Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1948 E. 2022/1020 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1948
KARAR NO: 2022/1020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2021
NUMARASI: 2020/631 Esas – 2021/694 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/07/2022
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin, keşidecisinin … olduğu toplam 140.000-TL bedeli dört adet çek aldığını, müvekkilinin bu dört çeki …’ya ciro ettiğini, sıkıntılı ekonomik süreç geçiren müvekkilinin ibraz tarihlerinde bahse konu çekleri ödeyemediğini, bunun üzerine müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas, İstanbul … İcra Dairesi’nin …Esas numaralı icra dosyalarından kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığını, müvekkilinin icra takipleri devam ederken davalı ile borca karşılık … isimli şahsa ait taşınmazın devri konusunda anlaştıklarını, 07/09/2020 tarihinde … adına kayıtlı bulunan Tekirdağ İli, Saray İlçesi, … Köyünde bulunan … Pafta, …881 Parsel nolu taşınmazı tapuda devredildiğini, ayrıca davalının icra dosyalarındaki avukatının ücreti olarak alacaklı vekiline 13.000-TL ücret ödendiğini, yapılan anlaşma gereği borcun ödenmesine rağmen davalının kötü niyetli olarak takibi devam ettirdiğini belirterek dava konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, takiplerin iptaline, davalının kötü niyetli olmasından dolayı kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkiline olan borcuna karşılık vermiş olduğu çeklerin ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas ve … Esas sayılı dosyaları ile icra takibi yapıldığını, davacının borcuna karşılık taşınmaz vermeyi teklif ettiğini, müvekkilinin de davacının teklifini kabul ettiğini, ancak söz konusu taşınmazın borcunu karşılamasının mümkün olmadığını, takibe konulan çekler nedeniyle borcuna karşılık taşınmaz ile birlikte ayrıca 25.000-TL nakit para ve 13.000-TL avukatlık ücreti ve masrafının ödenmesi yönünde anlaşma sağlandığını, müvekkiline tapudan devir yapıldıktan sonra 25.000-TL ödeme yapılmadığını, bu nedenle müvekkilinin çeklerin iadesini istemediğini, müvekkilinin davacı tarafın daha önceden hazırlamış olduğu sözleşmeyi imzaladığı aşamada davacı taraf ayrıca 25.000-TL ödeme yapacağı sözünü vermiş olmasına rağmen sözünde durmadığını, taraflar arasında yapılan sözleşme ile icra takibinin borçlularından …’den alacağının bulunmadığı beyan edilmiş olup, çeklerin keşidecisi olan …’in ibra edilmediğini belirterek davanın reddine davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava konusu takip ve takibe dayanak çeklerin ödenmesi hususunda taraflar arasında protokol imzalandığı, bu protokol de taşınmaz devri ve avukatlık ücretinin kararlaştırıldığı ve protokoldeki edimin yerine getirildiği hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın taraflar arasındaki protokol dışında davacı borçlunun borcuna karşılık taşınmaz devri haricinde 25.000-TL ek ödeme yapılacağı ve 13.000-TL vekalet ücreti dışında icra vekalet ücreti ve harçlarından davacının borçlu olup olmadığı hususlarında olduğu, taraflar arasındaki protokol doğrultusunda taşınmaz devrinin yapıldığını ve 13.000-TL’nin havale edildiği, protokol dışında çeklerden kaynaklı olarak ayrıca bir anlaşma yapıldığını ispat külfeti davalı alacaklıda olduğu, bu hususu kesin delillerle ispat edemediği, davacının dava konusu takip ve takibe dayanak çekler nedeniyle borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, % 20 oranında 29.912-TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında yapılan anlaşmaya göre davacının müvekkiline protokol haricinde 25.000-TL ödeme sözü verdiği halde sözünü yerine getirmediğini, ayrıca icra harçları ile borçlunun ödemesi gereken vekalet ücretini ödemediğini, sözleşmede tahsil harcını kimin ödeyeceği belirtilmediğinden borçlunun ödemesi gerektiğini, müvekkilinin kötüniyetli olmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin icra takibini başlattığı aşamada kötüniyetli olmadığını, ayrıca davacının müvekkiline başka borçlarının da bulunduğunu ve müvekkili tarafından başlatılan İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibin derdest olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibine konu edilen çeklerin ödenmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, keşidecisi dava dışı … olan ve davalıya ciro yoluyla devrettiği çekler nedeniyle davalı tarafından icra takibi başlatılması üzerine dava dışı … adına kayıtlı taşınmazın devri ve davalının vekiline 13.000-TL ödeme yapılması karşılığında dava konusu çeklerin iadesi hususunda davalı ile anlaşmalarına, bahse konu taşınmaz devri ve 13.000-TL’nin havalesinin yapılmasına rağmen dava konusu çeklere dayalı icra takiplerinin devam etmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Davalı vekili ise, davacının protokol haricinde üstlendiği edimden başka 25.000-TL daha ödemeyi taahhüt ettiği, ayrıca sözleşmede icra masrafları, harçları ve avukatlık ücreti ile ilgili bir düzenleme bulunmaması sebebiyle bunlardan davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmaktadır. Davalı tarafından davacı hakkında 30/09/2019 tarihli 30.000-TL bedelli, 30/10/2019 tarihli 30.000-TL bedelli çeklere istinaden İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı; 30/12/2019 tarihli 40.000-TL bedelli çeke istinaden İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı; 30/01/2020 tarihli 40.000-TL bedelli çeke istinaden İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takipleri başlatılmıştır. Davacı ile davalı arasında icra takiplerinin başlatılmasından daha sonra 07/09/2020 tarihinde yapılan protokolde bahse konu çek borçlarına istinaden davalının dava dışı … adına kayıtlı Tekirdağ ili, Saray ilçesi, … köyü … ada parsel nolu taşınmazı borca istinaden satın aldığını, bu çeklere istinaden davacıdan hiç bir alacağı kalmadığını, avukatlık ücreti olarak 13.000-TL’nin avukatına ödenmesi halinde çekleri avukatından alabileceği yazılıdır. 07/09/2020 tarihli protokol her iki tarafın da kabulünde olup, protokol doğrultusunda taşınmazın devrinin ve davalının vekiline avukatlık ücreti olarak 13.000-TL ödemenin yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının protokol haricinde üstlendiği edimden başka 25.000-TL daha ödemeyi taahhüt edip etmediği, icra masraf, harç ve vekalet ücretinden davacının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Davacının protokolün haricinde 25.000-TL daha ödeme yapmayı taahhüt ettiği iddiası bakımından ispat yükü davalı üzerinde bulunmakta olup davalının bu hususu HMK m.199 ve 200 hükümleri uyarınca yazılı veya kesin delillerle ispat etmesi gerekir. Davalı tarafından bu nitelikte belge ibraz edilmediği gibi teklif edilen yemin davacı tarafından eda edildiğinden, davacının protokol haricinde 25.000-TL daha ödeme yapmayı taahhüt ettiğine yönelik iddia ispatlanamamıştır. Diğer taraftan davalı protokolde herhangi bir belirleme yapılmadığından icra masraf, harç ve avukatlık ücretinden davacının sorumlu olduğunu iddia etmektedir. Taraflar arasındaki protokolde davalının devraldığı taşınmaz karşılığında davacının çeklerden dolayı borcunun bulunmadığı, avukatlık ücreti olarak 13.000-TL’nin avukata ödenmesi halinde çeklerin iade edileceği kararlaştırılmıştır. Davacı protokolde belirtilen taahüdünü yerine getirmiştir. Davalı ise icra masraf, harç ve icra avukatlık ücreti ile ilgili herhangi bir çekince ileri sürmeksizin çeklerin iadesini kabul ettiğine göre davacı tarafından yapılan taşınmaz devri ve yapılan 13.000-TL ödemenin icra masraf, harç ve icra avukatlık ücretini de kapsadığını kabul etmek gerekir. Bu durumda davacının protokol kapsamında borcunu ödediği ve davalıya borcunun bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.İcra ve İflas Kanunun 72. maddesinin 5.fıkrasına göre; “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Davalı alacaklı tarafından dava konusu borç takip sırasında ödenmesine rağmen takibe devam ettiği ve davalının kötüniyetli hareket ettiği anlaşıldığından mahkemece kötüniyet tazminatına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Yarg. 11. Hukuk Dairesi’nin 04/10/2018 tarihli 2016/19717 Esas 2018/4803 Karar). Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın kabulüne, çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinde ve davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 10.216,60-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 2.554,15‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.662,45‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davalı tarafından sarf edilen giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 54-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 04/07/2022