Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1483 E. 2021/1450 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1483
KARAR NO: 2021/1450
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/04/2021
NUMARASI: 2020/563 Esas 2021/293 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Usulüne uygun icra takibi bulunmadığından davanın usulden reddine ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili; müvekkili şirketin davalıdan 600 ünite botox satın almak için 21/11/2019 tarihli proforma faturaya istinaden 75.774-USD ödeme yaptığını, ancak davalının 600 üniteye tekabül eden malların yanızca 200’ünü teslim ettiğini, kalan 400 ünite botoks malzemesinin teslim edilmediğini, peşin olarak ödenen bedelin iadesi için İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, ancak davalının borca haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin 21/11/2019 tarihli faturaya istinaden 600 adet botoks ürününü davalıya eksiksiz olarak gönderdiğini, eksik teslimat iddiasının yerinde olmadığını, botoks ürünlerinin oda sıcaklığında en fazla 2 gün dayanabildiğini ve teslimat gününün tatile denk gelmesi sebebiyle depoda bekletilmiş ise ürünlerin bozulabileceğini, bu durumu öngöremeyen davacı firmanın müvekkilinden haksız yere tekrardan ürün göndermesini talep ettiğini beyan ederek davanın reddine, %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, icra takibindeki takip talebinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk Lirası cinsinden karşılığının gösterilmediği, ayrıca hangi tarihteki kur alacağı üzerinden talep edildiğinin belirtilmediği, belirtilen eksikliklerden kaynaklı hukuka aykırılığın kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle mahkemece resen gözetilmesi gerektiği, usulüne uygun takip yapılmadığından dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, müvekkilinin arabuluculuk toplantısına katılmadığı gerekçesiyle arabuluculuk ücretine mahkum edilmesinin yerinde olmadığını, başvurucunun elindeki iletişim bilgilerini vermemesi ve arabulucunun özen yükümlülüğüne aykırı davranışı neticesinde müvekkilin katılımı olmaksızın düzenlenen arabuluculuk tutanağının hükümsüz olduğunu ve buna dayanılarak arabuluculuk ücretinin müvekkilinin aleyhine hükmedilemeyeceğini, arabulucunun müvekkiline hangi iletişim vasıtalarıyla ulaştığını tutanakta açıkça göstermek zorunda olduğunu, 8 haftalık arabuluculuk sürecinin müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek 7 gün içinde sonlandırıldığını, müvekkiline ulaşılması için gerekli iletişim yöntemlerinin kullanılmadığını ileri sürerek arabuluculuk ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine, arabuluculuk toplantısına katılmayan davalının arabuluculuk ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. Davalı tarafından istinaf kanun yoluna arabuluculuk ücreti yönünden müracaat edilmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 8. maddesi, “Arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir ve iletişim kurabilir.”, 15. maddesi, “Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet eder. Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilirler. Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu, uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür”, 18/A maddesinin 7. fıkrası ise, “Taraflara ait iletişim bilgileri, görevlendirilen arabulucuya büro tarafından verilir. Arabulucu bu iletişim bilgilerini esas alır, ihtiyaç duyduğunda kendiliğinden araştırma da yapabilir. Elindeki bilgiler itibarıyla her türlü iletişim vasıtasını kullanarak görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ve ilk toplantıya davet eder. Bilgilendirme ve davete ilişkin işlemlerini belgeye bağlar.” hükümlerini içermektedir. Kanun’un 18/A-11. maddesi ise, “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargı gideri kendi üzerlerinde bırakılır.” hükmünü içermektedir. Dosyanın incelenmesinde; arabuluculuk toplantı tutanağı dosyaya ibraz edilmiş ve davalının arabuluculuk toplantısına katılmadığı dava dilekçesinde de belirtilmiştir. Bu hususa vakıf olan davalının arabuluculuk sürecinin geçersizliğine dair yargılama sürecinde herhangi bir iddia ileri sürmemiştir. Yargılama aşamasında ileri sürülmeyen bu hususun istinaf nedeni olarak ileri sürülmesi mümkün değildir. Bu itibarla davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 07/10/2021