yıllardır hasta olan ve unutkanlık problemi yaşayan müvekkilini tapu müdürlüğüne götürdüğünü ve orada ne olduğunu bilmediği bir belgeye imza attırdığını, ancak daha sonra müvekkilinin dava dışı şirketin davalı bankadan 2.100.000-TL kredi çekerek zor durumda olan oğluna verdiğini, oysa müvekkiline ait taşınmazın davalı bankaya 6.100.000-TL bedelle ipotek edildiğini öğrendiğini, müvekkilinin akli melekelerinin yerinde olmadığını, bu nedenle ipoteğin geçersiz olduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, ipoteğin fekkine, davalı bankanın başlatabileceği icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili,davacının akli melekelerinin yerinde olduğunu savunarak davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI VE SÜREÇ: İlk derece mahkemesinin 29/06/2018 tarihli ara kararı ile, daha önce birden fazla kez bu hususta karar verilmiş olduğu gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Ara kararın istinafı üzerine;Dairemizin 2018/1580 Esas – 2018/1115 Karar sayılı ilamıyla; tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan tedavi evrakları, sağlık kurulu raporu, vasilik kararı ve tüm deliller dikkate alındığında dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebine ilişkin verilen ara karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 02/07/2021 tarihli dilekçesiyle müvekkilinin hacir altında oluşu ve korunmaya muhtaç olması nedeniyle icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, İpotek alacaklısı bankanın İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında icra takibi başlattığı ancak bu takibe ilişkin İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/936 Esas 2020/266 Karar sayılı hükmüyle icra emrinin borçlu … yönünden iptal edildiği, bu nedenle davacı vekilinin bu kararın icrasını talep edip, müvekkili yönünden icra takibinin iptalini sağlayabileceği; mahkemeden talepte bulunmasında bu aşamada hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili;ara kararın hacir altındaki müvekkili için ciddi bir mağduriyete yol açtığını, müvekkilinin ihtiyatı tedbir talebinde hukuki yararının olduğunu, banka tarafından taşınmazın satış işlemleri başlatıldığını, icra takibinin durdurulması kararı verilmez ise telafisi imkansız zararlar doğacağını, mahkemenin ehliyetsizlik iddiası olmasına rağmen ipotek bedeli üzerinden nisbi harcın ikmal edilmesinin hatalı olduğunu, ehliyetsizlik ve diğer konuları incelemesi gerektiğini, kredi borçlusu şirket ile banka arasındaki 28.4.2014 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun 11.2.2016 tarihli protokol ile tecdit edildiğini, ipoteğin sona erdiğini bu nedenle ipoteğin fekkine karar verilmesi gerektiğini, hacir altındaki müvekkilinin ayırt etme gücünden yoksun olduğunu, bankanın ipoteği usulsüz tesis ettiğini ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava ve talep , ehliyetsizlik nedeniyle menfi tespit ve ipoteğin fekki davası olup; talep, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulması istemine ilişkindir. Menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir koşulları değerlendirilirken İİK 72 maddesi yanında, HMK 389 vd. maddelerinin de gözönünde bulundurulması gerekir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Dosya kapsamında bulunan davacının İstanbul 12 İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/936 esas sayılı dosyada alınan 20.1.2020 tarihli “Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Dairesi raporunda ; davacıda demans denilen hastalığın tesbit edildiği, ipotek işleminin yapıldığı 13.6.2014 tarihinden yaklaşık 4 yıl sonra takip tarihinden bir gün sonra 17.5.2018 tarihli sağlık kurulu raporuna göre kanunen ehil olmadığı raporu verildiği , 16.5.2018 takip tarihinde hastalığın mevcut olduğu, ancak 13.6.2014 tarihine teşmil ettirilemeyeceği ,ipotek tesis tarihi itibariyle fiil ehliyetinin mevcut olduğu tıbbi kanısına varıldığı “yolunda rapor mevcuttur. Somut olayda;davacının ehliyetsizlik iddiasıyla açtığı ipoteğin fekki davasında dosya mevcudu itibariyle davanın esası bakımından haklılığın yaklaşık olarak ispat edilemediği sonucuna varılmaktadır.İlk derece mahkemesinin takibin iptal edildiğinden ihtiyati tedbir isteyenin hukuki yararı bulunmadığından bahisle isteğin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de ,sonucu itibariyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan bu gerekçe ile davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/11/2021