Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/177 E. 2021/127 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/177
KARAR NO: 2021/127
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI: 2020/560 Esas-2020/568 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2021
İlk derece mahkemesince verilen göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından davanın usulden reddine ilişkin hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkil ile davalı şirket arasında 28.12.2010 tanzim tarihli ve alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi başlığını taşıyan belgeye göre müvekkilin … nezdinde bulunan … numaralı kar ve zarar katılım akdi, cari hesaplar ve hesapların eklerinde bulunan 3.633-usd’yi ferileriyle birlikte 3.633- usd karşılığında davalı şirkete temlik ettiğini, İşbu sözleşmeye göre davalı şirketin temlik bedeli olan 3.633-usd’yi 28.12.2012 tarihinde ödemesi kararlaştırıldığını, bahsi geçen temlik sözleşmesi gereğince 28.12.2012 tarihinde yapılması gereken ödemenin bugüne kadar yapılmadığını, müvekkilin ödeme yapılması konusunda ki talep ve çabalarının sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine müvekkil tarafından davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip yolu ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak takip kapsamında gönderilen ödeme emrine itiraz edildiğini, davalı tarafın itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazda davacı müvekkile hiçbir borcunun olmadığını, takibe, ödeme emrine, borcun tamamına, işlemiş faize ve diğer ferilerine talep edilen faiz oranına itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, yapılan itirazda borcun ödendiği belirtilmediği gibi, bu yönde ispatlayıcı bir belge de sunulmadığını ileri sürerek İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan itirazın iptaline, yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava konusu alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesine dayalı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkin olup eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunun kabul edilebilmesi için uyuşmazlık konusu kapsamında her iki tarafın tacir olması ve yine işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olmasının zorunlu olduğunu, davalının tacir olmadığı, dolayısı ile ticari işletmesinin de bulunmadığı ve bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı, somut olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığının kuşkusuz olduğu, genel görevli mahkeme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 E. 2019/328 Karar sayılı ilamının somut olayda görevli mahkemeyi belirlediği gözetildiğin de mahkemenin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine, dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; ihtilaf konusu sözleşme ve bu sözleşmenin ifası tacir olan müvekkilinin ticari işletmesi ile ilgili olup, ticari iş niteliğinde olduğunu, bu çerçevede; TTK.’nın 19. maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan bir sözleşmenin diğer taraf için de ticari iş sayılacağını, bu uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin TTK.’nın 4. ve 5. maddeleri gereğince ticaret mahkemesi olduğunu, TTK.’nın 4/1-f maddesinde bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç paraya ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava sayılacağının belirtildiğini, dava konusu uyuşmazlığın dava dışı Tasfiye Halinde … Anonim Şirketi nezdindeki davacı hesabının müvekkili şirkete temlikine ilişkin sözleşmeden doğduğunu, dolayısıyla dava konusu işin niteliği itibariyle T.T.K..’nun 4/1-f bendi kapsamında kaldığını ve davada ticaret mahkemelerinin görevi dahilinde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve asliye ticaret mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava; taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 sayılı T.T.K.’nun 3. maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu belirtilmiş, aynı kanunun 4. maddesinde ise ticari dava ve işler sayılmıştır.Davacılar ile davalı şirket arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesi bağımsız mahiyette bir sözleşmedir ve taraflar açısından kendi başına hüküm ifade eder. Davacılar anılan sözleşmeye dayanarak sözleşmenin karşı tarafı olan davalı aleyhine icra takibinde bulunmuş ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açmıştır. Davacıların temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki … A.Ş. bu davada taraf değildir. Eldeki dava TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacıların tacir olmadıkları da gözetildiğinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili değildir. Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil 6100 sayılı H.M.K.’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesidir. (HGK’nun 2017/11-2630 esas,2019/328 karar sayılı ve 21/03/2019 tarihli emsal ilamı aynı yöndedir.) Konuya ilişkin olmak üzere Yargıtay Hukuk Daireleri arasında çelişkili kararlar mevcut olduğu bir gerçektir. Ancak Dairemizce de benimsenen yukarıda açıklanan hukuki görüş ve bu görüşü destekleyen HGK kararı gözetildiğinde, İlk Derece Mahkemesi’nin, davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine ilişkin hükmü usul ve kanuna uygun olup, davalı vekilin istinaf sebebi yerinde olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 02/02/2021