Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1579 E. 2022/836 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1579
KARAR NO: 2022/836
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2021
NUMARASI: 2019/835 Esas 2021/385 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davacı şirketin Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2006 tarih 2005/278 esas 2006/372 sayılı dosyada fesih ve tasfiyesine karar verildiğini ve davacı şirkete tasfiye memuru atandığını, tasfiye memuru tarafından yapılan incelemede davalı ortağın şirkete 51.992,79-TL ortak cari borcunun olduğunun tespit edildiğini, ayrıca davacı şirketin maliki olduğu Bursa-Nilüfer İlçesi, … Mah. … ada … parselde .. blok … kat … ve … nolu meskenlerin kirada bulunduğunu, kiracıların 2010 yılı Haziran ayından itibaren kira bedellerini davacı şirket hesabına yatırdığını, ancak davalı tarafından davacı şirket hesabına 8.700-TL’nın aktarıldığını, 64.800-TL’nin davalı uhdesinde kaldığını belirterek, kira ve cari borçtan kaynaklanan 116.792,79-TL’nın dava tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacıya 51.992,79-TL borcu bulunmadığını, aksine müvekkilinin davacıdan 20.000 ila 25.000-TL arasında alacağı bulunduğunu, kira bedellerinin müvekkili tarafından alındığının ispatı gerektiğini, her iki taşınmazın diğer ortak tarafından kiraya verilerek bedellerinin alındığını, kiracı … tarafından …’ye ödenen 500-USD kaporanın davalı tarafından iade edildiğini, ayrıca bu kiracının ödediği ferforje bedellerinin davalıya ödenen kısımdan mahsup edildiğini, diğer taşınmazın da … tarafından kiraya verildiğini, akabinde iki yıl süre ile kiraya verilmesinin engellendiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece 26/05/2021 tarihli karar ile, davacı şirketin, ortağı davalıdan olan cari hesap alacağının zamanaşımına uğradığını, kira alacakları yönünden ise; 1 nolu daire ile ilgili davalının 22 aylık kira bedeli 14.300-TL ile sorumlu olduğu, şirkete 8.700-TL ödendiği, bu durumda 1 nolu daire yönünden şirketin davalıdan olan alacağının 5.600-TL olduğu, 2 nolu dairenin 2005 yılının ortalarından itibaren kira gelirlerinin davalı tarafından alındığı, yapılan araştırmada kiranın miktarı ile ilgili bir veri elde edilemediğini, Bursa 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/153 D. İş nolu dosyada yapılan tespitin hakkaniyete uygun olduğu, 2005 yılı kiralarının tahsil edildiğinin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, 01/01/2016 – 31/05/2010 tarihleri arasındaki dönemde davalının sorumlu olduğu kira alacağının 33.750-TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; davacının cari hesap alacağı bakımından açtığı davanın reddine, davacının kira alacağı için açmış olduğu davanın kısmen kabulü ile; 1 nolu daire için 5.600-TL, 2 nolu daire için 33.750-TL olmak üzere toplam 39.350-TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili; dava konusu olayda bilirkişi raporlarıyla da sabit olduğu üzere, 2011 yılına kadar 54.692,79.-TL olan şirket alacağının, 2011 yılında 2.700-TL ortak alacağının borçtan mahsubu sonucunda 51.992,79-TL’sına düştüğü, davalının 2011 yılında şirketten alacağının borcuna mahsup edilmesine dair bugüne kadar hiçbir itirazının olmadığını, bu durumda Türk Borçlar Kanunu’nun 154/1 maddesi gereğince, davalının borcuna karşılık kısmen ifada bulunması nedeniyle zamanaşımının kesildiğini, bu nedenle 2011 yılında zamanaşımının kesilmiş olduğu ve davanın 30.10.2014 tarihinde açıldığı nazara alındığında, davalıdan talep edilen 51.922,79-TL tutarındaki cari hesap alacağının kabulü yerine reddinin hatalı olduğunu, davacı şirketin maliki olduğu taşınmazların kira bedellerini tahsil ettiğini vekili vasıtasıyla ikrar eden davalının bu bedelleri davacı şirkete ödemesi gerektiğini, kira alacağının tespiti konusunda düzenlenen bilirkişi raporlarına karşı itirazların yeteri kadar nazara alınmadığını, bu alacak kalemi ile ilgili olarak dava öncesinde Tasfiye Memurluğunun yaptırdığı bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilen kira bedellerinin dikkate alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı vekili; müvekkilinin eski vekili tarafından yapıldığı iddia edilen ikrara dayandığını, vekilin, müvekkili adına ikrarda bulunma hak ve yetkisi bulunmadığını, davalı adına beyanın ikrar niteliğinde olduğu ve davalıyı bağlayacağı düşünülse bile, ihtarnamenin kesin bir rakam içermediğinden tanık anlatımları ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, kira bedellerinin sürekli ve düzenli olarak alınmadığını, dairelerin birinde ikamet eden tanık …’ın beyanlarının mahkemece dikkate alınmadığını, tanık …’ın müvekkiline sadece son 1,5 yıla ilişkin kiranın yarı bedelini ödediğini, ayrıca diğer ortak …ye ödenen depozitonun da müvekkili tarafından kendisine ödendiğini belirtildiğini, bu hususların mahkemece değerlendirilmediğini, dairelerde kiracı varsa kira bedeli aldığını, kira alacağının zamanaşımına uğradığını, HMK 236/4 maddesi gereği; mahkeme dışı ikrarın, taraflardan yada onların yetkili temsilcilerinden sadır olması ve ikrarın mahkemeye yönelik değil; ya karşı taraf, yada başka kimseler veya merciiler önünde yapılması gerektiğini, mahkeme dışı ikrarın kesin delil olmayıp, takdiri delil olduğunu, dosyada mahkeme dışı ikrarı doğrulayacak delil ve emare olmadığını belirterek davanın kısmen kabulune ilişkin hükmün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile şirketin ortağından olan alacağın tahsiline ilişkindir. Mahkemece 30/01/2017 tarihli karar ile; tarafların boşanmaları ve fesih davası açmış olmaları nedeniyle zamanaşımı süresi işleyeceği, bu iki tarihten itibaren dava tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, 51.992,79-TL alacağın zamanamaşımına uğradığı, kira alacağı yönünden ise davalının 26/04/2010 tarihli cevabi ihtarname ile alacağın varlığını kabul ettiği, bu tarih itibari ile zamanaşımının kesildiği ve dava tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı, 2 nolu daire yönünden davalının 2005 yılı ortalarından 2010 yılı Haziran ayına kadarki kira bedelinden sorumlu olduğu, 1 nolu daire yönünden; davalının 2008 öncesi 10 aylık kira bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davacının ödendiğini kabul ettiği 8.700-TL.’nın mahsubu sonucu bakiye 46.700- TL kira alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Mahkemenin 30/01/2017 tarihli kararına karşı Dairemizin 03/10/2019 Tarih 2018/546 Esas 2019/1216 Karar sayılı dosyası ile yapılan inceleme sonucunda, mahkemece cari hesap alacağı bakımından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair kararında isabetsizlik görülmemiş; 1 nolu daire yönünden, tanık beyanına ve davacı tarafça ödendiği kabul edilen kira bedeline göre davalının 2008 yılı öncesine ilişkin 10 aylık, davacı tarafça ödendiği belirtilen 2009 yılı sonrasına ilişkin 1 yıllık kira olmak üzere 1 yıl 10 aylık kira bedelinden sorumlu olduğu, davalının 2 nolu daire yönünden ise 01/06/2010 tarihinde aylık 500-TL bedel ile kiraya verildiği ve geriye yönelik 5 yıllık kira bedelinden sorumlu olacağı, davalının geriye yönelik sorumlu olacağı kira bedellerinin kira sözleşmelerindeki bedeller esas alınmak suretiyle tespit edilerek; öncelikle kira bedellerinin yatırıldığı iddia edilen davacı şirketin … Uluyol Şubesindeki hesap hareketleri, davacı şirkete ait taşınmazların kiralama bilgileri varsa Vergi Dairesinden de sorularak, davalının şirkete kira ödemesi altında yaptığı ödeme bulunup bulunmadığı yönünde şirket ticari defterleri de incelenerek bu hususları açıklığa kavuşturacak şekilde bilirkişi raporu alınması gerektiği, taraflar arasında çekişmesiz olan kira sözleşmelerindeki kira bedelleri dikkate alınmadan bu bedelleri aşacak şekilde davalının taraf olmadığı tesbit dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre re’sen hesaplama yapılarak karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece bu defa 1 nolu daire yönünden davalının 22 aylık kira bedeli 14.300-TL ile sorumlu olduğu, 8.700-TL kira bedelinin şirkete ödendiği, ödenmeyen kira bedelinin 5.600-TL olduğu, 2 nolu daire yönünden ise 2005 yılı kira bedellerinin şirkete ödendiği, kira bedeli ile ilgili yapılan araştırmada başkaca bir veri elde edilemediği ve delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporundaki kira bedellerinin hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle 01/01/2006 – 31/05/2010 tarihleri arasındaki döneme isabet eden 33.750-TL olmak üzere ödenmeyen kira bedelleri için toplamda 39.350-TL alacağa hükmedilmiştir. Cari hesap alacağı talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin karar yönünden davacının istinaf nedenleri Dairemizin 03/10/2019 tarihli kararında yerinde görülmemiş olup bu defa ise davacı şirket defterlerinde 2.700-TL davalı ödemesinin kayıtlı olduğu gerekçesiyle kısmen ifanın cari hesap alacağı bakımından zamanaşımını kestiğini ileri sürmüştür. Fakat davacı şirket tarafından tutulan ticari defterlerde 02/02/2011 tarihinde tek taraflı olarak yapılan mahsup işlemi kısmen ifa olarak değerlendirilemeyeceğinden davacı tarafından zamanaşımının kesildiği yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Kira alacağı yönünden ise davalının adına ihtarname keşide eden vekilin kendi beyanı ve iradesi hilafına bu şekilde ihtar gönderdiği yönünde bir iddiası bulunmadığı gibi vekilin ihtarname keşide etmek ve ikrarda bulunmak için vekaletnamesinde özel bir yetkinin bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Davalı vekili tarafından gönderilen Gemlik …Noterliğinin 26.04.2010 tarihli ihtarname de kabul edilen hususlar ile davalının davacı şirkete verdiği 06.05.2010 tarihli dilekçesiyle kira bedellerini ödeyeceğini belirtmesi ikrar niteliğinde olup TBK154/1 maddesi uyarınca kira alacağı bakımından zamanaşımını kesmiştir. Bu nedenle davalı vekilinin, önceki vekilin şirkete gönderdiği ihtarnamede belirtilen hususların ikrar niteliğinde olmadığı, içeriğinin delil olarak kabul edilemeyeceği ve kira alacağının zaman aşımına uğradığı yönündeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. 1 nolu daire yönünden; Bahse konu daire 20/04/2009 tarihli kira sözleşmesi ile 650-TL bedelle kiralanmış olup, 12 aylık kira bedeli 8.700-TL’nin şirkete ödendiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Buna ilaveten tanık …’ın beyanlarından 1 nolu dairenin 2008 yılı öncesine ait 10 aylık yarı kira bedelinin (275-TLX10=2.750-TL) davalıya ödendiği anlaşılmaktadır. Yapılan araştırmada kira bedellerinin daha yüksek olduğu da tespit edilememiştir. Bu nedenle davalının 1 nolu daire yönünden, ödendiği ihtilafsız olan 12 aylık kira bedeli 8.700-TL’nin haricinde 10 aylık yarı kira bedeli 2.750-TL ile sorumlu tutulması gerekirken önceki dönemlere ait olduğu anlaşılan 10 aylık yarı kira alacağının hesabında 2009 tarihli kira sözleşmesindeki aylık kira bedelinin esas alınması doğru olmamıştır. Diğer taraftan tanık …, 1 nolu daire yönünden dava dışı ortak …’ye kira başlangıcında depozito olarak verdiği 500-USD’nin kira sözleşmesinin sonunda davalı tarafından iade edildiğini beyan etmiştir. Depozito davalı tarafından iade edildiğine göre davacı şirketin davalıdan olan alacağından bu ödemenin düşülmesi gerekirken, depozito ödemesinin dikkate alınmadan karar verilmesi de yerinde görülmemiştir. 2 nolu daire yönünden; davalı gerek ihtarında gerekse şirkete verdiği dilekçesinde Haziran 2005 tarihinden itibaren kirasının diğer ortak ile aradaki anlaşmaya istinaden alındığını beyan etmiştir. 2 nolu dairenin 01/06/2010 tarihinde aylık 500-TL bedel ile kiraya verildiği ve geriye yönelik 5 yıllık kira bedelinden sorumlu olacağı Dairemizin 03/10/2019 tarihli kararında da kabul edilmekte olup kira bedellerinin kira sözleşmelerindeki bedeller esas alınmak suretiyle tespit edilerek, ödenen kira bedellerinin araştırılması gerektiğine işaret edilmiştir. Mahkemece, 2 nolu dairenin 01/06/2010 tarihinden geriye doğru 5 yıllık kira bedellerinin tespiti için şirketin ticari defterleri incelettirilmiş, şirketin banka hesaplarından ve vergi dairesinden araştırılma yaptırılmış, şirkete sadece 2005 yılına ilişkin kira gelirlerinin ödendiği tespit edilmiş, ancak kira geliri ile ilgili başkaca bir veri elde edilememiş, bu nedenle mahkemece dosyada mevcut delil tespiti raporu hükme esas alınarak sonuca gidilmiştir. Oysa, 2 nolu daire yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda dönemlik kira bedelleri, davacı şirket tarafından düzenlenen 2005 yılına ilişkin 12 aylık kira bedeli faturası ile 01/06/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesine uygun değildir. Çünkü 2 nolu dairenin 2005 yılı için düzenlenen 12 aylık kira faturası 2.550-TL bedelli olup davacının kabulünde olan aylık kira bedeli 212,50-TL’ye tekabül etmektedir. Hükme esas alınan raporda ise 2005 yılına ilişkin aylık kira bedeli 500-TL olarak belirlenmiştir. Ayrıca dosyaya ibraz edilen 01/06/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde aylık kira bedeli 500-TL olarak kararlaştırıldığı halde hükme esas alınan raporda 2010 yılı için 750-TL kira bedeli üzerinden hesaplama yapılmıştır. Bu durumda 2 nolu daire ile ilgili tarafların kabulünde olan 01/06/2010 tarihli kira sözleşmesinde 2010 yılı için belirlenen aylık kira bedeli 500-TL ile davacının 2005 yılına ilişkin defterlerinde kayıtlı olan ve 212,50-TL’ye tekabül eden aylık kira bedeli dikkate alınarak yapılan hesaplamada, delil tespiti raporunda belirlenen senelik 50-TL artışlar geçmişe dönük uygulanmak suretiyle davacı şirket 2006 yılı için 300-TL, 2007 yılı için 350-TL, 2008 yılı için 400-TL, 2009 yılı için 450-TL, 2010 yılı için 500-TL üzerinden kira alacağına hak kazanmıştır. 2 nolu daire için davacı şirkete 2006 yılı için 12 aylık (12 X 300-TL) 3.600-TL, 2007 yılı için 12 aylık (12 X 350-TL) 4.200-TL, 2008 yılı için 12 aylık (12 X 400-TL) 4.800-TL, 2009 yılı için 12 aylık (12 X 450-TL) 5.400-TL, 2010 yılı için 5 aylık (5 X 500-TL) 2.500-TL olmak üzere toplam 20.500-TL ödenmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, davacının davalıdan 1 nolu daire için 2.700-TL, 2 nolu daire için ise 20.500-TL alacaklı olduğu, davalı tarafından 1 nolu daire ile ilgili kiracıya ödenen depozito bedeli 500-USD’nin dava tarihindeki karşılığı 1.112,20-TL’nin (2.2244-TLX500-USD) alacaktan mahsubunun gerektiği kanaatine varılmakla (2.700-TL + 20.500-TL – 1.112,20-TL) şirkete ödenmesi gereken kira bedeli olarak 22.137,80-TL’ye hükmedilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, bahsi geçen hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından davanın kısmen kabulüne; 22.137,80-TL’nin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak davacıya ödenmesine, fazla talebin reddine, cari hesap alacağı talebi bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/05/2021 Tarih 2019/835 Esas 2021/385 Karar sayılı kararın HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne; 22.137,80-TL’nin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte alınarak davacıya ödenmesine, fazla talebin reddine, Cari hesap alacağı talebi bakımından davanın REDDİNE” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 1.512,23-TL nispi karar ve ilam harcının yatırılan 1.994,55-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 482,32-TL harcın istek halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yatırılan 1.537,43‬-TL’peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 1.000-TL bilirkişi ücreti, 238,90-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.238,90-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 234,83-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 30,80-TL posta masrafından ibaret yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 24,96-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 5.100-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı vekili için takdir olunan 12.942,22-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının talep halinde ilgili tarafa iadesine, ” Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yatırılan 672-TL peşin istinaf karar harcının davalıya iadesine, Davacı tarafından yapılan 76,60-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 14,51-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/06/2022