Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1906 E. 2021/1662 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1906
KARAR NO: 2021/1662
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2021
NUMARASI: 2020/218 Esas 2021/541 Karar
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davacı müvekkil şirketin, davalı şirketten 6.114,98 TL bedel ile … 835 set, … 835 ID ve aktarım programı olmak üzere 3 adet hizmet satın aldığını, proğramın kodlanarak çalışmaya başlandığını, Kasım 2018 sonlarına doğru gece vardiyalarına başlandığını, ancak sistemin bu noktada hata verdiğini, davalıya ihbar edildiğini, teknik destek sağlandığını ve çok sayıda kodlama düzeltmesi yapılmaya çalışıldığını, hatanın temelinde ise, sistemin saat 07:00 dan sonra gün dönümü yaşaması ve gece vardiyası devam eden çalışmanın 07:00 den sonraki çalışmalarının başka bir vardiya üzerine kaydettiğini,fazla mesai yapılmamasına rağmen fazla mesai saatleri hesapladığını, davalı şirket hatasını kabul ettiğini ve uzaktan erişim ile çözmeye çalıştığını, hatanın düzeltilemediğini ve programdan fayda sağlanamadığını, ayıplı olarak satılan ürünün tamir edilememesi nedeniyle satım bedelinin iadesini, 6.114,98 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; ürünün vardiyalarda kullanılacağını söylemediklerini, ürün satın sorunsuz olarak bir sene kullandıklarını, sonra vardiyalı çalışma sistemine dönmeleri sonucunda ürünün vardiyalı sisteminde hatalı hesaplama yaptığını iddia ettiğini, alırken vardiyalı hesaplamaları yapması özelliği olmasının aranmadığını, müvekkil şirketinde ürünün satışı sırasında olmayan bir özelliğin üründe var olduğunu iddia etmediğini, davacı süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtildiği gibi uzaktan yardım aldığını sorunun buna rağmen çözülmediğini gibi durumun söz konusu olmadığını, 11/08/2018 tarihinden sorun olduğu iddia edilen 02/12/2019 tarihine kadar 16 ay boyunca sorunsuz kullanıldığını, davacının ihtiyaçlarını karşılayacak ürünlerin olduğunu ancak bu ürünlerinin fiyatının yüksek olduğunu,ayıp ihbarı yapılmadığından, 16 ay sonra yeni ihtiyacını karşılamadığı iddiası nedeniyle açılan davanın reddine, aksi halde 16 ay sorunsuz kullanması nedeniyle hakkaniyet indirimi yapılmasına ve ürünlerin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının ayıplı mal ve hizmete ilişkin taleplerinin yerinde olduğu, üründen beklenen faydanın sağlanamadığı, davacı tarafın “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme” isteminde bulunduğu, ürünün çalışma sistemi ve sistem hatasının giderilememesi de dikkate alınarak davanın kabulü ile; davacı tarafından 11/10/2018 tarihli … sıra nolu irsaliyeli fatura ile davalı şirketten alınan ürünlerin birlikte ifa kapsamında davalıya iade edilmesi halinde 6.114,98-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; davacının kendi ihtiyaçlarını bilerek ve araştırarak bu ürünü satın aldığını,ürünü bir sene sorunsuz kullandıktan sonra vardiya sistemine dönmeleri sonrasında hatalı hesaplama yaptığını iddia ettiğini, davacının ürünü satın alırken vardiya hesaplamaları yapması özelliği olmasını aramadığı gibi müvekkilinin de hiç bir zaman ürünün satışı sırasında olmayan bir özelliğin üründe var olduğunu iddia etmediğini, davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını,bilirkişi tarafından yapılan tespitte birden fazla giriş çıkış yapıldığı hususuna dikkat edilmediğini, davacı çalışanlarının giriş yaptıklarında vardiya bitimine kadar çıkış yapmadıklarında bir sorun yaşanıp yaşanmadığı hususunun incelenmediğini, yazılımın stabil çalışması için bir giriş, bir çıkış yapılması gerektiği halde yapılmadığını, davacının yeni bir program satın alarak davalı programını kaldırdığını, demo versiyonda çalıştırılan programın kısıtlı çalışması ve tam versiyon olmaması nedeniyle hatalı sonuçlar alınmasının muhtemel olduğunu, dava konusu programın tam kurulumunun müvekkili şirkete yaptırılarak inceleme yapılması gerektiğini, davacının yerinde destek için ücret ödemeyi kabul etmediğini, telefonla uzaktan destek verildiğini ve sorunun çözüldüğünü, kararın kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ayıplı mal nedeniyle satım bedelinin iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; 1 adet … 835 Set, 2 adet … 835 ID ve 1 adet aktarım programı ürünlerinin ayıplı olup olmadığı, ayıplıysa seçimlik hakkın ne şekilde kullanılacağı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup düzenlenen raporda; davacı tarafın davalı şirketten satın aldığı ürünlerin ,gerekli montajların yapıldığı ve yazılım sisteminin kurulumunun tamamlandığı,ancak; dava konusu … – Zaman Kontrol ve Personel Devam Takip Sistemi (8.0.0.13) isimli program üzerinde yapılan incelemelerde; gün içi mesai saatlerinin belirlenmesi ve fazla mesai saati hesaplamasında mantıksal bir hata gözlendiği, yani yazılımın vardiyalı çalışma sisteminin yapısına uygun bir şekilde puantaj hesabı yapamadığı, bu durumun ilgili sistemden alınmış bazı örnekler ile de sabit olduğu test edildiği, sonuç itibariyle, programdan beklenen makul faydanın azalmasına yol açan bahse konu mantıksal hatadan ötürü dava konusu hizmetten faydanın tam olarak sağlanamadığı, bu bağlamda hizmet konusu yazılım ürününün ayıplı olduğu belirtilmiştir. TBK’nın 227. maddesinde ise satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme” olarak belirlenmiştir. TTK’nın 23/1-c maddesi uyarınca; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının iki gün içinde durumu ihbar etmesi, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceletmesi ve aynı süre içerisinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerekir. Gizli ayıbın ortaya çıkması halinde ise durumun derhal satıcıya bildirilmesi gerekir. Ayıbın vardiya sistemine dönülmesi ile ortaya çıkması nedeniyle ihbar süreleri bakımından TBK’nın 223. maddesinin uygulanması gerekmekte olup, davalı tarafından telefonla destek verildiği belirlenmekle ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Bilirkişi raporuyla tespit edilen ayıp nedeniyle, davacının üründen faydalanmasının mümkün olmadığı,ayıbın elde edilecek faydayı büyük ölçüde ortadan kaldıracak nitelikte oluşu ve hakkaniyet kuralları da dikkate alındığında, somut olayda sözleşmeden dönme koşullarının da oluştuğu anlaşılmaktadır. O halde ilk derece mahkemesince davanın kabulü yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup açıklanan nedenlerle istinaf sebebleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 417,71-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 104,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 313,21-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 22-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/11/2021