Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1641 E. 2023/1771 K. 17.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1641
KARAR NO: 2023/1771
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI: 2018/247 Esas – 2020/672 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Deniz Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/11/2023
Davanın reddine ilişkin verilen kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalının Malezya’ya sattığı ürünlerin İstanbul’dan deniz yoluyla taşınması işinin müvekkili tarafından üstlenildiğini, FOB olarak yapılan taşımanın 06/02/2017’de yapıldığını ancak ürünlerin limanda gümrük işlemleri için yaklaşık 2 ay beklediğini ve ithalat işlemi yapılamadan İstanbul’a geri getirilmesi için yükün 19/05/2017’de Malezya’dan çıkarılabildiğini; dava dışı armatör … tarafından 17.150,45-USD’lik bekleme ve demuraj masrafı oluştuğu bildirilerek müvekkiline 15/06/2017 tarihli “deniz ithalat navlunu” açıklamalı faturanın düzenlendiğini; davalının taşıma işi için 6.631-USD ödeme yapmış olması sebebiyle belirtilen faturadan kalan 9.934,60-USD için borcu bulunduğunun davalıya iletildiğini ve davalıya davaya konu 9.934,60-USD bedelli 30/11/2017 tarihli ve “Malezya’daki ihracat, ardiye ve ihracat demuraj masraflarına ektir 13/03/2017-19/09/2017 arası” açıklamalı faturanın düzenlendiğini; armatörden alınan bilgiye göre söz konusu masrafların ardiye, demuraj, navlun bedeli ve sair masraflar şeklinde olduğunun 30/11/2017 tarihli e-posta ile davalıya bildirildiğini, söz konusu faturaya dayanarak davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının TTK m.1174’e aykırı olarak kendisine düşen masrafları ödememek için icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının davaya konu icra takibine itirazının iptaliyle takibin toplam 10.013,91-USD üzerinden devamına ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müveklinin Malezya’dan aldığı malları İstanbul’a deniz yoluyla taşınması hususunda davacıyla anlaştıklarını, davacının taşıma işi için 09/06/2017 tarihli 6.631-USD bedelli navlun faturası düzenlediğini ve o faturanın da ödendiğini, daha sonra davacının geminin Malezya Penang limanında uzun süre kalması sebebiyle 07/07/2017 tarihli “demuraj” açıklamalı 2.010-USD’lik ve “diğer masraflar-ithalat” açıklamalı 837,76-TL’lik 2 ayrı fatura daha düzenlendiğini ve o faturaların da ödendiğini; ancak bir süre sonra davacının müvekkiline “deniz ithalat navlunu” adı altında 17.150-USD’lik bir fatura daha düzenlediğini, bu faturaya konu bedelinin düzenlenme sebebi davacıdan sorulduğunda müvekkiline ikna edici bir açıklamanın yapılmadığını, en son olarak dava dilekçesinde davacı vekilinin liman yönetimi tarafından kendilerine fatura kesildiğinden bahisle alacak talep edildiğini belirttiğini, müvekkili ile … arasında hukuki bir ilişki olmadığından o faturanın müvekkilini ilgilendirmediğini; kabul anlamına gelmemekle birlikte geminin limanda uzun süre bekleme sebebinin Malezya’nın Türkiye’den süt ürünleri ithalatını yasakladığı halde daha önce yüklenen geminin yolda olup Malezya’ya gönderilen konteynerin limana indirilmek zorunda kalınması olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen ödemeleri fazlasıyla yapmasına rağmen 1 ay sonra yeniden fatura düzenlenmesinin kabul edilemeyeceğini, davacının kendisine düzenlenen faturaya itiraz etmesi gerekirken bunu yapmadığını, kaldı ki geminin İstanbul’a geldikten ve gerekli ödemelerin yapılmasından sonra müvekkilininden ek fatura ile talepte bulunulmasının haksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, uyuşmazlığın 30/11/2017 tarihli 9.934,60-USD bedelli faturaya dayandığı, faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu ancak davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, asıl faturanın … tarafından davacı adına düzenlendiği ve kabul edildiği, bu durumun davalıyı ödeme sorumluluğu altına sokmayacağı, faturanın taraflar arasındaki taşıma ile ilgili olduğu ve içeriğinin hangi kalemlerden oluştuğu hususlarının izaha muhtaç olduğu, dosya kapsamında bazı masraf kalem başlıklarının sunulduğu fakat hangi masraf için ne kadar ödeme yapıldığı, bu ödeme karşılığı alınan dekont, rapor, fiyat çizelgesi vs. sunulmadığı, davacının alacağına dayanak yaptığı faturanın içerik olarak açıklanması gerekirken açıklamadığı ve davacının alacağını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, uyuşmazlık deniz taşımasından kaynaklanan alacağa ilişkin olduğundan görevli mahkemenin deniz ihtisas mahkemesi olan İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, son duruşmada bu hususun belirtilmesine rağmen mahkemece kabul edilmediğini, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini; taşıma işinin gerçekleşmesinden sonra armatörün ek masraflar olduğunu bildirdiğini, bu nedenle davalıya da fatura kesildiğini, alacak kalemlerinin nelerden oluştuğuna ilişkin davalıya 30/11/2017 tarihli e-posta ile bilgi verildiğini, faturanın içeriğinin bekleme ve armatör …’nın eksik hesaplama sonucu sonradan faturalandırdığı gümrük işlerine ait olduğunu; 17.150-USD’lik faturanın davalının taşıma işi kaynaklı deniz ithalat navlunu, davalıya yansıtan 9.994,60-USD’lik bedelin de bekleme sebebiyle davacıya kesilen faturanın yansıtılması olduğunu, armatörün maddi hata sebebiyle eksik fatura düzenlemesinin müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını ve FOB taşımada, mallar geminin küpeştesini geçtikten sonra malla ilgili tüm masraf ve risklerin alıcının yani davalının sorumluluğunda bulunduğunu, alıcının gümrük işlemelerini geciktiren taraf olduğuna göre beklemeden oluşan masrafları da ödemesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, öncelikle görev yönünden karar verilerek davanın görevli mahkemeye gönderilmesine ve davanın kabulüne karar verilmesini istmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalının yükünün deniz yoluyla taşınması kapsamında oluşan fatura alacağının tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptal istemine ilişkindir. TTK’nın 5. maddesine göre, asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir. TTK’nın 5. Kitabında “Deniz Ticareti” başlığı altında yapılan düzenlemelere ilişkin davalar ise deniz ticareti işlerine bakan mahkemenin görev alanına girmektedir. TTK m.5/2 uyarınca, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa HSK tarafından asliye ticaret mahkemelerinden biri veya bir kaçı deniz ticaretine ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir. Bu kapsamda, İstanbul ili sınırlarında görev yapmak üzere deniz ticaretinden doğan uyuşmazlıklara bakmak üzere İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi görevlendirilmiştir. Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatlı ticaret mahkemesi ile diğer ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgeler dikkate alınarak hazırlanmış olan taşıma uzmanı bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında davalının yükünün İstanbul’dan Malezya’ya deniz yoluyla taşınması için deniz taşıma sözleşmesi bulunduğu ve Malezya ithalat kurallarının değiştiğinden bahisle Malezya Penang limanına götürülen yükün ithalatının gerçekleştirilemeyip tekrar Malezya’dan İstanbul’a taşımasının yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı, söz konusu taşıma sebebiyle özellikle yükün Malezya Penang limanında beklemesi sebebiyle taşımanın yapıldığı geminin armatörünün kendisine fatura ettiği ek alacak için, davalıya düzenlediği fatura bedelini tahsil etmek amacıyla icra takibi başlatmıştır. Davalının, icra takibine itiraz etmesi nedeniyle işbu itirazın iptali davası açılmıştır. Buna göre uyuşmazlık deniz taşıma sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davadaki iddia, savunma ve deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar vermek hususunda görevli mahkeme İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’dir. Ancak mahkemece bu sebeple görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın görülerek esası hakkında karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf nedeni yerinde olduğundan başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2020 Tarih 2018/247 Esas – 2020/672 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 353(1)a-3 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın, HMK’nın 114/1-c bendinde düzenlenen mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle aynı Kanunun 115/2 fıkrası gereğince USULDEN REDDİNE, HMK’nın 20. maddesi gereğince yasal sürede taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli bulunan deniz ticareti davalarına bakmakla görevlendirilen İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde ilk derece mahkemesinden, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına. Harç, vekalet ücreti ve yargı giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,” Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının talep halinde yatıran tarafa iadesine, Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğ işlemleri tamamlanmak üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/11/2023