Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1812 E. 2021/1752 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1812
KARAR NO: 2021/1752
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/07/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/444 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı … AŞ’nin hisselerinin toplam % 70 ine sahip olduklarını, şirketin hisselerinin % 30 unun ise aynı zamanda şirketin tek yönetim kurulu üyesi olan davalı …’ye ait olduğunu, davalının iş bu şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesiyken bu şirketle aynı faaliyet konusuyla iştigal eden yeni bir şirket olan davalı …ni kurduğunu ve …’nin bu şirketin tek ortağı ve temsil ilzama yetkili tek müdür olduğunu, davalı …’nin kötü niyetli olarak …t şirketinin içini boşaltmak amacıyla ticari işletmeyi yine kendisinin tek ortağı ve müdürü olduğu … Şirketine devretmek için noterden işletme devir sözleşmesi imzalandığı bilgisinin ulaştığını, noterden sözleşmenin celp edilmesini, %70 pay sahipleri olan müvekkillerinin ticari işletmenin devredilmesine onayı veya rızası olmadığını, genel kurul kararı olmaksızın yapılan ticari işletme devir sözleşmesinin kesin hükümsüz olduğunu, sözleşme tescil ve ilan edilmediğinden de geçersiz olduğunu, davalının şirkete ait taşınmaz üzerine kendi lehine haciz koydurarak şirketi zarara uğratma çabası içinde olduğunu, davalının Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuru yaparak … Şirketi’ne ait olan … Kursu’nu da … Şirketi’ne devretmek için başvuru yaptığını, şirkete ait internet sitesini ortadan kaldırmaya çalıştığını, davalının şirket hesabından kendi şahsi hesabına para transfer ettiğinin tespit edildiğini, bu nedenlerle … A.Ş.’nin ticari işletmesinin devrine ilişkin sözleşmenin hüküm doğurmasının işbu dava sonuçlanıncaya kadar önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve bu kapsamda … A.Ş.’ne ait herhangi bir hakkın devrine ilişkin herhangi bir işlem yapılmaması,Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı olan … Kursu’nun işbu dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesi, https://www…com/tr adresli websitesinin alan adının tedbiren devredilmemesine karar verilmesine, işletme devir sözleşmesi kesin hükümsüz olduğu için bu kesin hükümsüz sözleşmeye dayanılarak … A.Ş.’nin taşınmazlarının devrinin, kiralanmasının ve taşınmaz üzerinde üçüncü kişiler lehine ayni hak tesis edilmesinin … tescil numarasıyla tescilli “…” markasının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi adına, … tescil numarasıyla tescilli “…” markasının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve marka üzerinde herhangi bir işlem yapılmasının önlenmesi, … tescil numarasıyla tescilli … markasının devri için akdedilmiş marka devir sözleşmesinin ve … A.Ş. ticari işletmesinin devri için akdedilmiş ticari işletme devri sözleşmesinin kesin hükümsüz olduğunun tespit edilmesine,2015 01025 tescil numarasıyla tescilli “…” markasının devir işleminin terkinine,şirketin herhangi bir taşınmazı üçüncü bir kişiye devredilmişse, bu devir işleminin iptal edilmesine ve terkinine karar verilmesi yönünden tedbir talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın tespit davası olduğu ve davanın sonucuna yönelik tedbir kararı verilemeyeceği, kaldı ki söz konusu devir işlemlerinin de yapılmış ise henüz devir bedellerini bu aşamada belli olmadığı, taşınmazlar üzerinde tedbir kararı verilmesi yönünden taşınmazların dava konusu olmadığından tedbir kararı verilemeyeceği, devir işlemlerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin ticaret sicil dosyaları celp edilmeden anlaşılamayacağı, davacının HMK 390/3 maddesi uyarınca kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispata elverişli delillerini dosyaya sunmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili, davalı …’nin kötü niyetli olarak … Şirketinin içini boşaltmak amacıyla ticari işletmeyi yine kendisinin tek ortağı ve müdürü olduğu … Şirketi’ne devretmek için noterden işletme devri sözleşmesi imzalandığını, %70 pay sahipleri olan müvekkillerinin ticari işletmenin devrine onayı veya rızası olmadığını, genel kurul kararı olmaksızın yapılan ticari işletme devir sözleşmesinin kesin hükümsüz olduğunu, sözleşme tescil ve ilan edilmediğinden de geçersiz olduğunu, Kadıköy …Noterliğine yazılan müzekkere cevabı dahi beklenmeden yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği gerekçesiyle taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yine davalı …’nin şirket hesabından kendi şahsi hesabına 1270 XAU altın tutarında para transfer ettiği ile ilgili dekontun sunulduğunu, … markasının devrine ilişkin Türk Patent ve Marka Kayıtlarınında sunulduğunu, davalının Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuru yaparak … Şirketi’ne ait olan … Kursu’nu da … Şirketi’ne devretmek için başvuru yaptığını, devir işleminin tamamlanmasının önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ilk derece mahkemesince bu başvuruya ilişkin evrakların celp edilmesi gerektiğini, davalının internet sitesini de ortadan kaldırmaya çalışmakta olduğunu, hosting şirketi olan … Ltd.Şti.’ne müzekkere yazılarak …’nin internet sitesinin üzerinde değişiklik yapmak için iletişime geçip geçmediğinin sorulabileceğini, ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde müvekkilinin telafisi mümkün olmayacak zararlarının doğacağını, ara kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:H.M.K.’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Somut olayda iddia, savunma ve dosya kapsamında mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacılar davalı … şirketinin %70 hissedarı olduklarını ileri sürmüş iseler de davalının da %70 hissedarın kendisi olduğunu ileri sürdüğü,işletme devrinin hükümsüz olup olmadığının ancak deliller toplandığında anlaşılacağı ,ihtiyati tedbir kararının verildiği tarihdeki sunulan deliller ile ihtiyati tedbir talebinin kabul veya reddine karar verileceği ,ancak yargılama aşamalarında delil durumunda değişiklik olduğu takdirde ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebi vaki olduğunda değişen duruma göre yeniden değerlendirebileceği ,davacı iddialarının yaklaşık ispat düzeyinde kanıtlandığının kabulünün mümkün olmadığı, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı,yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı; delillerin takdirinde isabetsizlik görülmediğinden, ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar-ihtiyati tedbir talep edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/11/2021