Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1730 E. 2021/1754 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1730
KARAR NO: 2021/1754
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2021
NUMARASI: 2020/766 Esas 2021/640 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Görevsizliğe ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkilinden mal aldığı, söz konusu malların davalıya teslim edildiği, davalının faturaya itiraz etmediği gibi fatura bedellerini de ödemediği gerekçesi ile toplam 18.879,36 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; görev itirazında bulunarak görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu ve dava konusu fatura bedellerinin ödendiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlık mal bedelinin ödenmemesi nedeni ile açılan alacak davası olup, işbu davaya dayanak yapılan sözleşme ilişkisinin TTK’da düzenlenmediği ve TTK’nın 4. maddesi ile 6098 sayılı TBK’ya atıf yapan sözleşmelerden biri de olmadığı gözetilerek huzurda görülen davanın mutlak ticari dava olarak kabulünün mümkün olmadığı, davalının gerçek kişi olması nedeni ile davalı tacir araştırması için ilgili kurumlara müzekkere yazıldığı, Esenler Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından verilen cevabi yazıda davalının işletme esasına göre defter tuttuğu, ekinde gönderilen yıllık gelir vergisi beyannamesinde faaliyetinin esnaf faaliyeti sınırlarında kaldığı; İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nden gelen yazı cevabında davalının esnaf kaydının bulunduğu ve halen devam ettiği bildirilmesi karşısında davalının tacir olmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; yokluğunda ve mazeret dilekçesinin haklılığı gözetilmeden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevabında …’ın kaydının bulunduğunun sabit olduğunu, Gelir Dairesi Başkanlığı cevabında da davalının mükellefiyet kaydının bulunduğu ve defter tuttuğunun sabit olduğunu, esnaf olmanın esaslı şartının bedeni çalışma olgusu olduğunu, davalının müvekkili firma ile mal alışverişinde bulunduğunu ve ticari faaliyeti için fide temin ederek işbu fideleri işletmesinde kullanarak ticaret yaptığını, kapsamlı araştırma yapılmadan verilen kararın kaldırılarak mahkemenin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; faturadan kaynaklı alacak istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK hükümlerine göre; ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir (TTK 11/1). Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir (TTK 11/2). Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten gerçek kişiye tacir denir (TTK 12/1). İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır (TTK 15/1). TTK 24 ve devamı maddelerde düzenlenen ticaret siciline ilişkin hükümler tacir sıfatını taşımanın tescile bağlı olmadığı üstelik bu sıfatı taşımanın sonucu ve gereği olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle esnaf boyutunu aşan ticari işletme işleten kimsenin ticaret siciline kaydını yaptırmamış olması, tacir olmadığını göstermediğinden esnaf sayılmasını gerektirmez. 21.07.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 18.06.2007 tarihli 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile esnaf ve tacir ayrımına esas sınırlar belirlenmiş olup, bu kararda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 177. maddesinde belirtilen hadlerden, 1. ve 3. bendindeki konularda faaliyette bulunanlarda yarısını, 2. bendeki faaliyetlerde bulunanların bu tutarın tamamını aşanların tacir olacağı belirlenmiştir. Somut olayda ;davalının tacir olmadığından bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de İstanbul Ticaret sicilinden gelen yazı cevabında tacir kaydı bulunduğu,esnaf odasında da kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır.Ticaret hacmi yüksek olan ve iktisadi faaliyeti bedeni çalışmasından ziyade nakdi sermayesinin büyüklüğüne dayanan bir kişinin tacir sıfatına haiz olduğunun kabulü gerekir.Öncelikle; davalının ticaret hacmi araştırılarak tacir sıfatına haiz olup olmadığının belirlenmesi, iş hacmi, esnaf boyutunu aşıp aşmadığı belirlendikten sonra görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu aşamada görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2021 Tarih 2020/766 Esas 2021/640 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/11/2021