Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1738 E. 2022/688 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1738
KARAR NO: 2022/688
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2020
NUMARASI: 2020/340 Esas – 2020/624 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/05/2022
İlk derece mahkemesince verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı; İşsizlik Sigortası Fonu portföyünde bulunan devlet iç borçlanma senetlerinin hukuki statüsünde ve davalı kuruluş nezdinde yapılan işlemler ile ikincil piyasalarda gerçekleştirilen alım satım işlemleri nedeniyle İşsizlik Sigortası Fonunun … Bankası … Ankara Kurumsal Şubesi … nolu hesaptan 14/03/2019 tarihinde “… 02/2019 Dönemi Merkezi Kayıt Kuruluşu Masrafı” açıklaması ile 408.000,87-TL kesinti yapıldığını, davacı kurumun tabi olduğu yasal düzenlemeler nedeniyle yapılan bu kesintilerin haksız olduğunu beyan ederek 408.000,87-TL’nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davalının üyelik hizmeti, hesap açım hizmeti, ihraç hizmeti, saklama hizmeti gibi üyelerine vermekte olduğu hizmetler karşılığında sadece üyelerinden ücret/komisyon aldığını, davacı gibi MKK üyelerinde hesabı bulunanlardan herhangi bir ücret komisyon almadığını, saklamaya konu varlıkların getirisinden bağımsız olarak verilen hizmet karşılığında üyeden alınan ücret niteliğinde olduğunu, MKK tarafından fon gelirlerinden kesinti yapılmadığını, Banka’ya verilen hizmet karşılığında bankadan hizmet bedeli alındığını, davacının MKK tarafından fon gelirlerinden kesinti yapıldığını gösterir bir belge sunmadığını, Bankanın, müşterisi davacıdan aralarındaki müşteri sözleşmesine veya mevzuata uygun olarak ücret/komisyon talep edip etmediği meselesinin ise davacı ile banka arasındaki bir hukuki ilişki olduğunu, bu konuda MKK’ya husumet yöneltilemeyeceğini beyan ederek davanın işbölümü ve dava şartı yokluğundan ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın mutlak ticari dava olduğunu, davacı tarafından 408.000,87-TL kesinti bedelinin tahsili için açıldığını, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğunu, asliye hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararından sonra dosyanın yeni esasa kaydedildiği zaman aralığında zorunlu arabuluculuğa başvurulmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde; HMK’nın 115/2. Maddesi gereğince sonradan giderilmesi mümkün olan bir dava şartı eksikliği halinde mahkemenin bu dava şartının tamamlanması için davacıya süre verebileceğini, fakat mahkemece arabuluculuk dava şartına ilişkin eksikliğin tamamlanmasına ilişkin taraflarına süre verilmeden davanın usulden reddine karar verildiğini, mahkemece davanın usulden reddi üzerine arabuluculuk sürecini başlattıklarını ve sürecin uzlaşmama ile tamamlandığını, dava şartının yerine geldiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, alacak istemine ilişkindir. Davacı tarafça, sermaye piyasası araçları alım satım işlemleri nedeniyle davalı tarafından yapılan kesintilerin iadesi istemi ile açılan davada, İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin24/09/2019 tarihli 2019/192-354 sayılı kararıyla davanın mutlak ticari dava olduğu, ticaret mahkemelerinin görevi içerisine girdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine dair verilen kararına karşı yapılan istinaf başvurusu Dairemiz’in 05/03/2020 tarihli 2020/254-287 sayılı kararı ile reddedilmiştir. 7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile “Kanunun 4 üncü maddesi ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır. 6325 sayılı HUAK’nun 18/A-2 maddesi gereği arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olup, davacıya arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın ibrazı için bir haftalık kesin süre verilmesi ve sonucuna göre işlem yapılması gerekmekte ise de aynı maddenin son cümlesine göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi emredici olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme karşısında HMK m.115/2 madde hükmü uygulanarak bu eksikliğin giderilmesi mümkün değildir. Somut olayda da, davacı tarafça görevsiz mahkemede arabuluculuğa başvurulmadan dava açılmış olup dosya görevli mahkemede esasa kayıt edilene kadarki süreçte arabuluculuk süreci işletilmemiş, arabuluculuk süreci mahkemenin arabulculuk dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın usulden reddine dair kararından sonra istinaf aşamasında tamamlanmıştır. Bu itibarla mahkemece davanın dava şartı yokluğundan reddine dair kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.12/05/2022