Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/18 E. 2021/21 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/18
KARAR NO: 2021/21
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2020
NUMARASI: 2015/78 Esas-2020/290 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/01/2021
Davanın kısmen kabulüne yönelik hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin şirketin %99 hissesi iran asıllı … olan ve %1 hissesi de Temmuz 2013 tarihine kadar davalı …’e ait olduğunu, Temmuz 2013’den bu yana …’e ait %1’lik hissenin …’a devir olduğunu, davalı …’ün Temmuz 2013 tarihine kadar aynı zamanda şirketi temsile tek başına yetkili olduğunu,tek imza yetkisini kötüye kullandığını, müvekkilinin gerçekleştirdiği işlemler neticesinde faturaları kendi şirketi üzerinden göstererek ödemeleri kendi şirketi adına aldığını ve sahte faturalar düzenlediğini, bunun üzerine yapılan incelemede yeminli mali müşavirden rapor aldırıldığını, müvekkili şirketin uğradığı zararın 222.018-TL olduğunun tesbit edildiği ileri sürerek 222.018-TL’nin 01/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiş,davacı vekili 13/03/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle dava değerini 222.018-TL’den 290.000-TL’ye çıkartmıştır.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin çalıştığı sürede prim alacağı olarak 22.000- usd , ile 88.000-TL ayrıca alacaklı olduğunu,bu alacaklarını takas-mahsup ettiklerini, … firması ile ilgili 31.05.2013 tarihinde kesilmiş faturada tahrifat yapılmadığını, o tarihte kara para aklama suçlaması ile şirketteki tüm kayıt ve belgeler ve bilgisayarlara polisler tarafından el konulduğunu, ayrıca 22.05.2013 tarihinde müvekkilinin şirket müdürlüğü süresinin bittiğini, … firması ile alakalı 09.01.2013 tarihinde kesilen faturanın İtalya’ya giden tırlara ilgili olduğunu,tüm bağlantıların İran üzerinden kurulduğunu ancak ekonomik ambargo sebebiyle davacı firma aracılığı ile işlemlerin yapıldığını, … adına düzenlenen faturanın düzenlenme sebebinin, şirket sahibinin …’ya daha önce İran’ dan doğrudan gönderdiği bozuk malların yerine yeni mal verilmesi olduğunu belirterek davanın reddine ve karşı alacaklarının takas ve mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, … Ltd. Şti.’ne yapılan 2 adet fatura karşılığı 19.068,80.-TL’lik satış ile ilgili olarak, davalının tahsil ettiği 17.500-TL’lik tahsilat ile 30.04.2013 tarih … numaralı 50.000-usd’lik çek bedelinin davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına işlenmediğinin bilirkişi raporunda tespit edildiğini, davalı tarafın her ne kadar, her iki tahsilatı da davacı şirketten olan alacaklarına mahsuben yapıldığını iddia etse de, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarından davalının herhangi bir alacağına rastlanmadığı, davalının anılan bedellerden sorumlu olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 128.000- TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; İran Cumhuriyeti’ne karşı uygulanan ambargo gereği uluslararası ticaretin zorunlu kıldığı para ve sermaye transferindeki engeller dolayısıyla ticari ilişkilerin davacı firma aracılığıyla gerçekleştirildiği, davalının davacı şirketin n%1 hissedarı ve sorumlu müdürü olarak şirketi temsil ettiğini, para transferi sağlamak amacıyla zaman zaman dünyanın değişik yerlerinden şirket hesabına para aktarıldığı ve müvekkilinin imzasıyla çekilen bu paraların elden başka insanlara teslim edildiği de bizzat şirketin gerçek sahibi olan …’in bilgisi dahilinde gerçekleştiği müvekkilinin şirket müdürü ve ortağı olarak üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, ambargo sebebiyle ticari faaliyetlerin kayıt altına alınmadığını, bu kayıt dışılıktan faydalanılarak müvekkilinden davacı şirketin zarara uğradığından bahisle bu zararın tazmininin istenmesinin dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; limited şirket müdürü olarak görev yapan davalının şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup ;davalının ,davacı şirketin 28 nisan 2011 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanan ana sözleşmesi ile şirketin kuruluşundan itibaren 5 yıl süre ile şirketi münferiden yetkili şirket müdürü olarak atandığı anlaşılmaktadır. TTK nun 644.madde uyarınca şirket yöneticilerinin sorumlulukları hakkında anonim şirketin bu hususlara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK hükümleri arasında mülga TTK’nin 341. maddesi gibi açık bir düzenleme olmamakla birlikte 6102 sayılı TTK’nin 618/3-c maddesi ve 644. maddesi yollamasıyla 553. madde ve 408/1 ve 479/3-a maddelerindeki düzenlemeler karşısında limited şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için, şirket genel kurulunda karar alınması gereklidir.(Yargıtay 11.HD nin 2018/2242 esas ,2019/7531 karar sayılı ve 26.11.2019 tarihli ilamı) 6102 Sayılı T.T.K.’nın 618/3.c maddesi uyarınca yasada öngörülen nisapla alınmış bir genel kurul kararının bulunması sorumluluk davası bakımından dava şartıdır.Davacı şirket tarafından ortaklar kurulunca bu yönde alınmış bir karar alınıp sunulmadığından dava açma koşulu oluşmamış ise de bu husus yargılama aşamasında da tamamlanabilir. Bu durumda mahkemece öncelikle ortaklar kurulu tarafından bu yönde alınmış bir karar ibrazı için davacı tarafa mehil ve gerektiğinde kesin mehil verildikten sonra sonucuna göre bir hüküm tesisi gerekirken bu eksiklik giderilmeden davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Dava şartına ilişkin bu eksiklik re’sen incelenerek , giderilmek üzere verilen kararın esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2020 Tarih 2015/78 Esas 2020/290 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davalı tarafından yatırılan 2.208-TL istinaf harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.12/01/2021