Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/148 E. 2021/124 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/148
KARAR NO : 2021/124
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2020 (Ara Karar)
NUMARASI : 2020/570 Esas 2020/630 Karar
İHTİYATİ HACİZ TALEP EDEN
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2021
İlk derece mahkemesince verilen 26/10/2020 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP :Davacı vekili; 2016 yılında şirketin %20 hisseli ortağı olan davalının müvekkili firma hesabından kendi şahsi banka hesabına 19.12.2016 tarihinde 168.408-TL borç gönderdiğini, davalının 19.12.2016 yılında almış olduğu bu borcu hiç bir şekilde ödemediğini, TTK uyarınca da şirketlere olan şahsi borçların ivedilikle ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin ortaya çıkan ticari zararının bu tutar ile sınırlı kalmayıp bu para ile yapacağı ticari faaliyetlere de zarar verildiğini, müvekkili şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünde … Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine zamanaşımı ve pay devri sebebi ile itirazda bulunduğunu, ancak davaya konu uyuşmazlığın davalının TTK’ya da aykırı biçimde kendi hesabına para almasından kaynaklandığını, dolayısıyla davalının borcunun şahsi borç niteliğinde olmayıp devrinin de söz konusu olmadığını, bu sebepten dolayı pay devri ile sorumluluktan kurtulması gibi bir durumunun söz konusu olmayıp genel zamanaşımına tabi olacağını belirterek, davalının icra dairesine yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak kaydıyla davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, ayrıca açıkça iyiniyete aykırı davranışları ve mal kaçırma şüphesi sebebiyle davalının mal varlığı üzerine ihtiyati haciz koyulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili; davacı şirketin … Bankası Bakırköy şubesi TR… nolu hesabına ,19.12.2016 tarihi 17.04 de müvekkili tarafından 168.500-TL ödeme yapıldığı, icra takibi ile talep olunan sermaye taahhüdü borcunun yerine getirildiğini müvekkilinin şirketin yetkilisi olmadığını ,bu nedenle şahsi hesabına ödeme göndermesinin mümkün olmadığını belirterek ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava konusu alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı hususları konusunda, dosya kapsamı ve sunulan delil durumuna göre bu aşamada İİK.257. maddeye göre yaklaşık ispat koşulunun oluştuğunu ispatlar kanaat verici belge sunulmadığından davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati haciz talep eden davacı vekili; TTK 358 maddesi uyarınca anonim şirket pay sahiplerinin şirkete borçlanma yasağının düzenlendiğini, istisnai hallerin bu davada mevcut olmadığını, davalı tarafın müvekkili şirkette pay ortağı olduğu dönemde şahsi hesabına hiçbir hukuki dayanağı bulunmadan gönderdiği tutarın banka dekontunun ibraz edildiğini, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, bu nedenlerle ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Talep, davacı şirket hesabından davalının şahsi hesabına gönderdiği paranın ödenmesi için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasında davalının malvarlığı üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir.İ.İ.K’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İ.İ.K’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İ.İ.K’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. İ.İ.K’nın 257. maddesi hükmü uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için muaccel bir para alacağının bulunması ön koşuldur. Varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olan bir alacak talebi yönünden ortada muaccel veya müeccel bir bir para alacağı bulunduğu söylenemeyecektir.Somut olayda; davacı tarafından 19/12/2016 tarihinde “sermaye taahhüt ödemesi … Canacankatan E”açıklaması ile 168.500-TL havale yapıldığına ilişkin davacı şirket hesabına ait hesap ekstresi dosyaya sunulmuştur.Ancak havalenin sermaye ödemesi açıklaması içermesi ,davalının da hisselerini devrettiği savunması değerlendirildiğinde davacı tarafça yapılan havalenin davalı tarafından iadesi gerekip gerekmediği yapılacak yargılama neticesinde belirlenecektir. Dosya kapsamı sunulan delillerin incelenmesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi için gerekli olan yaklaşık ispat düzeyine ulaşılamadığı kanaatına varılmıştır. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz isteyen davacı tarafça sunulan delillerin bulunduğu aşama itibariyle yaklaşık ispat/kanaat verici delil seviyesinde bulunmadığından istemin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. İstinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı/ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/02/2021