Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1644 E. 2021/1373 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1644
KARAR NO: 2021/1373
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2021
NUMARASI: 2020/721 Esas – 2021/375 Karar
DAVA: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2021
Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı ile 24.09.2008 tarihinde taşıma işi yapmak üzere anlaştığını, bu anlaşmaya göre davalıya ait bir vinç taşıma işinin yapılacağı yerde bulunacak ve taşımaya konu ekipmanların TIR’a yüklenilmesi işini gerçekleştireceğini, davalıya ait vincin belirtilen tarihte taşıma işini yapmak üzere müvekkile ait ekipmanın bulunduğu antrepoya geldiğini, vincin ekipmanı yüklemek üzere kaldırdıktan sonra taşıyıcı halatların çıkması sonucu müvekkile ait ekipmanların yere düştüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000-TL’lik alacağın işlemiş faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili,müvekkili şirketin 24.09.2008 tarihinde davacı şirketle yapmış olduğu bir anlaşma bulunmadığını, davacının iddiasının yazılı delille ispat edilmesi gereken iddialardan olduğunu, davanın süresinde açılmadığından iddiayı kesinlikle kabul etmemekle birlikte zamanaşımına uğradığını, ayıp iddiasına ilişkin ihtarın söz konusu olmadığını, davalının davacı antreposuna gitmediğinden taşıyıcı halatın kopması gibi bir durumda da söz konusu olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava dilekçesinden davacı yanın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı, ayrıca davacıya Mahkememizce 22/12/2020 tarihli tensip tutanağının (19) numaralı ara kararı ile arabulucuk tutanağının aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini sunması için 1 haftalık kesin süre verildiği, tensip tutanağının davacı vekiline 28/12/2020 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmesine karşın davacı vekilinin ara kararı yerine getirmediğinin anlaşıldığı ve dava konusu tazminat talebi bakımından zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu , bu husus dava şartı olup, Mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; dava, haksız fiile dayalı uğramış oldukları zarara ilişkin olduğu, 7155 Sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 5/A belirtilmiş olan arabuluculuk şartı taşıyan dava niteliğinde olmadığı, zararın miktarı bakımından herhangi tespit bulunmadığı, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: 6100 sayılı HMK’nın 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü gereğince arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir. Somut olayda; tarafların 24.09.2008 tarihinde yaptıkları anlaşma ile taşıma işi yapmak üzere anlaştıkları, bu anlaşmaya göre davalıya ait vincin taşıma işinin yapılacağı yerde bulunacağı ve taşımaya konu ekipmanların tıra yüklenmesi işini gerçekleştireceği,davalıya ait vincin belirtilen tarihte taşıma işini yapmak üzere müvekkile ait ekipmanın bulunduğu antrepoya geldiği, vincin ekipmanı yüklemek üzere kaldırdıktan sonra taşıyıcı halatların çıkması sonucu müvekkile ait ekipmanların yere düşmesi ve kullanılamaz hale gelmesi sebebiyle 10.000-TL tazminatın davalıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır. Buna göre eldeki davanın konusunun bir miktar tazminata ilişkin olduğu ,davanın her iki tarafının tacir olduğu ,davanın haksız fiile dayalı olduğu kabul edilse dahi davanın ticari dava olduğu gözetildiğinde arabuluculuğa tabii davalardan olduğunun kabulü gerekmektedir.O halde, dava öncesi arabuluculuğa başvuru şartı yerine getirilmemiş olup,davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş,davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/09/2021