Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1919 E. 2021/1659 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1919
KARAR NO: 2021/1659
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2021
NUMARASI: 2021/187 Esas 2021/595 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin kararın davacı vekilli tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin, davalı taraf ile 07/07/2012 imza tarihli (gazlı ve Gazsız Ürün-miktar) Bayilik Bölgesi Direkt Satış Noktası Sözleşmesi ve iş bu sözleşmeye ek olarak 28/03/2016 imza tarihli protokol akdetdildiğini, iş bu sözleşme gereği davalı tarafın, işyerinde ve “…” adı altında işletmekte olduğunu, satış noktası kapsamında faaliyet gösterdiği ,sözleşmenin 7 maddesinde, davalı taraf işyerini ve işletmesini müvekkil şirketin yazılı onayını almadan kısmen de olsa ticari faaliyet ve işyerindeki iştigal türünü değiştirmemeyi taahhüt ettiğini, buna rağmen davalı tarafın sözleşme adresinde aynı işletme adını kullanmasına rağmen faaliyet türünü müvekkil şirketin yazılı onayını almaksızın değiştirdiğini, 2012 yılında sözleşmenin imzalanmasından bu yana düzenli ve sürekli ürün satın alma yükümlülüğünü yerine getirmediğini,davalı tarafın sözleşme hükümlerine uymaması nedeniyle ödemesi gerektiğini bildiği ve tüm ihtarlara rağmen ödemediği alacakların tahsili ve ilgili sözleşmeler gereği davalı tarafa ödenen pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli’nin kıstelyevm hesabı çerçevesinde müvekkil şirkete ödenmesi gereken kısımları açısından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı; davacı şirket tarafından kendisine gönderilen ve dava dilekçesi ekinde sunulan “ihtarname” başlıklı belgede davacı şirket 28 Mart 2016 tarihli sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini ve feshe istinaden kendisinden talepte bulunulduğunu, davacı şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibinin 28 Mart 2016 tarihli sözleşmeden kaynaklandığını, davacı tarafça uyuşmazlığın 07/07/2012 tarihli (Gazlı ve Gazsız Ürün-Miktar) Bayilik Bölgesi Direkt Satış Noktası Sözleşmesi kapsamında yapılan ödemeden kaynaklandığını, icra takibine konu edilmemiş bir alacağın itirazın iptali davasına konu edilmesinin mümkün olamayacağını, 07/07/2012 tarihli sözleşmenin 13. Maddesinde “Taraflar, bu sözleşme ve onun ekleri sayılan belgelerden doğabilecek her türlü uyuşmazlığın halinde İstanbul Kadıköy Mahkemeleri ile Kadıköy İcra-İflas Müdürlüklerinin yetkili olacaklarını (…) kabul ederler” şeklinde yer aldığını, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye itiraz ettiğini, 07/07/2012 tarihli sözleşmenin bir satın alma taahhüdünü içermediğini, davacı şirketin sözleşmeyi feshederken hem icra takibi yaparken hem de iş bu dava açmakta kötü niyetli olduğunu belirterek, yetki itirazının kabulüne, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava konusu uyuşmazlıkta, davacının tacir olduğu, İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği’nin 07.07.2021 tarihli yazısına göre davalının esnaf olduğu, davada davalı tarafın tacir olmaması, esnaf faaliyetini aştığına ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmaması nedeniyle dava ticari dava olmadığı, bu nedenle davaya bakmaya asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; tacir olan müvekkili şirket ile davalı taraf arasında imza altına alınan sözleşmenin ticari bir iş niteliğinde olup taraflar arasındaki ilişkinin de ticari bir ilişki olduğunu, bir kimsenin Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olması ya da Vergi Usul Kanunu uyarınca esnaf sayılmasının tacir olmadığı hususunda kesin bir delil niteliği taşımadığını, davalının faaliyetinin esnaf faaliyeti olup olmadığı, müvekkili şirket ile arasındaki ilişki gereği faaliyetlerinin ticari faaliyet boyutuna ulaşıp ulaşmadığı hususunda değerlendirme yapılması gerektiğini, görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, satış sözleşmesi uyarınca alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davalı yanın tacir olmadığı, dava konusunun da mutlak ticari davalardan olmadığı gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliği ile İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiştir. TTK nun 4(1).madde de her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu; 5(1) maddesinde ise aksine hüküm bulunmadıkça ,dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu (3.)bentte ise asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasında ki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve göreve ilişkin kuralların uygulanacağı düzenlenmiştir. Davacı vekili;davalının yetki itirazına karşı davalının tacir olmadığından yetki sözleşmesinin geçerli olmadığını beyan etmiştir.Taraflar arasında satım akdi söz konusu olup davalının tacir olmayıp esnaf olduğu, İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar odasında da esnaf kaydı bulunduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında ki alışverişin boyutlarının da davalının tacir olarak kabulünü gerektiren VUK 177.maddesine göre belirlenen miktarları aşan tutarda bulunduğuna ilişkin dosyada belge bulunmadığı anlaşılmakla esnaf sınırları içinde faaliyet gösteren davalının taraf bulunduğu davanın ticari dava olmadığı sonucuna varılmaktadır. TTK nun (4) 1 maddesinde yazılı olduğu üzere , davanın her iki yanının tacir bulunmadığı anlaşılmakla, asliye ticaret mahkemesi anılan davaya bakmakla görevli bulunmamaktadır.Davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/11/2021