Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1589 E. 2021/1380 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1589
KARAR NO: 2021/1380
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/05/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/84 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2021
İlk derece mahkemesince verilen 27/05/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin ara kararın ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP : Davacı vekili, davalı şirketin %15 hissedarı olup, 29/11/2019 tarihli şirket genel kurulunda alınan 4 – 5 ve 7 numaralı kararların iptali talebiyle mahkememizde dava açmış olup, iptali istenen 4. Maddenin finansal tablolarının kabulüne ilişkin, 5. Maddenin yöneticilerin ibrasına ilişkin, 7. Maddenin ise, yöneticilere verilecek huzur haklarına ilişkin kararlar olduğu; Yürütülmesinin geriye bırakılması ihtiyati tedbir yoluyla istenilen 7. Madde gereğince yöneticilerden …’e aylık 52.000-TL, …’e aylık 38.000- TL, …’e 38.000- TL olmak üzere toplam aylık 128.000-TL huzur hakkı ödenmesine karar verildiğini, bu miktarın şirketin çapı ve ekonomik faaliyetleri çerçevesinde aşırı fahiş olduğu sebebiyle dava sonucuna kadar yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı tarafın cevap dilekçesinde zaten bu huzur haklarının ödenmediği, yöneticiler tarafından da alınmamakta olduğu hususunun da mahkemeye bildirildiği; cevap dilekçesinde de şirketin mali yönünden aynı doğrultuda bilgiler verildiği dikkate alındığında; her ne kadar şirket yöneticileri bu huzur haklarını almasalar da her an talep edebilecekleri nazara alınarak ve zaten davalı kabulüne göre alınmayan huzur hakları yönünden kararın geriye bırakılması hususunda bir sakınca bulunmadığı da gözetilerek toplam aylık 128.000- TL huzur hakkı gerçekten fahiş olabileceği sebebiyle, HMK 389 vd maddelerle TTK 449 madde gereğince yargılama sonuna kadar bu huzur hakkının ödenmesinin geri bırakılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili; genel kurulda 7.maddesinde huzur hakkı ile ilgili herhangi bir karar alınmadığından tedbir kararı verilemeyeceğini, mahkemenin sadece genel kurul kararına bakarak huzur hakkı ile ilgili herhangi bir karar alınmadığından bahisle davayı esasa bile gerek olmadan reddetmesi gerekirken tedbir kararı vermesinin hukuka uygun olmadığını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK’nın 449. maddesi uyarınca genel kurul kararının iptali istemli davada, genel kurul kararlarının yürütmesinin geri bırakılması istemine ilişkindir. TTK nun 449. maddesi ”Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir” hükmünü içermektedir. Anılan madde de hangi hallerde bu geçici hukuki koruma kararı verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Davalı vekili icrası durdurulan 7.maddede huzur hakkı ile ilgili bir karar alınmadığını ileri sürmüş ise de ;yönetim kurulu üyelerine anılan madde de yapılacak ödemelerin emek ve mesaileri karşılığı ücret olarak ödenmesine karar verilmiş olup,şirketin mali durumunun bu ödemenin yapılmasına uygun olup olmadığı diğer ortakların zararına alınmış bir karar olup olmadığının bir yargılama gerektirdiği , şirketin gayrı faal olduğu dikkate alındığında fahiş sayılabilecek bir miktar olabileceği,bu hususa ilişkin ilk derece mahkemesinin delilleri değerlendirmesinde isabetsizlik görülmemiştir. İlk derece mahkemesinin duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda verilen ihtiyati tedbir kararına yönelik verilen ara kararında isabetsizlik olmadığı sonucuna varıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/09/2021