Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1699 E. 2021/1740 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1699
KARAR NO: 2021/1740
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/02/2021
NUMARASI: 2019/350 Esas – 2021/84 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin tek ortağı ve yetkilisi olduğu ”… Limited Şirketi” ünvanlı şirketin Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının davacısı olduğunu, yargılama sırasında şirketin terkin edildiğinin belirlendiğini, davalı şirketin ihyasının gerektiğini belirterek şirketin Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/353 Esas sayılı dava yönünden ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 24/11/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile müvekkiline ait şirketin TTK’nın geçici 7. Maddesi gereğince re’sen terkin edilmiş ise de davacı ve davalı sıfatları devam eden davaları bulunan şirket ve kooperatiflere bu madde hükümlerinin uygulanamayacağını, terkin kararından itibaren 5 yıl için mahkemeye başvurularak şirketin ihyasının istenebileceğini, müvekkiline ait şirketin devam eden davası bulunması sebebiyle terkin edilen şirketin 5 yıllık süreye de tabi olmadığını belirterek müvekkiline ait şirketin tamamen ihyasına, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise şirketin Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/353 Esas sayılı dosyası yönünden ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; konuya ilişkin yasal düzenlemeler hatırlatılarak ticaret sicilinin mevzuata uygun işlem yaptığı ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, TTK Geçici m.7/15 düzenlemesine göre ihya davasının 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, fakat somut olayda şirketin terkin edildiği 07/07/2014 tarihinden 5 yıllık süre geçtikten sonra açıldığı, davacının Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/353 Esas sayılı davası yönünden şirketin ihyasına ilişkin talebinin ise geçici 7/2 maddesi gereğince hak düşürücü süreye tabi olmadığı, fakat davacı vekilinin beyanına ve dosya kapsamına göre söz konusu 2018/353 Esas sayılı dosya üzerinden işlem gören davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, davacı vekilinin temyiz süreci beklenmeden karar verilmesini talep etmesi nedeniyle derdest bir dava olmadığından davacının şirketin … Esas sayılı dava dosyası ile ilgili olarak ihyasını istemekte hukuki yararının kalmadığı gerekçesiyle davanın şirketin tam ihyasına ilişkin ilk talebinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine ve söz konusu … Esas sayılı dava yönünden ihyasına ilişkin ikinci talebin ise hukuki yarar yokluğuna bağlı olarak dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ; TTK’nın Geçici 7. Maddesi gereğince şirketin sicilden terkin edilme koşullarının oluşmadığını, çünkü ihyası talep edilen şirket ile ilgili silinme tarihi itibariyle devam etmekte olan dava dosyaları bulunduğunu, devam eden davaları bulunan şirketlerin terkin edilmesinin kanun gereği mümkün olmadığını, hak düşürücü sürenin bu şirketler için uygulanamayacağını, diğer taraftan … Esas sayılı dava dosyasının temyiz aşamasında olduğunu, bahse konu davanın takip edilebilmesi için ihya kararı verilmesinin gerektiğini, bu nedenle … Esas sayılı dosyasının beklenmesine gerek bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine ilişkin mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. Mahkemece ilk talep yönünden davanın hak düşürücü süre geçtin sonra açılması nedeniyle; şirketin … Esas sayılı dava dosyası ile ilgili olarak ihyası talebinin ise hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca, 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. 559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın Geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre ise, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. Somut olayda sicilden 07/07/2014 tarihinde terkin edilen …Ltd. Şti hakkında Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 27/01/2014 tarihinde açılan 2014/45 Esas sayılı derdest dava dosyası bulunmakta olup ihyası talep edilen şirket hakkında terkin tarihi itibariyle derdest dava bulunduğundan TTK’nın Geçici 7/2. Maddesi uyarınca anılan şirketin sicilden re’sen terkini koşulları oluşmamıştır. Diğer taraftan ihyası talep edilen şirketi temsil ve ilzama yetkili olan kişiye Geçici 7/4 maddesi kapsamında yapılan tebligat da bulunmamaktadır. Bu itibarla Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/353 Esas sayılı dosyası yönünden şirketin ihyası talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı tarafça öncelikli olarak şirketin herhangi bir dava dosyası ile sınırlı olmadan ihyasına karar verilmesi talep edilmiş ise de, ihyası talep edilen şirketin 6103 Sayılı Kanun’un 20. Maddesinde öngörülen sürede sermaye artırımını gerçekleştirmeyerek münfesih hale gelmesi nedeniyle terkin edildiği anlaşılmaktadır. 559 sayılı TTK’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihya kararı verilebilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 7/15. maddesi uyarınca sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerekmektedir. Terkin işlemi TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca yapılsa da münfesih şirkete ihya kararı ile birlikte tasfiye memuru atanması gerekmektedir. Bu husus re’sen dikkate alınmalıdır. Açıklanan nedenlerle;Tüm dosya kapsamından; sicilden resen terkin edilen şirketin, terkin tarihi itibariyle devam eden davasının bulunduğu, bu nedenle geçici 7.madde kapsamında olmadığı ,bu sebeble hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı, terkin edilen şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararı bulunduğu, terkin işlemini usulüne uygun yapmayan davalının HMK 326.madde uyarınca yargı gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu olduğu, şirket sermayesini yasal sınıra çıkartmadığından münfesih durumda olduğu, bu sebeble tasfiye memuru atanması gerektiği sonucuna varılmıştır. İlk derece mahkemesince,yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, hükmün kaldırılmasına, şirket tüzel kişiliğinin ihyasına, davalının yargı gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına, davacı …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2021 Tarih 2019/350 Esas 2021/84 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “1-Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken 07/07/2014 tarihinde TTK Geçici 7. madde gereğince resen sicilden terkin edilmiş olan Kaşka İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ünvanlı şirketin Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/353 Esas sayılı dosyası yönünden İHYASINA, ihya kararının tescil ve ilanına, Davacı …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, ” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 59,30-TL karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 175,95-TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, Davacı vekili için takdir olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021