Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1950 E. 2023/1954 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1950
KARAR NO: 2023/1954
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2021
NUMARASI: 2020/566 Esas – 2021/662 Karar
DAVA: Tanıma
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/12/2023
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket aleyhine sigortalılar tarafından açılan Paris Ticaret Mahkemesi’nin … Dairesinin … Esas sırasında kayıtlı dava ile iş bu davanın davalılar aleyhinde açılan … esas sayılı davanın mahkemece birleştirilerek … esasında görülmesi neticesinde 19/05/2017 tarihinde verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Paris İstinaf Mahkemesi’nin 2. Bölüm … Dairesi’nin 18/06/2019 tarihli … sayılı kararıyla müvekkili aleyhinde 1.1017.594,80-Euro tazminat ödenmesine karar verildiğini, davanın müvekkili şirket aleyhine sigortalılar tarafından açılan dava olup, bu davaya kendi talebi ile huzurdaki davalıların da cebren davalı sıfatıyla dahil edildiğini, dava dilekçesiyle eklerinin ve mahkeme kararının davalılara usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, bu kararın taraflar arasında Türkiye’de devam eden rücu davasında delil mahiyetinde olduğunu belirterek Paris İstinaf Mahkemesi’nin 2. Bölüm 5. Dairesi’nin 18/06/2019 tarihli 2019/175 sayılı kararının kesin hüküm ve kesin delil teşkil edecek şekilde tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …A.Ş. vekili; asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, ayrıca aynı konuda derdest Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/616 esas sayılı dosyasının bulunduğunu, aynı anda hem Fransa’da hem Türkiye’de derdest bir yargılama yürütülmeye çalışıldığını, derdestliğin dava şartı ve evrensel olduğunu, yasaya aykırı bir kararın kesin delil haline getirilme çabasının kabulünün mümkün olmadığını, tanımanın şartlarının gerçekleşmediğini, kendilerine herhangi bir birleşme kararı gönderilmediğini, dava dilekçesinin ve eklerinin eksik olduğunu, MÖHUK md. 53 kapsamında dilekçeye ekleneçek belgelerin bulunmadığını, kesinleşme şerhinin yer almadığını, kesinleşmiş mahkeme kararının sunulmadığını, Türk mahkemelerinin kesin yetkisinin söz konusu olduğunu, Türk Mahkemelerin münhasır yetkisine giren bir halin söz konusu olduğunu, tanınması talep edilen kararın Türk kamu düzenine aykırı olduğunu belirterek davanın …-…’e ihbar edilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili; tanınması istenen kararın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisi kapsamına girdiğini, tanımanın şartlarının oluşmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, derdestlik itirazının söz konusu olduğunu, aktif ve pasif husumet bulunmadığını, tanınması istenen yasa ve usule aykırı olarak verilen yabancı mahkeme kararının usulen reddi gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalısı olan diğer davalının kusursuz olduğunu, halefiyetin gerçekleşmediğini, talep tutarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; tanınması istemine konu edilen Paris İstinaf Mahkemesinin 2. Bölüm … Dairesi’nin 18/06/2019 tarih ve … sayılı kararın taraflarının, …, … LTD ve eldeki davada davacı olan ….olduğu, buna karşın davalı tarafça derdestlik itirazına konu edilen Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/616 esas sayılı dosyasının taraflarının ise …, … A.Ş. ve … olduğu, tarafları ve talep sonuçları aynı olmayan davalar yönünden derdestlik dava şartı engelinden söz edilemeyeceği, bunun dışında tanınması talep olunan kararın MÖHUK’un 58/1. maddesi atfı ile MÖHUK’un 54. maddesi b), c) ve ç) bentlerinde işaret edilen koşulları taşıdığı, Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/616 esas sayılı dosyasında alacak davası ikame eden davacının işbu davayı açmakta MÖHUK’un 52. maddesi çerçevesinde hukuki yararının bulunduğu, tanımaya ilişkin koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın davanın kabulü ile Fransa/Paris İstinaf Mahkemesi’nin 2.Bölüm …Dairesi’nin 18/06/2019 tarih ve … sayılı kararının tanınmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davalı …A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; ilamın Türk mahkemelerinin mühasır yetkisine giren konuda verildiğini, 2010 yılında Türkiye’de meydana gelen olayda Türk Mahkemelerinin münhasır yetkili olduğunu, davacının Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/616 Esas sırasında açtığı davanın devam etmekte olduğunu, derdestlik dava şartının kamu düzeninden olduğunu, ayrıca zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu durumda Fransız mahkemesinde verilen kararın tanınmasının istenemeyeceğini, Türkiye Mahkemelerinin kesin yetkili olduğunu, tanınması istenilen kararın kamu düzenine aykırı olduğunu, müvekkili hakkındaki ek davanın dava dilekçesinin ve taleplerinin tebliğ edilmediğini, birleştirme kararının müvekkiline gönderilmediğini, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, sadece duruşmaya davet ile dava dilekçesini tebliğ etmeden, net talepler bildirilmeden, müvekkiline savunma hakkı tanınmadan aleyhe karar verilmesinin kamu düzenine aykırı olduğunu, sadece davacının talebi ile müvekkili şirketin aleyhine hüküm kurulmasının Türk hukukuna aykırı olduğunu, tüm bu hukuka aykırılıklara rağmen Fransız kararının tanınmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından sunulan tercüme belgelerin incelenmesinde kesinleşme şerhinin bulunmadığını, sadece temyizden feragat kararının sunulmasının yeterli olmadığını, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı … A.Ş. vekili; tanınması istenen kararın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisi kapsamına girdiğini, tanımanın şartlarının oluşmadığını, tanınması talep edilen kararın kesinleşmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, derdestlik mevcut olduğunu, aktif ve pasif husumet bulunmadığını, tanınması istenen yasa ve usule aykırı olarak verilen yabancı mahkeme kararının usulen reddi gerektiğini, sigortalının kusursuz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı sigorta şirket aleyhine Paris Ticaret Mahkemesi’nde açılan sigortadan kaynaklı tazminat davasında verilen Paris İstinaf Mahkemesi’nin 2. Bölüm … Dairesi’nin 18/09/2019 tarihli … sayılı kararının tanınması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf başvurusu yapılmış olup, kararın davalı … A.Ş.vekiline 07/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf başvurusunun iki haftalık yasal süresi geçtikten sonra 05/10/2021 tarihinde yapıldığı anlaşılmış, istinaf incelemesi davalı …A.Ş.’nin başvurusu yönünden yapılmıştır. Davacı sigorta şirketi, aleyhine Paris Ticaret Mahkemesi’nde açılan sigortadan kaynaklı tazminat davasında verilen Paris İstinaf Mahkemesi’nin 2. Bölüm … Dairesi’nin 18/09/2019 tarihli … sayılı kararının, açacağı rücu davasında delil olmak üzere tanınmasını talep etmiş olup, davalılarca; uyuşmazlığın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girdiği, uyuşmazlıkla ilgili derdest olarak Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/616 Esas sayılı davasının bulunduğu, davanın zamanaşımına uğradığı, yabancı mahkemece verilen kararın kesinleşmediği, tanınması talep edilen kararın verildiği davaya ihbar olunan olarak dahil edildiklerini, usul ve yasaya aykırı olarak aleyhlerinde tazminat kararı verildiği, savunma hakkının ihlal edildiğini, kararın kamu düzenine aykırı olduğu, davanın asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına girdiği, tanıma koşullarının oluşmadığı hususları ileri sürülmüştür. 5718 sayılı MÖHUK’un yabancı mahkemece verilen ilamların tanınmasına ilişkin 58. maddesi, yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesinin yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlı olduğunu, tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin uygulanmayacağını düzenlemiştir. MÖHUK m. 50/1 hükmü atfıyla 54/1 maddesi gereğince yabancı mahkeme ilamının tanınabilmesi için; ilamın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması koşullarının varlığı gerekmektedir. Eldeki davada tanınması talep olunan Fransa Paris İstinaf Mahkemesinin 2. Bölüm … Dairesinin 18/06/2019 tarih ve … sayılı karar aslı ve apostil şerhi, onanmış tercümesi sunulmuş olup kararın …A.Ş.’ye 04/02/2020 tarihinde, … A.Ş.’ye 28/01/2020 tarihinde diplomatik yol ile tebliğ edildiği, davayı açanlar … ve … Ltd tarafından temyiz incelemesinden feragat edildiğine ilişkin Yargıtay Birinci Daire Başkanlığının 12/03/2020 tarihli karar ve onanmış tercümesinin dava dilekçesi ekinde sunulduğu, davalılar tarafından yabancı mahkeme kararına karşı kanunyoluna müracaat edildiği yönünde bir itirazlarının da bulunmadığı dikkate alındığında tanınması talep edilen yabancı mahkeme kararının kesinleştiği, bu durumda tanımanın ön şartlarının yerine getirilmiş olduğu anlaşılmaktadır.Her ne kadar davanın asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına girdiğinden bahisle görev itirazında bulunulmuş ise de, tanıması talep edilen kararın verildiği davada; uyuşmazlığın davalı …’nın işleticisi olduğu marinada kendisine bakım ve çekek hizmeti kapsamında teslim edilen yatın meydana gelen kaza sonucunda zarar görmesi nedeniyle ödenen tazminatın tahsilinin istendiği, tanıma talep eden davacıya da sigortacı sıfatıyla husumet yöneltildiği ve tanınması talep edilen kararın verildiği davada uyuşmazlık aynı zamanda sigorta hukukuna ilişkin olduğundan eldeki tanıma davasında da asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmaktadır. 5718 sayılı MÖHUK’un 54/b. maddesi kapsamında bir yetki kuralının yabancı mahkeme kararının tenfizini önleyebilmesi için, ihtilaf konusunun mutlak şekilde ve sadece Türk mahkemelerinde görülmesini sağlamak amacıyla konulmuş olması gerekmektedir. Bu durumda dava konusunun mutlak bir şekilde Türk mahkemelerinde görülmesinin amaçlanıp amaçlanmadığı, amaçlanmış ise bu amaca uygun daima yetkili bir mahkemenin bulundurulmuş olması gerekecektir. Somut olayda uyuşmazlık dava dışı sigortalıya ait teknenin davalı ….’in işletmecisi olduğu çekek yerine bakım ve onarımı için yapılan işlemler sırasında meydana geldiği, dolayısıyla sözleşmeye aykırılık ya da haksız fiile ilişkin Türk mahkemelerini münhasır yetkili kılan bir düzenleme bulunmadığı, dolayısıyla … …A.Ş. yönünden MÖHUK 54/1-b’de düzenlenen tenfiz engeli bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Tanınması talep edilen ilamın verildiği davada davacının, eldeki davanın davalıları ile birlikte davalı safında yer aldığı, bahsi geçen dosyanın davacılarının Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/616 Esas sayılı davasında yer almadığı, ayrıca eldeki davada tenfiz isteminin de bulunmadığı dikkate alındığında derdestliğe ilişkin itiraz yerinde görülmemiştir. Bunun dışında tenfizi talep edilen alacağın, zamanaşımına uğradığı ileri sürülmüştür. Tanınması talep edilen ilamın 12/03/2020 tarihinde kesinleşmiş, eldeki dava ise 16/11/2020 tarihinde açılmıştır. MÖHUK’da tenfiz istemi bakımından bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Davalı vekili de kararın verildiği ülkede belli bir süre geçmekle ilamın icrasını engelleyen yasal bir düzenleme olduğunu iddia ve ispat edememiştir. MÖHUK’un 54/c. maddesinde, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, tenfiz şartları içinde sayılmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 10/02/2012 tarih ve 2010/1 ve 2012/1 tarihli kararında kabul edildiği üzere; kamu düzeninin çerçevesi Türk hukukunun temel değerlerine, Türk genel adap ve ahlak anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı temel adalet anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı genel siyasete, Anayasada yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak prensip ve özel hukuka ait iyiniyet prensibine dayanan kurallara, medeni toplulukların müştereken benimsedikleri ahlak ilkeleri ve adalet anlayışının ifadesi olan hukuk prensiplerine, toplumun medeniyet seviyesine, siyasi ve ekonomik rejimine, insan hak ve özgürlüklerine aykırılık şeklinde çizilebilir. Bu kararda ayrıca iç hukukta kamu düzeninin, tarafların uymak zorunda oldukları, kamu hukukundan ve özel hukuktan doğan ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri kurallar olarak anlaşılması gerektiği de belirtilmiştir. Şu halde kamu hukukundan ve özel hukuktan doğan emredici hükümlerin Türk kamu düzenini ihlal edebileceği akla gelmekte ise de her emredici kuralı ihlal eden yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenini ihlal edeceği söylenemez. Burada ölçüt; İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği üzere, kamu hukukundan ve özel hukuktan doğan tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri nitelikte bir kuralın varlığıdır. Yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemiyle açılan somut uyuşmazlıkta, yukarıda tanımlanan ilkeler ve ölçüt çerçevesinde Türk kamu düzeninin ihlaline yol açacak, dolayısıyla kamu hukukundan ve özel hukuktan doğan tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri nitelikte bir kuralın ihlali sözkonusu değildir. MÖHUK’un 54. maddesinin (ç) fıkrasındaki düzenleme uyarınca, o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmaması, mahkemede temsil edilmemesi ve bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında karar verilmesi tenfiz engeli olarak belirtilmiştir. Hükmü veren mahkemeye usulüne uygun olarak davet edilen kişiye kendisine savunma imkanı verilmiş kabul edilir. Ancak buradaki gözetilmesi gereken hukuk, tenfiz kararı verecek yer mahkemesinin usule ilişkin hükümleri değil, tenfize konu kararın verildiği ülke kanunlarıdır. Tanınması talep edilen ilamda davalıların Türk makamları aracılığıyla mahkemeye çağrıldığından, taraflara Usul Kanunun 450. maddesi kapsamında önceden bilgi verildiğinden bahsedilmiştir. Davalılarca buna ilişkin itirazların yabancı mahkemede yürütülen yargılamada ileri sürüldüğüne, bu hususta kanunyolu başvurusunda bulunduklarına ilişkin bir bilgi bulunmadığı, dolayısıyla savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin iddiaların yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Tanınması talep edilen kararın MÖHUK’un 58/1. maddesi atfı ile MÖHUK’un 54. maddesi b), c) ve ç) bentlerinde işaret edilen koşulları taşıdığı, Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/616 esas sayılı dosyasında alacak davası ikame eden davacının işbu davayı açmakta MÖHUK’un 52. maddesi çerçevesinde hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esastan, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı ..A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalı … A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 346/1 maddesi uyarınca SÜREDEN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından davalı ..A.Ş. tarafından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davalı ..A.Ş.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı … A.Ş tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine iadesine, Davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 33-TL istinaf yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, Davalı Davalı ..A.Ş bakımından HMK’nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, Davalı … A.Ş bakımından HMK’nun 346/2. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 15/12/2023