Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1925 E. 2023/1965 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1925
KARAR NO: 2023/1965
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI: 2018/714 Esas – 2019/1046 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/12/2023
Davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili, müvekkili ile davalının yapay çiçek satımı hususunda anlaştıklarını, bu satış için müvekkillerinin mal karşılığı davalıya toplam 12.500-TL bedelli beş adet bono verdiklerini ancak davalının, malları teslim etmemesine rağmen bonoların tahsili için müvekkilleri aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlattığını, bonolarda malen kaydı bulunduğundan malların tesliminin ispat yükünün davalıda olduğunu ve tarafların ticari defterleri incelendiğinde müvekkillerinin bonolardan dolayı borçlu olmadığının görüleceğini ileri sürerek, davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, tarafların yapay çiçek satımı konusunda anlaştıklarını, mal karşılığında davacıların müvekkiline beş adet bono verdiklerini, müvekkilinin malları teslim ettiğini ancak bonoların bedellerinin ödenmediğini ve bono soyut borç ikrarı olduğundan bu durumun aksinin davacılar tarafından ispat edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davaya konu bonoların her birinin 2.500-TL bedelli ve sadece 31/05/2016 tarihli olanın malen kaydını içerdiği, diğerlerinin ise bedel kaydının boş olduğu; bilirkişi raporuna göre, davalı ve davacının eşi dava dışı … arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının davacının eşine faturalar düzenlediği, bu faturalar karşılığı davacı …’nın davalıya 25.000-TL’lik çek verdiği ancak çek karşılıksız çıktığı ve çek alacağının şüpheli alacaklara kaydedildiği; mal satımına istinaden davalının davacının eşinden 11.800-TL alacaklı göründüğü ancak davaya konu senetlerin davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği; davalı ile davacının eşi arasındaki ticari ilişkinin davaya etkisinin bulunmadığı; davacıların bonolardan dolayı temel ilişkiden kaynaklanan defileri ispat eden yazılı delilleri sunamadığı, bonodaki malen kaydının davacının malı teslim aldığını gösterdiği ve davacıların da aksini ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili, taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında, davalının bonoları almasına karşın yapay çiçekleri teslim etmediğini, bonoların bu sebeple bedelsiz hale geldiğini ve bono malen kaydını içerdiğinden malların işletme defterine işlenmesinin gerektiğini ancak bonoların davalının defterlerinde kayıtlı olmadığını buna rağmen mahkemece hatalı olarak davanın reddedildiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesi kapsamında verildiği,ancak satışı kararlaştırılan malların teslim edilmediği ileri sürülerek,bonoların tahsili amacıyla başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 6098 sayılı TBK’nın 207. maddesi, “Satış sözleşmesi, … sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” hükmünü haizdir. Hükümden anlaşılacağı üzere, aksi kararlaştırılmadıkça satış sözleşmelerinde alıcı ile satıcının edimlerini aynı anda eda etmeleri esastır. O halde, alım satım akdine konu malı teslim almadan satıcıya avans ödemesi yaptığını iddia eden davacı, bu iddiasını ispat yükü altındadır. Satış sözleşmesinde aksine bir anlaşma olmadığı takdirde, tarafların edimlerini aynı anda ifa etmeleri kural olduğundan, peşin satış karinesi uyarınca davacının davalıya avans niteliğinde ödeme yaptığını ve karşılığında mal teslim edilmediğini yazılı delillerle kanıtlaması gerekir. Diğer yandan bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü, senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, senette yazılı borç sebebine dayanılacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Bu kapsamda bonoda malen kaydı bulunduğunda, bu bono karşılığında mal teslim alındığı yolunda karine vardır. Bu durumda bonodaki kaydın aksini iddia eden tarafın, malı teslim almadığı yolundaki iddiasını yazılı delille veya yazılı delil bulunmadığı halde yemin delili ile kanıtlaması gerekir. Somut olayda; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davacı tarafça mal satışı için avans olarak verildiği ileri sürülen bonolardan birinde “malen” kaydı bulunmakta; kalan dördü ise her hangi bir kayıt içermemektedir. Ancak hem davacılar hem de davalı bonoların mal satışı için verildiğini kabul etmektedirler. Bu durumda davacı taraf, hem peşin satış karinesi ve hem de bonoların davalıdan satın alınan mallar karşılığında avans olarak verildiğini ve karşılığında da mal teslim edilmediğini yazılı delillerle kanıtlaması gerekir. Ancak davacılar tarafından ididalarını kanıtlar yazılı delil sunulmadığı gibi yemin deliline de dayanılmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine ilişkin hükme yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde davacılar vekilinin istinaf başvurusunun, esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile kalan 210,55-TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/12/2023