Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1765 E. 2021/1539 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1765
KARAR NO: 2021/1539
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/05/2021
NUMARASI: 2020/2 Esas – 2021/502 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili; … A.Ş.’nin 24/12/2019 tarihli genel kurulunda yeni yönetim kurulunun seçildiğini ve bazı kararların genel kurulun onayına sunulduğunu, bu kararlara karşı genel kurul toplantı tutanağına müvekkillerince muhalefet şerhleri işlendiğini, kararların Türk Ticaret Kanunu anlamında batıl olduğunu, çoğunluk hissedarınca azınlık haklarının hiçe sayıldığını ileri sürerek bahse konu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacıların iptalini dava ettikleri 4, 5, 6, 9 ve 10 nolu genel kurul kararlarıyla ilgili müzakerelerde, oylama yapılmadan önce olumsuz oy kullanacaklarını beyan etmiş olsalar da, genel kurul tutanağına geçirilmiş bir muhalefet şerhinin bulunmadığını, usulüne uygun bir şekilde muhalefet bulunmadığından TTK md 446/1 (a) hükmüne göre genel kurul kararlarının iptalinin istenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafından iptal davası açabilmeye ilişkin TTK md. 446’da anılan toplantıya katılma halinde muhalif kalma ve muhalefeti zapta geçirtme ve iptal davasını genel kurul kararından itibaren 3 ay içerisinde açma koşulunun yerine getirildiği, iptali talep edilen her bir kararın kanuna, esas sözleşmeye veya afaki iyi niyet kurallarına aykırılık bakımından şirketin mali tablolarının ve kayıtlarının incelenmesinin zorunluluk arz etmesi sebebiyle bilirkişi incelemesine karar verildiği, ancak ihtarlı ara karara rağmen davacı tarafın bilirkişi ücretini yatırmadığı, bu nedenle bilirkişi incelemesi yapılamadığı, dosya kapsamı itibariyle davacının haklılığı anlaşılamadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 04/02/2021 tarihli ara karar doğrultusunda bilirkişi ücretinin taraflarınca 1000-TL olarak anlaşıldığını ve 15/02/2021 tarihinde bilirkişi ücretinin 1000-TL olarak yatırıldığını, bu hatanın bilirkişi ücretinin ara kararda açık bir şekilde belirtilmemesinden kaynaklandığını, Ayrıca bilirkişi ücretinin bir kısmının yatırılmasına rağmen mahkemece bilirkişi ücretinin hiç yatırılmaması sebebiyle reddinin de hatalı olduğunu, Dosyadaki delillerin haklılıklarını ispata el verişli olduğu halde mahkemece bu delillerin değerlendirilmediğini, bahse konu genel kurul kararlarının iptali için bilirkişi incelemesi gerekmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı şirketin 24/12/2019 tarihinde yapılan 2015-2016-2017 ve 2018 yıllarına ait Genel Kurul Toplantısı’nda alınan 4, 5, 6, 9 ve 10 nolu kararların ana sözleşmeye, kanuna ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğunun tespiti ve ayrı ayrı iptalini talep etmiştir. Mahkemece, 01/10/2020 ve 04/02/2021 tarihli oturumlarda bilirkişi incelemesi yapılmasına yönelik tesis edilen ara karar uyarınca bilirkişi ücretinin yatırılması için davacı vekiline kesin süre verilmiş, davacının kesin süre içinde bilirkişi ücreti yatırmaması nedeniyle dosyanın mevcut hali ile yapılan değerlendirme sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece “Her bir bilirkişi için 1.000-TL ücret takdirine, buna göre eksik kalan bilirkişi ücretinin davacı tarafça 2 haftalık kesin süre içerisinde mahkememiz dosyasına yatırmasının istenmesine, yatırılmadığı takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ve dosya kapsamı itibariyle karar verileceğinin ihtarına,” şeklinde ara karar tesis edilmiş ise de bilirkişi incelemesi yaptırılması için gerekli olduğu belirtilerek davacı tarafça yatırılması istenen avans, delil avansı niteliğindedir. Dava açılırken, davacı tarafça dosyaya 440 TL avans yatırıldığı görülmektedir. Delil avansı niteliğinde olan bilirkişi ücreti için, dosyada bulunan avans miktarı gözönünde bulundurularak eksik kalan miktar ara kararda açıkça belirtilmek suretiyle borçlu tarafa süre verilmesi, eksikliğin bu şekilde giderilmesi gerekirken eksik kalan avans miktarı açıkça gösterilmeksizin davacı tarafa süre verilerek sonuca gidilmesi doğru değildir. Bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı görüldüğünden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353(1)a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/2 Esas – 2021/502 Karar sayılı ve 27/05/2021 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/10/2021