Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/179 E. 2023/847 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/179
KARAR NO: 2023/847
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2020
NUMARASI: 2017/922 Esas 2020/419 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2023
Davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine kambiyo senedinden kaynaklanan 239.291-TL alacak için ihtiyati haciz kararı alındığını ve İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine 239.291-TL alacağın tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, takibe konu senedin lehdarının … A.Ş., keşidecisinin …Ltd. Şti., avalistlerin … ve müvekkili …, vade tarihinin 30/01/2017, keşide tarihinin 21/06/2013, senet bedelinin ise 350.000-TL olduğunu; ödeme emrine süresinde itiraz edilemediğini; takibe konu senetteki aval imzasının müvekkiline ait olmadığını; borç sebebiyle müvekkilinin taşınmazının satışa çıkartıldığını ileri sürerek, davaya konu icra takip dosyasındaki kambiyo senedindeki müvekkiline atfen atılan imzanın müvekkiline ait olmadığının tespitine, icra takibinin müvekkili yönünden iptaline ve davalının %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili bankadan kullanılan kredi sözleşmesini davacının da imzaladığını, davacının oğlunun dava dışı borçlu … Ltd. Şti.’nin gayriresmî ortağı olduğunu, diğer oğlu …’ın ise grup firması olan … Tic. Ltd. Şti.’nin eski resmi ortağı konumunda bulunduğunu, davacının her iki oğlunun da borçlu … Ltd. Şti. ile … firmasında yetkili pozisyonda ve diğer borçlular ile irtibatlı olduklarını; öğrendikleri kadarıyla davacı ile iki oğlunun şirketlerden kazandığı parayla taşınmaz alımı yaptıklarını, … Ltd. Şti.’nin bankadan kredi çekip ödememeye başladığını, bu kişilerin de alacaklılardan mal kaçırmak için üzerilerindeki taşınmazları devrettiklerini ve bu kişilerin muhtemelen suç işlemek amacıyla bir arada bulunduğunu belirterek, davanın reddi ile ve davalının %20+%10 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davaya konu icra takibine dayanak teşkil eden bonodaki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda konusunda uzman bilirkişiden alınmış rapora göre, bonodaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği ve icra takibinin durmasına yönelik bir ihtiyati tedbir kararı verilmemesi dikkate alındığında davalının icra inkar tazminat talebinin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, bilirkişi imza incelemesinin yeterli ve doğru olmadığını, bilirkişinin konusunda uzman olmadığını, bilirkişinin mukayeseli bir inceleme yapmadığını, imzalar arasında çıplak gözle bakıldığında dahi farkların tespit edilebildiğini; Adli Tıp Kurumundan veya konunun uzmanı bir bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiş olmalarına rağmen mahkemece bu hususta olumlu bir karar verilmediğini ve bu nedenlerle mahkemenin ret kararının hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Ulusal Kriminal Bürodan veya Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden imza incelemesi için rapor alınmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibine konu edilen bonodaki aval imzasının sahte olduğu iddiasına dayalı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Senede karşı mutlak defiler senede hamil olan herkese karşı ileri sürülebilir. Senedin hükümsüzlüğünü gerektiren defiler, senet ve eklentilerinden anlaşılsın anlaşılmasın bütün veya bir kısım sorunları bakımından hükümsüz sayılmasını gerektiren defilerdir. Kanunda öngörülüp açık bir hükümle düzenlenen bu durumların dışında gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir (Yargıtay HGK 2013/1746 Esas, 2015/896 Karar sayılı ve 04/03/2015 tarihli ilamı). İmza inkarına dayalı menfi tespit davasında imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü, takibe başlayarak imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. Mahkemece yöntemince yapılan grafolojik inceleme ile bonodaki davacıya atfedilen imzanın davacının eli ürünü olduğu tespit edilmiştir. Davalı-alacaklı vekili, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu ileri sürmüş ise de mahkemece bononun keşide tarihinden evvelki tarihleri taşıyan yeterli sayıda imza aslı toplanarak konusunda uzman grafolog bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmış, bonodaki aval imzasının davacıya ait olduğu tespit edilmiştir. Takibe konu bonoda avalist olan davacının imzasının kendisine ait olduğu belirlendiğine göre, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.25/05/2023