Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1759 E. 2021/1709 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1759
KARAR NO: 2021/1709
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2021
NUMARASI: 2021/337 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
İhtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, … şirketinin aile şirketi olduğunu, pay sahiplerinin, mahcur …, kızı davacı …, oğlu …, oğlu … ve küçük kızı … ile mahcurun erkek kardeşi … olduğunu, şirkette %16 oranında pay sahibi olan mahcurun 2016 yılından beri alzheimer ve demans nedeniyle tedavi gördüğünü, nitekim, süre gelen sağlık durumu nedeniyle İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/813 Esas sayılı dosyasında vasi tayin edildiğini, böylece …’nun mümeyyiz olmadığının mahkeme kararıyla da sabit hale geldiğini, 25/12/2020 tarihli şirket genel kurul toplantısında … tarafından geçersiz vekalet ile temsil edildiğini,mahcur adına noterde düzenlenen vekaletnamenin doktor raporu eksikliği nedeniyle geçerli olmadığı hususunun müvekkilinin talebi ile toplantı tutanağına da geçirildiğini, değişen şirket yönetim kurulunun göreve başladığı tarihten bu yana şirket varlıklarını elden çıkararak, şirketin zararına neden olduğunu,bir kısım pay sahiplerinin tüm çabalarına rağmen, şirketin önemli varlıklarından biri olan Ferizli Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan parsellerin elden çıkarılmasına yönelik işlemler yürütüldüğünü, nitekim bu minvalde alınan yönetim kurulu kararlarının iptali için ikame edilen davaların derdest olduğunu, geçersiz vekaletnameye dayanılarak alınan genel kurul kararlarının butlanla malul olduğunu, butlanla malul genel kurul kararlarının yürütülmesinin geriye bırakılması gerektiğini beyanla TTK’nın 447. maddesi uyarınca 25/12/2020 tarihli 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yürütülmesinin geriye bırakılması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, söz konusu iddialarının yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada sunulan deliller kapsamında genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmemesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı yönünde kanaat hasıl olmadığı gerekçesiyle şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; taşınmazların devrine ilişkin yönetim kurulu kararlarının iptali için açılan davaların derdest olduğunu,davalı şirketin elden çıkarma işlemine engel olamadığını, bu minvalde alınan her hukuksuz karara karşı ayrı ayrı yargı yoluna başvurmanın adli sistem üzerinde yük oluşturacağını, genel kurul kararının usulüne uygunmuşçasına uygulamaya devam edilmesinin hukuk ve işlem güvenliği açısından ne denli zedeleyici olduğunun ortada olduğunu, TTK’nın 449. maddesinde genel kurur kararı aleyhine iptal ve butlan davası açıldığı takdirde mahkemenin YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra kararın yürütülmesinin geriye bırakılmasına karar verebileceğinin düzenlendiğini belirterek ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın kaldırılmasını, dava sonuçlanıncaya kadar kararların yürütülmesinin geriye bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı vekili tarafından kısıtlı ortak adına genel kurulda kullanılan geçersiz vekaletnameye dayalı alınan kararların icrasına devam edildiğini, genel kurulda geçersiz vekalete dayanılarak mahcurun iradesine aykırı oy kullanıldığı ileri sürüldüğü; şirketin yönetim kurulunun değiştirildiği, Ferizli Organize Sanayi Bölgesindeki parsellerin elden çıkarıldığı, her hukuksuz karara karşı ayrı ayrı dava etmenin güçlük teşkil ettiği, mahkemece verilen ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, şirketin 25.12.2020 tarihli ertelenen genel kurulda alınan kararlarının kısmen durdurulmasını talep etmektedir.
HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” Davaya konu, genel kurulda genel kuruldan evvel verilen vekaletname ile YK Başkanı tarafından temsil edilmiş olup ,genel kurulda kullanılan oyun kısıtlının iradesine aykırı olduğunu ileri sürülmüş ise de bu hususun tesbiti yargılama sonunda yapılabilecektir. Vesayet davası genel kurul tarihinden sonra açılmıştır. Ertelenen toplantıda alınan kararlar bilançonun tasdiki, YKnun ibrası, yeni yönetim kurulu seçimine ilişkin kararlar oy çokluğu ile ,diğer huzur hakkına , rekabet yasağının kaldırılmasına ilişkin kararlar ise davacının da olumlu oyu ile oybirliğiyle alınmıştır. Gayrımenkul satışına ilişkin alınan kararlara yönelik iptal davalarının da derdest olduğu beyan edilmiştir. Alınan kararların icrasının durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmediği takdirde ciddi bir zararın doğacağı konusunda yargılamanın bu aşamasında duraksama olmadan delil değerlendirilmesi yapılamamaktadır.Yapılacak tahkikatın sonunda belirlenecek hukuki duruma göre hüküm verildiğinde verilen karar sonucuna göre kararların etkisi geçmişe yönelik ortadan kaldırılabilecektir. Somut uyuşmazlıkda HMK 389.madde koşullarının olmadığı görülmektedir. İhtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararında delillerin takdirinde isabetsizlik görülmediğinden, istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.18/11/2021