Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1845 E. 2021/1757 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1845
KARAR NO: 2021/1757
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2021
NUMARASI: 2021/169 Esas- 2021/456 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Tahkim ilk itirazının kabulü ile davanın usulden reddine yönelik kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili … A.Ş. ile ilgili olarak İstanbul 18.ATM’nin 01.03.2018 tarih 2014/990 E. 2018/188 K. Sayılı kararı ile iflas kararı verilip İst. … İflas Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile iflasın açıldığını, davanın iflas dosyasında verilen 18.01.2020 tarihli “tüm dava masraflarının (harç, yargılama gideri vb.) şirket hissedarı tarafından karşılanmak üzere ve masaya külfet getirmemek kaydı ile talepte belirtilen şartlar dahilinde TDİ A.Ş.’ne dava açılması yönünde yetki verilmesine,” yönelik verilen yetki kararı üzerine açıldığını, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 07.04.1997 tarih ve 97/13 sayılı kararına istinaden müflis şirket ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve … A.Ş. arasında 30.06.1997 tarihinde imzalanan “Ordu Limanı İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” ile 30 yıl süreyle işletmek üzere müflise devredildiğini,Beşiktaş … Noterliği’nin 28.11.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmenin haklı nedene dayalı olarak 16.12.2013 tarih itibarıyla fesh edilerek Limanın 16.12.2013 tarihinde düzenlenen tutanak ile yaklaşık 14 yıl önce erken tahliye edildiğini, Ordu Limanı/İskelesinin ayıplı olması ve hukuken ve fiilen işletilememesi nedeniyle müvekkilinin çok büyük gelir kaybına uğradığını, bu nedenlerle, HMK’nın 107. maddesi uyarınca zarar belirlendiği anda arttırılmak üzere şimdilik şirketin faaliyet karından mahrum kalmasından kaynaklanan 50.000-TL+10.000-USD alacaklarının işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin 233 sayılı KHK ile kurulduğunu, sermayesinin tamamı devlete ait 4046 sayılı yasa kapsamına (özelleştirme kapsamına) alındığını, davaya konu Ordu Limanının 4046 sayılı Kanun hükümleri kapsamında “İşletme Hakkı Devri yöntemiyle özelleştirilmesine karar verildiğini, T.C Başbakanlık ÖİB lığı tarafından ihaleye çıkıldığını, yapılan ihaleyi davacının kazandığını,davacı ile 30/06/1997 tarihinde Ordu Limanı işletmesi hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını ve Limanın 10/07/1997 tarihli protokol ile davacıya devredildiğini, devir sözleşmesinde tahkim şartı olduğunu , tahkim itirazında bulunduklarını, davanın reddine ,aksi halde davacı lehine kısmen de olsa tazminata hükmedilmesi durumunda davacının alacaklarının müvekkili alacaklarından takas ve mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında akdedilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 37. maddesinde: “Bu sözleşmenin uygulanmasından doğan her türlü ihtilafta taraflar öncelikle sulh yoluna gideceklerdir. İhtilafın taraflardan birinin diğerine yazılı olarak bildiriminin diğer tarafa tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde sulhen halledildiğine dair protokol tanzim olunmaması halinde tahkime gidilir…” şeklinde belirtildiği, tahkim itirazının ilk itiraz olduğu ve davalının süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesi ile tahkim ilk itirazında bulunduğu gerekçesiyle tahkim ilk itirazının kabulü nedeniyle göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davanın Ordu Limanı İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne bağlı bir ödeme talebi ile açılan bir dava olmadığını, ayrıca davalının cevap dilekçesinde bahse konu ettiği … AŞ ile ilgili olarak iflas kararının verildiğini, İstanbul 18. ATM’nin 2014/990 Esas sayılı dosyasına yapılan tahkim itirazlarına karşı davalının verdiği cevapların dava dosyası içinde bulunduğunu, davalı TDİ A.Ş’nin bugüne kadar İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nden kaynaklanan ihtilaflarda tahkim yoluna gitmediğini, ancak davalı olduğu bu dosyada tahkim şartı olduğunu yönündeki itirazında iyiniyetli olmadığını ve yasal koşullarının oluşmadığını, davalının tahkim itirazının hukuki mesnetten yoksun olduğunu belirterek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; … işletme devir sözleşmesinin süresinden evvel Limanın ayıplı bulunması nedeniyle sözleşmenin vaktinden evvel sona ermesi nedeniyle davacının uğradığı zararın tazminine ilişkindir.Davacı tarafça sözleşme haklı sebeble fesih yoluna gidildiği ileri sürerek uğradığı gelir kaybı talebine ilişkin olmakla uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklandığının kabulü gerekmektedir.Davacı tarafın aksi yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Tarafların sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamının veya bir kısmının çözümünü hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmalar tahkim sözleşmesi olarak adlandırılmakta olup yalnızca iki tarafın iradeleriyle tasarrufta bulunabilecekleri konularda tahkim sözleşmesi yapılabilir. İster bağımsız bir tahkim sözleşmesi şeklinde isterse bir tahkim şartı şeklinde yapılsın tahkim sözleşmesinin geçerliliği için aranan temel unsurlar geçerli bir tahkim iradesinin varlığı ve yazılı şekil şartıdır. Taraflar arasında akdedilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 37. maddesi “Bu sözleşmenin uygulanmasından doğan her türlü ihtilafta taraflar öncelikle sulh yoluna gideceklerdir. İhtilafın taraflardan birinin diğerine yazılı olarak bildiriminin diğer tarafa tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde sulhen halledildiğine dair protokol tanzim olunmaması halinde tahkime gidilir…” şeklindedir. Davacı davalının daha evvel tahkime başvurmadığını ,bu sebeble tahkim ilk itirazında bulunmasının hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Yazılı olan geçerli bir tahkim şartı mevcut olduğu ,tahkim itirazı ilk itiraz niteliğinde olup,davalı tarafından daha evvel mahkemede dava açılmış olması tahkim şartını hükümsüz kılmayacağı gibi tahkim ilk itirazının kötüniyetle yapıldığını da kabule yeterli bulunmamaktadır.Nitekim davacı tarafından Özelleştirme İdaresi Başkanlığına karşı açılan dava da tahkimde görülüp sonuçlandırılmıştır. Davalının süresinde yapılan tahkim ilk itirazının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021