Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/174 E. 2023/1526 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/174
KARAR NO: 2023/1526
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/09/2020
NUMARASI: 2016/888 Esas – 2020/433 Karar
ASIL VE KARŞI DAVA: Limited Şirket Müdürlüğünden Azil
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Asıl davanın reddine ve karşı davanın kabulüne ilişkin kararın, asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin ve davalının … Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin %50’şer hisse ile ortak ve şirketi münferiden temsile ve imzaya yetkili müdürleri olduğunu; davalının dava dışı şirkete ait olan bir takım ürünleri … San. ve Tic. Ltd. Şti. adına … A.Ş.’ye sattığını, bu satışın teklif mektubunun söz konusu şirket üzerinden kendi imzasıyla … Ltd. Şti. uzantılı e-posta adresinden gönderdiğini, böylece davalının dava dışı şirketin itibarını ve tanınmışlığını kullandığını, müdürlük yetkilerini kötüye kullanmak suretiyle söz konusu işten elde ettiği kazancı kendi uhdesine geçirerek hem müvekkilini hem de dava dışı şirketi zarara uğrattığını, müvekkilinin bu işten haberi olmadığı gibi onayının da alınmadığını ve davalının bu eyleminin güven ilişkisini zedelediğini ileri sürerek, davalının … Ltd. Şti. müdürlüğünden azledilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVAYA CEVAP: Davalı vekili, … Ltd. Şti.’nin davacı ve müvekkilinin kız kardeşi tarafından 2006’da kurulduğunu, müvekkilinin kuruluştan beri şirkette çalıştığını, 2010’da müvekkilinin kız kardeşinden hisselerini devraldığını, tarafların %50’şer hisse ile ortak olduklarını; şirkette 2014’te yapılan iş bölümüne göre müvekkilinin tahribatlı muayene ürün grubunu, davacının da tahribatsız ürün grubunu yönettiğini ancak davacının bu görüşten saparak şirket içinde ikili bir yapının oluşmasına sebep olduğunu, 15-16 aydır tarafların arasındaki ilişkinin sona erdiğini; … A.Ş.’ye 2014 yılında satış yapıldığını, 2012’den beri de … A.Ş.’ye tekliflerin sürekli olarak şirketin proje bazlı bayi olarak çalıştığı … Ltd. Şti. üzerinden de verildiğini, hatta davacının da aynı yöntemle teklifler verip satışlar yaptığını, Nisan 2016’da … Ltd. Şti. üzerinden teklifte bulunulduğunu, bunun sebebinin ihale ve teslim prosedürlerini bayi gibi bir aracıyla yapmak, rakip firmalarda ihaleye girilmediği yönünde izlenim yaratarak bilmediği bir şirket karşısında dip fiyattan teklif vermesini önlemek ve kendilerinin vereceği fiyatı tespit edebilmesinin önlenmesi olduğunu, o dönemde müvekkili ile davacı arasında karşılıklı olarak iletişim bulunmadığından bu hususta davacıya bilgi verilemedeğini ancak aynı şekilde davacının da müvekkiline bilgi vermeden ihaleye girdiğini; şirket e-posta adresinden teklif gönderilmesi nedeninin cihazların … Ltd. Şti. bayiliği ile ilişkilendirmek olduğunu, zaten ihalenin başka bir şirket tarafından alındığını; davacının şirkette ilgilendiği tahribatsız muayene ürünleri ile bunlara ait sarf malzemelerinin …’ye satışının davacı tarafından gerçekleştirildiğini, …’nin … Ltd. Şti. ile rekabet içinde olan bir firma olmadığını ve müvekkilinin … Ltd. Şti. haricinde başka firmalarla fuarlara katılmadığını belirterek, asıl davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
KARŞI DAVA: Davalı karşı davacı vekili; 2015 yılı mart-nisan döneminden sonra karşı davalının müvekkiline selam vermemeye başladığını, amacının şirketteki ahengi bozmak olduğunu; … Ltd. Şti. aleyhine işlem yapan ve şirketi zarara sokan kişinin asıl karşı davalı olduğunu, şirkette müvekkilinin sorumluluğundaki tahribatlı muayene ürün grubu için müşteriye sunulan teklif istek bilgisini karşı davalının müvekkilinden sakladığını ve fiyatları kendi belirleyeceğini, bunların karşı davalının tahribatsız muayene ürün grubu müdürü …’yla yaptıkları sunulan iç yazışmalardan ve şirketin hedef müşterisi olan … firmasından yine şirket çalışanı …’a gelen e-postalardan görüleceğini; karşı davalının kendisine ve birlikte çalıştığı kişilerin hesaplarına, şirket hesaplarından normal maaşlar haricinde 799.348,58-TL ekstra maaş çıkışları yaptığını, bu işlemler için müvekkilinin onayının alınmadığını; karşı davalının 10/05/2016’da kendi adına … Hizmetleri A.Ş. isimli yeni bir şirket kurduğunu, kendi müşterilerine … Ltd. Şti.’ye verilen siparişlerin bu firma üzerinden satışını yaptığını, müvekkilinin bundan haberdar edilmediğini, şirketin … Ld. Şti.’ye karşı rakip olarak kurulduğunu, unvan ve logosunun iltibas oluşturacak şekilde seçildiğini, logoların neredeyse bire bir aynı olduğunu, böylece şirket müşterilerinin oraya aktarıldığını, internet adresinin “www…com” olup “www…com.tr” olan … Ltd. Şti.’nin adresiyle aynı olduğunu; karşı davalının hem kendisinin hem de şirketin onun sorumluluğu altındaki tahribatsız muayene grubundaki çalışanlarının maaş ve sosyal haklarını … Ltd. Şti.’den almalarına rağmen müşterilerin …’ye yönlendirildiğini ve satışların o şirket adına yapıldığını, … Ltd. Şti.’nin zarara uğratıldığını, buna ilişkin teklif örneklerinin sunulduğunu; bazı müşterilerin … Ltd. Şti. adına sipariş açıp faturanın … tarafından kesildiğini; müvekkilinin bilgisi dışında şirketin ithalatını yaptığı ürünlerin maliyetine …’ye satıldığını, bu konuda karşı davalının şirket mali müşaviri … ile işbirliği yaptığını, çalışanların bu şekilde şirkete ihanet ettiğini, karşı davalının bu eylemleriyle şirketin müşteri kaybetmesine ve zarar etmesine sebep olduğunu ileri sürerek, karşı davalı …’ın … Dış Tic. Ltd. Şti.’deki şirketi münferit temsil ve imza yetkisinden azledilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP: Dava dışı şirketin eşit hisseli 2 ortağı olan tarafların süreç içinde aralarında şahsi ve idari konularda problemler oluştuğunu, bunun üzerine müvekkilinin işbu davayı ve İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2016/899 E. Dosyasında da ortaklıktan çıkarma davası açtığını; … ile … unvanları arasında iltibasa yol açacak şekilde benzerlik olmadığını; … merkezinden şirketin demirbaş ve stoklarının götürülme iddiasının doğru olmadığını; sahte olarak düzenlendiği iddia edilen sözleşme aslının karşı dava davacısı tarafından savcılığa sunulduğunu bunun da o sözleşmenin sonradan düzenlendiğini gösterdiğini; karşı dava dilekçesinde belirtilen …, … ve …’ın şirketin emektar çalışanları olduklarını, karşı davacının şirkette kendi grubunu kurduğunu ve adı geçenlere tarafsız tutum sergiledikleri için mobbing uyguladığını; … ve … adlı çalışanların müvekkilinin talimatına rağmen şirketin stok bilgilerini vermediklerinden iş akitlerinin feshedildiğini, adı geçenler hakkında için savcılığa şikayette bulunulduğunu ve maddi-manevi tazminat davası açıldığını; …’e ait araçların müvekkilin yedinde bulunduğunu, şirketin ortağı ve müdürü olması sebebiyle araçlar üzerinde kullanım hakkına sahip olduğunu; müvekkilinin … Elektroniğin müşterilerini kazanmaya çalıştığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve çalışan …’ın müvekkilinden habersiz yaptığı bu tür telefonla aramaları öğrendiğinde iş akdini sonlandırdığını; karşı dava davacısının, müvekkilinin … Bankasındaki şirket hesaplarına erişimini engellediğini; şirketin kiracı olarak bulunduğu taşınmaz kira bedelinin olması gerekenden daha fazla olduğu kanaatine varan müvekkilinin kira sözleşmesini feshettiğini; … firmasından alınmış çeklerin davalı-karşı dava davacısına teslim edilmediğinin doğru olduğunu ancak protokol kapsamında …’nin … Bankası hesabına yaptığı ödemelerinin karşı davacı tarafından … Bankası hesabına aktarıldığını, müvekkilinin de o hesaba erişimi engellendiğinden müvekkilinin çekleri karşı davacıya vermediğini, ciro ederek şirketin vekili olarak kendisine verildiğini ve tarafınca tahsil edileceğini; karşı davacının müvekkilinin harcamalarından bahsettiğini fakat müvekkilinin … Bankası hesaplarına erişiminin engellenmesiyle yönetimdeki yapılan şaibeli işlerin de müvekkilden gizlendiğini, karşı davacının stoktaki malları faturasız bir şekilde satıp haksız gelir elde ettiğini, asıl karşı davacının kendi kurduğu kadrosuna huzur hakkı ve ikramiye adı altında gereksiz fahiş ücretler ödemekte olduğunu, karşı davacının şirketin içini boşalttığını, müvekkilinin yaptığı harcamaların bunların yanında çok düşük kaldığını; şirketin mali müşaviri olan …’ın iş akdinin haksız bir şekilde karşı davacı tarafından feshedildiğini, kendi menfaatlerini koruyan bir mali müşavirin istihdam edildiğini, …’ye yapılan 24.000-TL ödemenin onun işçi hakediş-tazminat ödemesi olduğunu; yukarıda belirtildiği şekilde karşı davacının iddialarının asılsız olduğunu, şirketi zarar eder ve işleri de içinden çıkılamaz hale getirdiğini ve şirketin bu şekilde yönetilmeye devam etmesi halinde iflasının kaçınılmaz hale geleceğini ve şirket ortakları arasındaki hukuki ihtilaflar çözülünceye kadar şirkete kayyum atanmasını talep ettiklerini belirterek, karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, asıl dava yönünden davacının iddia ettiği hususlarn ispatına yönelik olarak delil sunulmadığı, davalı-karşı davacının dava dışı … Ltd. Şti. ile bir bağı olduğu ve yine tarafların ortak olduğu şirketin ürünleri ile ilgili …’a satış yaptıkları yönündeki iddiasını ispat eder bir delil sunamadığı, oysa asıl dava davacısının tarafların ortak olduğu şirketi ile aynı faaliyet alanında olan dava dışı … firmasını münferiden yetkili yönetim kurulu başkanı olarak ve tarafların ortak olduğu şirketin faaliyet adresinde kurduğu, bu şirketin faaliyetleri kapsamında tarafların ortak olduğu … Ltd. Şti.’nin 383.779,28-TL kârdan mahrum kaldığı, asıl dava davacısının kurduğu … firmasına tarafların ortak olduğu şirketten ürün satışı yaptığı, tarafların ortak olduğu şirkete karşı kamu ihalesine girmek suretiyle rekabette bulunmama yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, bununla birlikte asıl dava davacısının yeni kurduğu şirket e-posta adresinden başka firmalara gönderilen e-postalar ile tarafların ortak olduğu şirketin faaliyetin sonlandırıldığı anlamına gelebilecek ifadeleri kullandığı, asıl dava davacısının bu eylemleri ile tarafların ortak olduğu şirketi zarara uğrattığı, bu itibarla davacı-karşı davalının TTK’nın 614. ve 626. maddelerinde yazılı rekabet etmeme ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, bu eylemlerin TTK m.630/2 uyarınca davacı karşı davalının ortak olduğu şirketteki yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması ve sınırlandırılması için TTK m.630/3 gereği haklı neden oluşturduğu ve asıl davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, karşı dava davalısı …’ın (…) sicil numarasında kayıtlı … Ltd. Şti.’yi münferit temsil ve imza yetkisinin TTK m.630/2 uyarınca haklı sebeple kaldırılmasına, tarafların ortak oldukları dava konusu şirkete denetim kayyımı atanması da gözetilerek kayyımın görev ve yetkilerinin hüküm kesinleşinceye kadar devamına, davacının tedbir talebinin kabulüne, karar kesinleşinceye kadar karşı dava davalısı …’ın söz konusu şirketteki müdürlük ve temsil yetkisinin tedbiren kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-karşı davalı vekili; bilirkişiler tarafından yerinde yapılan inceleme zamanı bildirilmediğinden incelemenin sadece davalının katılımıyla yapıldığını, bilirkişilerin davalının geriye yönelik sahte fatura düzenlemesi hususunda yeterli inceleme yapmadıklarını ve davalının iddiaları üzerinden rapor oluşturduklarını; bilirkişi raporunda, müvekkilinin rekabet yasağına aykırı olacak şekilde ihaleye girdiğinden bahsedilmişse de, ihale kararına bakıldığında …’nin ve … Ltd. Şti.’nin geçersiz teklif verdiğinin görüleceğini; geçersiz tekliflerin verilme amacının diğer isteklilerin teklifini görmek olduğunu, ihale bedelinin … Ltd. Şti.’nin karşılayamayacağı boyutta olduğunu,davalının sırf bu durumu mahkemede ileri sürmek için teklif verdiğini, müvekkilinin ihale tarihinde …’nin ortağı olmadığını, bilirkişinin bu hususa hiç değinmediğini; davalının, müvekkiline geçmişe dönük kesilerek borçlandırıldığı sahte faturaların 2016 yılına ait olduğunu,faturaların matbaadan davalıya 21/01/2017’de teslim edildiğini, İst.Anadolu 7. ATM’nin 2018/1016 E. sayılı menfi tespit davasında alınan bilirkişi raporunda müvekkiline kesilen faturalardaki ürünlerin aslında şirket stoklarına dahi girmediğinin belirlendiğini, davalının bu eyleminin suç teşkil ettiğini, söz konusu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini; müvekkilini işçisi …’nin bir takım beyanları bilirkişi raporunda dayanak gösterilmişse de müvekkilinin adı geçenin eylemlerini öğrendiğinde iş ilişkisini feshettiğini, davalının çalışanlar … ve …’a mobing uygulandığını; … Ltd. Şti. ile … arasındaki faturalardan … Ltd. Şti.’nin zarar etmediğini tam tersine piyasa üzerinde kâr ettiğini, bütün fiyatları bilmesine rağmen davalının işbu davaya kadar hiç bir itiraz sunmadığını, davalının her işlemde onayının bulunduğunu, zira ortaklar kurulu kararını onun da imzaladığını; bilirkişi raporunda, kayyum raporlarında görülen davalının yüklü miktarda çektiği paradan bahsedilmediğini, bu hususta bir ortaklar kurulu kararı olmadığını; tanık …’un ifadesinde de belirttiği gibi davalının … Ltd. Şti.’ye rekabet ederek tanığın firması üzerinden ihaleye girdiğinin sabit olduğunu ve kayyum raporlarında net olarak görülen müvekkilinin onayı olmayan davalı tarafından başka faturaların da kesilmiş olmasına rağmen bilirkişinin bu konulara hiç değinmediğini belirterek,kararın kaldırılarak müvekkili hakkındaki karşı davanın reddine ,asıl davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve karşı dava, TTK’nın 630. Maddesine dayalı açılan münferit yetkili şirket müdürlerinin yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılmasına ilişkindir. Davacı ve karşı davacı … Ltd. Şti.’nin %50 hissesine sahip ortakları ve münferit yetkili şirket müdürleridir. TTK’nın 630. maddesi uyarınca her bir ortağın, haklı sebeplerin varlığı hainde yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği, yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülükleri ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için bulunması gereken yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olacağı düzenlenmiştir. Asıl davada davacı taraf, davalının … Ltd. Şti.’ye ait olan bir takım ürünlerin dava dışı … Ltd. Şti. adına … A.Ş.’ye sattığını, bu şatışa ilişkin teklif mektubunun adı geçen şirket üzerinden … Ltd. Şti. uzantılı e-posta adresinden gönderildiğini, davalının müdürlük yetkilerini kötüye kullanarak belirtilen işten elde ettiği kazancı uhdesine geçirerek hem müvekkilini hem de müşterek şirketi zarara uğrattığını, müvekkilinin bu işten haberi olmadığını ve güven ilişkisini zedelediğini ileri sürmüştür.İhale makamı …A.Ş.’den gelen cevabi yazıda iddiaya konu ihalenin başka şirket tarafından alındığının belirtilmesi karşısında … Ltd. Şti. üzerinden … A.Ş.’ye satış yapıldığı ve satıştan edinilen kazanımın da asıl davada davalının uhdesinde kaldığı hususu kanıtlanamamıştır.Asıl davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır. Asıl dava 03/08/2016,karşı dava 18/08/2016 tarihinde açılmıştır. Tarafların eşit payla ortak oldukları … Ltd. Şti.’nin ana sözleşmesi 23/06/2006’da tescil edilmiş, davalı-karşı davacı 03/04/2010 tarihi itibariyle hisse devri ile ortak olmuştur. Davacı-karşı davalı … ana sözleşmenin 9. maddesinde ilk 10 yıl için şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmış,20/06/2016 tarihli kararla, 10 yıl daha yeniden münferit imzaya yetkili müdür seçilmiştir.Davalı-karşı davacı … de 03/03/2014 tarihli kararla şirket müdürü ve münferit imzayla şirketi temsil ve ilzama yetkili seçilmiştir.Şirketin faaliyet kolunu gösteren Nace kodu ise “46.52.02 (Rev.2) – Elektronik cihaz ve parçalarının toptan ticaretidir. Ana sözleşmenin 3. Maddesinde şirketin amacı ve konusu düzenlenmiş, 18 bent halinde de bulunabileceği faaliyetler yazılmıştır. Ticaret sicil kaydına göre şirketin adresi, “… Mah. … Sok. No: … Kadıköy/ İstanbul”dur. Davacı-karşı dava davalısı, asıl ve karşı dava tarihinden önce 10/05/2016’da tek ortağı ve münferit yetkili olduğu … A.Ş.’yi kurmuştur. Şirketin Nace kodu ise “46.52.02 (Rev.2) – Elektronik cihaz ve parçalarının toptan ticaretidir.Ana sözleşmenin 3. maddesinde amacı ve konusu 18 bent halinde düzenlenmiş, 10 bent halinde de bulunabileceği faaliyetler yazılmıştır.Şirketin faaliyetlere bakıldığında, … Ltd. Şti. ile … A.Ş.’nin çok benzer olduğu, hatta bazı kısımlarının aynı olduğu anlaşılmıştır. Şirket adresi, … Ltd. Şti.’nin adresi olan “… Mah. … Sok. No:… Kadıköy/ İst” adresidir. Adres 19/10/2016 tarihinde Ataşehir/İstanbul olarak değiştirilmiştir. Yani … A.Ş. Kuruluş tarihi olan 10/05/2016-19/10/2016 tarihleri arasında, tarafların müştereken ortak olduğu şirketin adresinde faaliyet göstermiştir. Bilirkişi raporunda; tarafların münferit yetkilisi oldukları şirketten aylık 10.000-TL ücret aldıkları,ancak davacı-karşı dava davalısına söz konusu ücret dışında Mayıs 2015-Şubat 2016 tarihleri arasında maaş ödemesi dekont açıklaması ile 5 kalem halinde toplam 528.000-TL ödeme yapıldığı; ancak davalı-karşı davacıya bu şekilde bir ödemenin yapılmadığı belirlenmiştir.Ayrıca davaya konu … Ltd. Şti.’nin müşterisi olan … firmasına 15/04/2016’da kesilen 337.107,18-TL’lik faturanın, 09/06/2016’da şirkete iade edildiği, faturadaki ürünlerin 10/06/0216’da … Ltd. Şti. faturasıyla … A.Ş.’ye 149.326,05-TL olarak stok maliyet fiyatları ile fatura edildiği ve yine aynı tarihte … A.Ş. tarafından …’a 337.107,18-TL bedelle yeniden fatura edildiği,farkın 187.780,93-TL olduğu; 10/06/2016’da … Ltd. Şti.’den … A.Ş.’ye bir kısım ürünler için 121.061,19-TL’lik fatura kesildiği, söz konusu ürünlerin bir kısmının 12/08/2016’da anılan şirket tarafından … firmasına 225.856,43-TL; diğer kısmının da 05/08/2016’da 52.184,70-TL olarak fatura edildiği, farkın 156.979,94-TL olduğu; 23/06/2016’da … Ltd. Şti.’den …A.Ş.’ye 22.205,71-TL’lik fatura kesildiği,ürünlerin 01/07/2016’da anılan şirket tarafından … firmasına 38.524,73-TL olarak fatura edildiği,farkın 16.319,02-TL olduğu; 23/06/2016’da … Ltd. Şti.’den … A.Ş.’ye 25.297,11-TL’lik fatura kesildiği,ürünlerin 24/06/2016’da … firmasına 47.996,50-TL olarak fatura edildiği, farkın 22.699,39-TL olduğu ve 2016 yılında … Ltd. Şti.’nin 383.591,99-TL zarar ettiği, buna karşın … A.Ş.’nin 795.215,49-TL kâr ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca davacı-karşı davalı …’ın, İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/549 E. ve 2019/836 K. sayılı dosyasında … A.Ş. için … Ltd. Şti.’nin de kiracı olarak bulunduğu dava dışı mal sahibinin imzasını taklit ederek sahte kira sözleşmesi düzenlediği gerekçesiyle yargılandığı ve ve 26/12/2019’da özel evrakta sahtecilik suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul BAM 18. CD’nin 2020/3285 E. ve 2020/3128 K. sayılı ve 23/06/2020 tarihli ilamıyla başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir. Yapılan bu tespitler karşısında, davacı-karşı dava davalısının %50 hisseyle ortağı ve münferiden şirketi temsile yetkilisi olduğu şirketin aynı amaç ve konusuyla aynı amaç ve konusu olan başka bir şirketi kurup, şirket çalışanlarıyla birlikte tarafların ortak olduğu şirketle aynı adreste faaliyet gösterdiği; şirket adresinin mal sahibi ile … adına sahte kira sözleşmesi düzenlemek suçundan mahkum olduğu; davaya konu şirketten stok maliyetine satın aldığı ürünleri dava dışı şirketlere sattığı yani davaya konu şirketin yapabileceği satış işlemlerini kendisinin kurduğu … aracığıyla yaparak ,bir başka deyişle müşterek şirketten münferit temsil yetkisine dayanarak düşük fiyatla kendisine ait şirkete satış yapıp yüksek miktarlarda fiyatla piyasaya arz ettiği belirlenmiştir. Anılan tesbitler davacı- karşı davalının ;Müdürler hakkındaki “Özen ve bağlılık yükümü, rekabet yasağı” başlıklı TTK’da 626’da ifadesini bulan müdürlerin ve yönetimle görevli kişilerin, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlü olduğu; şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürlerin şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamayacağı”na ilişkin hükümleri ihlal edilmiştir.Davacı-karşı davalının bağlılık yükümü ile kanunlardan ve ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerin, ağır şekilde ihlal ettiği dikkate alındığında, mahkemece karşı davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı-karşı davalı vekili , … Ltd. Şti.’nin … A.Ş.’ye yaptığı satışlardan şirketin zarar etmediği ileri sürülmüş ise de, şirketin davalının şirketi yerine satabileceği ürünlerin düşük fiyatla alınıp yüksek fiyatla satılması eyleminin tarafların ortağı olduğu şirketi zarara uğrattığı sabittir.Davalı-karşı davacının … Ltd. Şti.’yle ihaleye teklif verdiği sabit olmadığı gibi, ihalenin … üzerinde kalmadığı gözetildiğinde müşterek şirketin zarara uğradığı kabul edilemeyeceğinden davacı -karşı davalı vekilinin bu hususlara yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Öte yandan, davacı-karşı davalı vekili inceleme zamanının taraflarına bildirilmediği ileri sürülmüş ise de ; bilirkişi incelemesi yapılacak tarih, yer ve zamanın her iki taraf vekilinin de hazır bulunduğu 07/11/2018 tarihli duruşmada taraf vekillerine bildirilmiştir.Bekletici mesele yapılması istenilen İstanbul Anadolu 7. ATM’nin 2018/1016 E. ve 2021/894 Karar sayılı dosyasında, davacının …, davalının … Ltd. Şti. olduğu, davanın 04/09/2018’de açıldığı ve 02/12/2021’de karar verildiği, talebin işbu istinaf incelemesine konu bilirkişi raporunda davacının davalıya 361.275,07-TL borçlu olduğu tespit edildiğinden, davacının bu şekilde bir borcunun olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 93.879,97-TL borçlu olmadığının ve 267.395,60-TL borçlu olduğunun tespitine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu ve halen istinaf incelemesi yapılmadığı görülmüş olup,eldeki asıl ve karşı davadan sonra açılan menfi tesbit davasının sonucunun işbu davanın sonucuna etkili olmadığı anlaşıldığından, bekletici mesele yapılmasına gerek görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, asıl davada toplanan tüm delillere göre davalı -karşı davacının yönetim yetkisinin kaldırılması isteği bakımından delil bulunmadığı,karşı davada ise karşı davalının özen yükümlülüğünü ağır şekilde ihlal ettiği sabit olduğundan karşı davalının temsil ve yönetim yetkisinin kaldırılmasına karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı-karşı davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Asıl davada davacı – karşı davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 108,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 161,05-TL harcın asıl davada davacı-karşı davada davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı – karşı davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.12/10/2023