Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1636 E. 2021/1371 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1636
KARAR NO: 2021/1371
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/02/2021
NUMARASI: 2018/1366 Esas – 2021/209 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili,, davacı şirket ile davalı arasında, faturaya dayalı ticari ilişki içine girildiği, davacı tarafın alacağının ödenmesi hususunda davalı şirket ile iletişime geçildiği, cari hesap ekstresinde belirtilen tutarın ödenmesinin istendiği ancak sonuç alınamadığı, davalıya karşı Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 7.878,66- TL tutarlı takip başlatıldığı, davalı şirket tarafından takibe itiraz edildiği, davacının ticari defter ve kayıtları da davalının davacıya olan borcunu kanıtlar nitelikte olduğu,davanın kabulünü, 7.454- TL’nın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, …ltd.şti’nin … ltd.şti’ne devir olduğu,davanın taraf ehliyeti ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddinin gerektiği, şirket devrinden önce davalı firma tarafından gerekli ilanların yapıldığı, davacının alacağı olduğundan bahisle devrolan veya devir alan firmaya müracaat etmediğini, aynı alacağa ilişkin olarak hem kapanmamış bir icra takibi hem de alacak davası açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı,davalı firmanın muhasebecisi davacıdan hesap mutabakatı, anlaşma ve ödemeye bağlı olarak 28.045-TL tutarında fatura almayı beklerken daha yüksek miktarda fatura düzenlendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafından düzenlenen KDV dahil 35.499,51-TL bedelli 04.12.2017 tarihli faturanın yine 04.12.2017 tarihinde 210 nolu aynı yevmiye kaydıyla davalının l53 nolu ticari mallar hesabına kaydedildiği, davalının toplam 28.045-TL tutarındaki avansın mahsubu sonrasında, 04.12.2017 tarihi itibariyle davalının davacıya 7.454,51-TL borçlu kaydının olduğunun tespit edildiği, Beykoz İcra Müdürlüğünden … esas sayılı icra dosyasında ödeme emrinin 03/09/2018 tarihinde davalıya tebliğ edildiği anlaşılmakla 7.454-TL alacağın 03/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; İlk derece mahkemesinin somut vakıa ve delillere dayanmaksızın karar verdiğini, adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini, davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığını,şirket devrinden önce davalı firma tarafından gerekli ilanlar yapıldığını, davacının müracaat etmediğini, takibe ilişkin yetkili icra müdürlüğü tarafından yeniden ödeme emri düzenlenerek borçluya gönderilmeli ve ancak bunun sonucuna göre davacı alacak davası açması gerektiğini, müvekkili anlaşmaya bağlı olarak 28.045,00-TL tutarında fatura beklerken yüksek miktarda fatura düzenlendiğini, süresinde kesmediği faturanın usulüne uygun olmadığını,kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava ticari satımdan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir. Beykoz İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasında; alacaklı tarafından, borçlusu …ltd Şti. Aleyhine 7.878,66 TL tutarındaki toplam alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibine; vekili tarafından itiraz edilmiştir.Davalı vekili icra takibi mevcut iken alacak davası açmakta hukuki yararı olmadığını ileri sürmekte ise de ; İİK 67.madde hükmüne göre ; takip talebine itiraz edilen alacaklının itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde itirazın iptali davası açabileceği, bir yıllık süreyi geçiren alacaklının da genel hükümlere göre alacak davası açma hakkının saklı olduğu düzenlenmiştir.Takibi itirazı uğrayan alacaklı dilerse itirazın iptalini isteyebileceği gibi ,alacak davası açması da mümkündür .Davalı vekilinin davacının alacak davası açmakta hukuki yararı olmadığı veya takibe devam edilmesi gerektiğine yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamaktadır. TTK nun 153(1)maddesi” birleşme ,birleşmenin ticaret siciline tescili ile geçerlilik kazanır.Tescil anında,devrolunan şirketin bütün aktif ve pasifi kendiliğinden devralan şirkete geçer” hükmünü haizdir. Ankara Ticaret sicilinden gelen sicil kayıtlarına göre; borçlu şirket 14.12.2015 tarihinde tescil edilen birleşme kararı ile … AŞ ile birleştiği ve infisah ettiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket ticari defterlerinde ; davacı tarafından düzenlenen bir adet fatura ,yapılan avans ödemesi ve bakiye borcun aynen kayıtlı olduğu tesbit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen fatura aynı miktarda davalı taraf defterlerinde kayıtlı bulunduğundan faturanın mutabakata aykırı ,fazla miktarda düzenlendiği savunması dinlenebilir değildir. İlana rağmen başvuru da bulunmaması da alacağın sona ermesine yol açmaz.Buna göre,davalı vekilinin borçtan sorumlu olmadıklarına yönelik istinaf nedeni de yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle 7.454- TL alacağın temerrüt tarihi olan icra takibinde ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.İstinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 509,18-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 127,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 381,88‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Davacı tarafça yapılan 31,60-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 28/09/2021