Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1894 E. 2021/1654 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1894
KARAR NO: 2021/1654
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2021
NUMARASI: 2019/657 Esas-2021/533 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin takibe dayanak gösterilen bonoda borçlu olarak gösterilen …A.Ş.’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu,şirketin tasfiye edildiğini, … ile … A.Ş. arasında 05.06.2015 tarihinde endüstriyel gaz temin sözleşmesi imzalanarak teslim alınacak emtianın karşılığı olarak 24.000- Avro bedelli teminat senedi verildiği, dört gün sonra senedin hatalı olarak düzenlendiği gerekçesiyle iptal edilip yeni bono imzalandığını, ticari ilişkinin 2016 yılına kadar devam ettiğini ve sözleşme nedeniyle herhangi bir borç/alacak kalmadığını, teminat olarak verilen senet defalarca istendiği halde iade edilmediğini, müteakiben … firmasının takip alacaklısı … firmasına devrolduğunu, davalının 30.07.2018 tarihinde icra takibi başlattığını, şirketin mal varlığına hiçbir talep yapılmadan, müvekkile ait araç üzerine haciz kaydı işlendiğini,bononun teminat olarak verildiğinin sözleşmede açık olduğunu,müvekkilinin borçlu olmadığını tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, … firması ile … arasındaki ticari ilişki nedeniyle 04.06.2015 düzenlenme tarihli 24.000-avro bedelli senet düzenlendiği ve davacının senede aval verdiğini, … firmasının müvekkili şirkete birleşme yoluyla devredildiğini, senet bedelinin ödenmemesi üzerine borçlu şirket ve davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacının bu senedin teminat senedi olduğu ididasıyla açtığı İstanbul 21. İcra Hukuk 2018/828 esas sayılı davanın reddine karar verildiğini, senet incelendiğinde sözleşmenin ekidir açıklaması olmadığını,davacının aval olması nedeniyle sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, bonoda senedin teminat amacıyla verildiğine dair bir kayıt bulunmadığı ve sözleşmede takibe konu bononun teminat olarak alındığına dair bir hüküm bulunmadığı, bonoda malen kaydı bulunduğu, davacının avalist olduğu, davacının aval veren olarak müteselsil olarak keşideci gibi borçtan sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili;sözleşmenin eki olan senedin imza tarihinden 4 gün sonra davalı tarafından senedin geçersiz olduğu iddiasıyla iptal edildiği yeniden doldurulan dava ve takibe konu senet üzerine teminat senedi yazılmadan teslim alındığını ancak önceki senedin iade edilmediğini, iptal edildiği söylenen teminat senedi ile takibe konu bonodaki yazı ve imzaların tamamen aynı olduğunun görüleceğini, teminat senedi düzenlenmesine neden olan sebebi/asıl borç ilişkisine sıkı sıkıya bağlı olduğu, bu ilişkiden bağımsız olarak ileri sürülemeyeceğini, teminat senetlerinde bonoda olduğu gibi mücerretlik ilkesinin söz konusu olmadığını,bononun hangi ilişkinin teminatı olduğunu açıklayan yazılı bir sözleşmenin mevcut olduğunu ve bononun kambiyo senedi vasfını taşımadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; teminat olarak verildiği ve anlaşmaya aykırı doldurulduğu ileri sürülerek bonoya dayal takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İst. 21. İcra Hukuk 2018/828 esas 2020/82 karar sayılı kararı ile ; “senette teminat senedi olduğuna dair ibare bulunmadığı,sözleşmede takibe konu senede atıf bulunmadığı ve alacaklının kabulü olmadığı,keşide tarihinin 09.06.2015 olduğu vadenin gösterilmediği ,görüldüğünde ödenecek bonolardan olduğu, 1 yıl içinde ibrazı gerektiği,09.06.2016 tarihine kadar ibrazı gerektiği, takip tarihinin 01.08.2018 olduğu ve 3 yıllık süre içinde takip yapıldığından,zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiş ,karar kesinleşmiştir. Vade tarihi zorunlu unsur olmadığından ,senedin kıymetli evrak niteliğini etkilememektedir. Kambiyo senedi niteliğinde olan bono, düzenlenmesine esas teşkil eden temel ilişkiden bağımsız, karşı edimin ödenmesi şartına bağlanamayan, kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi taahüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkisini ifade etmektedir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Ancak 6102 sayılı TTK’nın 702/2 maddesi uyarınca, aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da, aval verenin taahhüdü geçerli olup,aval veren tarafından şekle ait noksanlıklar dışında itirazda bulunulması mümkün değildir. Somut olayda da davacı aval veren olup, şekle ilişkin bir noksanlık da ileri sürülmediğine göre, davacının teminat senedi iddiasını ileri sürmesi olanaksızdır. Davacının senedin teminat olarak verildiği ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu yönündeki iddiaları dinlenemez.( Yargıtay 19.HD’nin 20/09/2017 tarihli 2016/11415 E., 2017/6074 K. sayılı kararı ) Aval veren müteselsil olarak keşideci gibi borçtan sorumlu olacağından ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararın da hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.11/11/2021