Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1545 E. 2021/1377 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1545
KARAR NO: 2021/1377
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2021
NUMARASI: 2020/269 Esas- 2021/234 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2021
İlk derece mahkemesince verilen davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı … Ltd. Şti.’ne otel işletim programı satışından kaynaklanan 30/12/2013 ve … sıra nolu ve KDV dahil 3.000-euro bedelli 01/09/2014 tarih … sıra nolu KDV dahil 14.192,60- euro bedelli iki adet fatura kestiği, fatura bedellerinin süresinde ödenmediği, 17.192,60-Euro tutarındaki fatura bedelinin ödenmemesi üzerine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile … aleyhine 12/11/2014 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiğini … mah. … ada … parselde kayıtlı taşınmaza borç tutarı kadar haciz konulduğu, haczedilen taşınmazın Bakırköy … İcra Dairesinin … takip dosyası ile cebri satış işlemleri devam ederken 13/12/2018 tarihinde davalı …’e haricen satış işlemi yapıldığı, davalı … taşınmazı üzerinde var olan hacizler ile yükümlü olarak satın aldığı, davalılar 6098 sayılı yasanın 202 maddesi uyarınca borçlu …’in davacıya karşı olan İzmir … İcra Dairesinin … takip sayılı dosya borcundan dolayı müteselsilen sorumlu olduklarını, bu sebeple davalıların İzmir … İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına konu 17.192,60 Euro borçtan dolayı dosya borçlusu … ile birlikte müteselsilen sorumlu olduklarının tespiti ile 17.192,60-Euro alacağın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili 7 ocak 2021 tarihli dilekçesi ile ; dava konusu otelin bulunduğu gayrımenkul’ün 1/2 hissesinin …AŞ ne ait olup ,1/2 hisseyi 13.12.2018 tarihinde …AŞ den, %20 sini 27.9.2016 tarihinde ,%30 hisseyi de 9.1.2018 tarihinde 3.şahıs paydaşlardan aldığını,taşınmazın içinde bulunan taşınırları da 30.10.2020 tarihinde cebri icra yolu ile satın aldığını ,davalı …’un ise 20.3.2018 tarihinde kurulan yeni bir şirket olduğu, bu şirketin taşınırları …’den kiraladığını 31.10.2020 tarihinde satın alarak demirbaşına kaydettiği, davalılar ile dava dışı … AŞ arasında işletmenin devri sözkonusu olmadığını ,devredildiği iddia edilen otel işletmesi ile müvekkili … tarafından işletilen otelin işletmeye başlanması tarihleri arasında en az 3 yıl kesinti bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 6102 sayılı TTK 11/3. maddesinde, “ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabileceği, bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir. ” hükmü ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava dışı … şirketinin davaya konu taşınmazda 1/2 paydaş bulunduğu, taşınmazın tapu kayıtlarından niteliğinin arsa olduğu,ancak kıymet takdir raporundan otel bulunduğunun anlaşıldığı, 1/2 hisse üzerinde dava dışı …’ın 1. derecede 18.06.2013 tarihli ipotek hakkını davalı … şirketine alacağın temliki suretiyle devrettiği, davalı …’in ipoteğinin paraya çevrilmesi suretiyle icra takibi yaptığı, ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin icra takibi devam ederken davalı … tarafından taşınmazın 1/2 hissesinin haricen satın alındığı, Otel’e ait menkullerin … Şirketince kullanıldığı, davalı tarafın taşınmazı tapuda devralmasının TBK 202. madde kapsamında işletmenin devri niteliğinde olmadığı,davacının alacağından davalıların müteselsilen sorumlu tutulması talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davalılardan …AŞ’nin , borçlu …ltd.şti.’ne ait malvarlığını hacizle yükümlü olarak satın aldığını, bu hususun dava dosyası içeriği ile de sabit olduğunu, BK’nun 179. Maddesi gereğince işyeri devri için bir işletmenin veya malvarlığının tümünün devredilmesinin şart olmadığını, işletmenin önemli bir malvarlığının devrinin de işyeri devri niteliğinde olduğunu, borçlu tarafından borcun doğumundan sonra şantiye sahasında bulunan 700.000-TL bedelli tünel kalıp malzemelerine ilişkin mal satışı, işletmenin önemli kısmının devri niteliğinde olduğundan malları devir alan 3. kişinin, BK’nun 179. maddesi gereğince devir aldığı işletmenin borçlarından sorumlu olacağından bu devrin, alacaklının haklarını etkilemeyeceğini,malvarlığı devrinin işin esaslı bir kısmının devrini oluşturması halinde söz konusu malvarlığı devrinin ticari işletme devri olarak kabul edileceğini, rızai alım satım akdi ile satışı yapılan taşınmazın borçlu şirketin işinin esaslı bir kısmını oluşturup oluşturmadığının, başka bir deyişle satışa konu taşınmazın kullanım amacının yalnız başına bir iş kolu olarak değerlendirilip değerlendirilemeyaceğinin şirket faaliyetinin devamının sağlamaya yeterli olup olmadığı, devir sonrasında devredenin bahsi geçen iş kolundaki faaliyetlerini yerine getirme kapasitesinin önemli ölçüde azalıp azalmadığı değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesinin yasaya ve yerleşik yargıtay kararlarına aykırı olduğunu belirterek kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TBK nun 202.maddesi gereğince örtülü işletme devri hukuksal nedenine dayalı alacak davasıdır. Davacının, dava dışı … Limited Şirketine otel işlemi programı satışından kaynaklı iki adet fatura nedeniyle başlattığı icra takibinin kesinleşip Zeytinburnu İlçesi, … ada, … parsel üzerine haciz konulduğu taşınmazın davalı … tarafından satın alınması, taşınmaz üzerindeki otelin … Şirketince faaliyet gösterilmesi sebebiyle, davalıların 6098 TBK.’nın 202. uyarınca faturaya dayalı takipten dava dışı dosya borçlusu ile birlikte sorumlu tutularak davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Bir işletmenin devrinden bahsedilebilmesi için mamelekin veya işletmenin aktif ve pasifiyle birlikte devredilmesi gerekmekte olup, taraflar arasında yapılan sözleşmenin içeriği, tarafların iradelerinin yöneldiği sonuç ve sözleşmenin ifa ediliş şekline göre yapılacak değerlendirmeden devralanın işletmeyi tüm faaliyeti ile bu faaliyetten doğmuş alacak, borç, hak ve malvarlığı ile devraldığı sonucuna varılması halinde yapılan işlemin işletme devri niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Zeytinburnu … ade … parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesi davacı tarafın borçlusu … adına kayıtlı iken taşınmaz üzerinde …’in … AŞ lehine 18.6.2013 tarihinde tesis edilmiş 25.000.000 -TL bedelli ipotek bulunmaktadır.Bu ipotek ,ve alacak hakkı 30.12.2014 tarihinde … AŞ alacak hakkı 11.602.000-TL temlik bedeli karşılığında davalı … şirketine devir edilmiş, ipotek alacaklısı … tarafından Bakırköy …İcra Dairesinin … esas 10.4.2017 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılmış ,kıymet takdiri aşamalarından sonra 13.12.2018 tarihinde ancak tapuda yapılan satış ile davalı …’e devir edilmiştir. Diğer dava dışı şahıslar adına olan 1/2 hisse de yine … tarafından trampa yoluyla üçüncü şahışlardan trampa yoluyla devir alınmıştır. Yine Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında ; keşidecisi … olan, …’in aval verdiği 5 milyon TL bedelli senetlere dayalı olarak 3 kasım 2014 tarihinde … tarafından borçlular aleyhine kambiyo senedine dayalı başlatılan takipde işletmenin menkulleri haczedilerek cebri icra yoluyla 20.3.2015 tarihinde yapılan 2.satışda 445.000-TL bedelle alacaklı …’e ihale edildiği anlaşılmıştır. Anlatılanlara göre somut olayda, davacı taraf taşınmazda bulunan otel işletmesinin dava dışı borçludan devir alındığı, TBK 202 gereği borçlunun işletmesini devir ettiği ileri sürülerek davalıların borçtan sorumlu tutulmasını talep edilmiştir.Davalılar ise yeni bir otel işletmesi kurduklarını savunmuştur.Davacı tarafın iddiaları bu devirlerin üçüncü şahıs alacaklıları zararlandırma amaçlı olduğu da ileri sürülmemiştir. Kredi borçlusu … AŞ nin … AŞ ye olan kredi borcunun davalı … tarafından ödenerek alacak ve ipotek hakkının temlik alındığı , davalı … şirketinin 2018 yılında kurulan diğer davalının grup şirketi olduğu ,taşınmazın üzerinde bulunan ipotek hakkının cebricra yoluyla paraya çevrilmemesi , işletme konusunun yine otelcilik olması ,mehkullerin cebriicra yoluyla satın alınmış olması hususlarından hareketle işletme devrinin gerçekleştiği sonucuna varılamamaktadır.Taşınmaz üzerinde ki hacizlere bakıldığında anlatılan süreçte taşınmaz üzerinde yüklü miktarlarda hacizler bulunduğu da görülmektedir.Otelin bulunduğu taşınmazın borçlu ve borçlu yanında üçüncü şahıslardan devir alındığı ,menkullerin de ipotek takibinden 3 yıl evvel başlatılan kambiyoya dayalı takipde cebri icra yoluyla 2015 yılında satın alındığı ,zaman içerisinde üçüncü şahısların da dahil olduğu bir şekilde parça parça satış yoluyla davalı … mülkiyetine geçtiği anlaşılan menkul ve gayrımenkuller nedeniyle işletme devrinin değil, satış ilişkisinin mevcut olduğu sonucuna varılmaktadır.İlk derece mahkemesince davacı tarafın başlattığı icra takibinden davalıların müteselsilen sorumlu tutulması talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. İstinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2021