Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1576 E. 2021/1378 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1576
KARAR NO: 2021/1378
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2021
NUMARASI: 2021/2 Esas-2021/337 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2021
Görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacı ile davalı firma mevcut ticari ilişki münasebetiyle, yapılan satışın faturalanması ve ödenmesi hususunda cari hesap şeklinde çalışmış olup, muavin defter dökümünden de anlaşılacağı üzere davalının 13.300-TL borç bakiyesi bulunduğunu, bakiye borç miktarının tahsili için davalıya karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış ise de davalının süresinde yaptığı gerek yetkiye gerekse esasa yönelik itirazı üzerine icra takibi durduğunu,davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile asıl alacak tutarı yönünden takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davalının mesleği doktorluk olup tıbbi malzemeler tedarik eden davacı şirket ile 2018 Şubat ayından başlayan bir ticari ilişkileri olduğunu, aralarında ihtilaf çıkana kadar çeşitli aralıklarla satış bedellerini ödemeye devam edildiğini, ilamsız icra takibine konu olan meme protezi satışı teslimine ilişkin bir belge bulunmadığını çünkü söz konusu ürünün davalıya hiçbir zaman teslim edilmediğini,tebliğ olmadan faturalandırılmış ürün bedeli istendiğini, davalının her hastası için yaptığı işlemin, kullandığı medikal ürünün kaydının tutulduğunu, ürünlerin seri numarası olması sebebiyle hangi ürünün, hangi hastaya kullanıldığı, hem işlemi yapan doktorun klinik kayıtlarında, hem de hastane ameliyat kayıtlarında ve hastanın epikriz kayıtlarında da bulunduğunu, davacı şirketin davalı gibi birçok doktordan ürünü teslim ettiğini iddia ederek haksız kazançlar sağladığını çevresinden öğrendiğini, sebepsiz zenginleşme yoluna gidildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, uyuşmazlığın taraflar arasındaki faturadan kaynaklandığı,görev hususunun re’sen göz önüne alınması gerektiği, 6102 sayılı TTK’nun 4 ve 5. maddelerinde tarif edilen ticari davalardan sayılmadığı, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, dosya içeriğinin incelenmesinde gelen yazı cevapları ile de davalının tacir olduğuna dair bilgi ve belge de bulunmadığı, müzekkere cevaplarında da davalının tacir olduğuna dair kayıt bulunmadığı, davalı vekilinin beyanı ile davalının doktor olduğu, bu hali ile TTK 4. maddesinde tarif edilen her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olma şartı bulunmadığından nispi ticari dava olarak da kabulünün mümkün bulunmadığından, davaya bakma görevi 6100 sayılı HMK’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davacı limited şirketi olup, yapmış olduğu meme protez satım faaliyeti ticari satım olduğundan taraflar arasındaki ilişki, davalı tacir sıfatına haiz olmasa dahi TTK.’nın 3. maddesi gereği ticari iş niteliğinde olduğunu, davalının, dava konusu satın alımlarda tüketici sıfatına haiz olmayıp, implantları satın alma amacı mesleki faaliyet kapsamında gelir elde etmekte olduğundan davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: 6100 sayılı HMK. 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. İşin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez. Uyuşmazlık satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Satış sözleşmesi TTK nda düzenlenmediğinden mutlak ticari dava sözkonusu değildir.Ancak davanın her iki tarafı tacir ise nispi ticari dava sözkonusu olacaktır.TTK.’nın 5. maddesine göre; asliye ticaret mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir. Somut olayda davacı tacir ise de; davalının hekim olup tacir olmadığı belirlenmiş olmakla davanın her iki tarafının tacir ve her iki yanın ticari işletmeleriyle ilgili olma şartı gerçekleşmediğinden davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.İstinaf nedenleri yerinde olmayan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/09/2021